Malia:
Spor salonundaki yumruk torbasına birkaç güçlü tekme savunduğum sıra yanıma salon antrenörü gelmişti.
"Malia iyi misin? Bugün daha sinirli gözüküyorsun."
"Genel halim böyle."
Bu sefer sert bir yumruk savurmuştum.
"İkili çalışma yapmak ister misin?"
"Hayır şu an istemiyorum."
Birden beni tutup itmişti. Bana doğru bir yumruk savurduğu anda eğilip onun hamlesinden kaçmıştım.
"Cidden havamda değilim."
İkinci bir hamlesi olduğunda bundan kaçmada pek başarılı olamamıştım.
"Malia dikkatin niye dağınık?"
"Bilmiyorum."
Üçüncü hamlesinde onu tutup sertçe ittim.
Sendeleyip yere düştüğünde onun üstüne çıkıp dizimi hafifçe boğazına bastırmıştım.
"Tamam pes ediyorum." Dediğinde hafifçe gülerek üstünden kalktım.
"Her zamanki gibi."
...
Eve doğru ilerlediğim sıra arka taraftan bir ses gelmişti.
"Hey Malia."
"Hey Darren." Dedim onun taklidini yaparak.
"Nereden geliyorsun böyle?"
"Seni ilgilendirir mi sence?"
"Yalnızca merak."
Yanından geçip eve doğru ilerlemeye başlamıştım.
"Bana neden böyle ters davranıyorsun?"
"Sen bana niye böyle gevşek davranıyorsun?"
"Her zamanki halim."
"Tamam benim de her zamanki halim."
Ondan uzaklaşıp anahtar yardımı ile kapıyı açtım.
"Benden kaçman hoşuma gitmiyor."
"Senden kaçmama neden olma o zaman."
Odama doğru ilerlediğim sıra -burada kala kala odam demeye başladım- peşimden gelmeye devam etmişti.
"Darren sana ikinci kez kafa atmamı mı istiyorsun?"
Bir adım geri çekildiğinde istemsizce gülmüştüm.
"Bence cevabımı aldım."
Odama girip anında kapıyı kapamıştım. Bu çocuk beni deli ediyor.
Tam o anda telefonuma Katherine'den bir mesaj gelmişti.
"Malia, Darren ile yalnız kaldığını biliyorum bunun için üzgünüm ama kısa zamanda eve gelmeye çalışacağım."
Mesaja bakıp bir süre gülümsemiştim. Sonrasında telefonu birkaç kez elimde çevirdim.
O an telefon çalınca kim olduğuna bakmadan telefonu açıp kulağıma götürmüştüm.
"Efendim."
Bir süre karşı taraftan ses gelmemişti.
"Hey."
Telefonu çekip baktım ama isim yoktu sadece numara vardı.
Telefonu tekrar kulağıma götürdüm.
"Bunu sürekli yapıyorsun."
"Anlamadım."
"Sürekli avımı engelliyorsun."
"Sen kimsin?"
"Onları korumak zorunda mısın? İnsanları. Sende bizim gibisin ama sürekli onları koruyorsun."
"Masumları öldürüyorsunuz."
"Hayatta kalmaya çalışıyoruz, senin gibi insan eti yemeden yaşayabilen türler çok az var."
"Bir yolunu bulan kişiler ile de karşılaştım. Hayvan kanı içen, hayvanlar ile beslenen."
"Kolay olduğunu mu düşünüyorsun? Sadece seni bir süre yatıştırır, yine insanlar ile beslenmeye yönelirsin."
"Bunu yapan ve devam eden kişiler tanıyorum. Bak istersen sana da bu konuda yardım ederim. Yardım ederiz."
Karşı taraftan ses gelmemişti bir süre.
"Aslında benim daha kolay yapacağım şeyler de var."
"Bak biliyorsun ki etrafta avcılar var, buna devam edersen iyi şeyler olmaz."
"Evet biliyorum, kasabada olduklarını da biliyorum. Ama henüz kim olduklarını çözemedim. Çözdüğüm anda kendime bir ziyafet vereceğim."
"Kasabada avcılar mı var?" Dedim şaşırmış gibi yaparak.
"Yapma Malia, bunu sende iyi biliyorsun. Son zamanlarda sayımız azalmaya başladı. Ama dediğim gibi avcıları severim, onlardan kendime iyi bir ziyafet çekeceğim."
Telefon kapandığında içimi bir korku sarmıştı.
"Kai."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....