Malia'dan
"Koç benim akşama bir işim var, cidden bu saate antrenman koymak zorunda mıydın?"
"Saat sabahın sekizi."
"İşte onu diyorum, uykum var ve yorgunum. Eve gidip yorgunluktan uyuyacağım ve akşama hazırlık yapacağım."
"Malia mızmızlanmayı kes ve antrenmana odaklan. Unutma iki saat boyunca bunu yapacaksın." Durdu ve saatine baktı. "Benim bir saatliğine işim var, döndüğümde burada ve hazır ol."
Yandan çantasını alıp çıkışa doğru ilerlediğinde oflamalar eşliğinde çantama ilerledim.
Telefonumu çantamdan çıkarıp suyun kenarına ilerledim ve sonrasında Kai'yi aradım.
"Efendim Malia." Sesi çok uykulu geliyordu.
"Üzgünüm uyandırdım mı?"
"Biraz öyle oldu, sorun ne?"
"Hiç yalnızca arayıp sesini duymak istedim. Koç sabah yüzme antrenmanı yazmış bana. Bende öyle sıkılıyorum işte."
"Anladım."
"Sen napıyorsun?"
"Uyumak istiyorum ama yapamıyorum."
"Neden?"
"Çünkü telefon ile konuşuyorum."
"Hey bu çok kaba oldu ama." Dediğimde gülmüştü.
"Kibar biri olmadığımı biliyorsun."
Birkaç saniye sessizlik olmuştu.
"Kapasam iyi olacak." Durdum ve etrafa bakındım öylece. "Akşam geleceksin değil mi?"
"Geleceğim tabiki. Gelirken bir şey almamı ister misin?"
Arkamdan geçen bir şey olduğunu fark ettiğimde hızlıca arkama bakmıştım.
"Hayır... bir şey istemiyorum." Gözlerim etrafı tarıyordu hızlıca.
"Malia sesin değişti birden, iyi misin?"
"İyiyim, bir ses duydum yalnızca."
Etrafıma bakarken yan taraftan bir ses daha duymuştum.
"Malia?"
"Burada birisi var ama kim olduğunu göremiyorum. Yalnızca ses var bir de...."
"Bir de ne? Malia ne oluyor?"
"Nefes sesi." Dedim yutkunarak. Arkamı döndüğümde ne olduğunu çözemediğim bir şey beni suya fırlatmıştı.
Ağzımdan çığlık benzeri bir şey kaçtığında hızla suyun üstüne çıktım. Telefonumun da suyun içinde olduğunu görmüştüm.
Ama etrafta başka bir şey göremiyordum.
Sonra birden ayak bileğimde bir el hissettim ve bir şey beni suyun dibine çekti.
Çırpınmaya başladığımda pençelerimi de çıkarıp beni tutan şeye doğru savurdum.
Hala daha ne olduğunu görememiştim ama suda çok hızlı hareket ettiği kesindi.
Ayağımın sallayıp ondan kurtulduktan sonra kenara doğru yüzmeye çalıştım ama beni tekrar dibe çekmişti.
Neyse ki derin bir nefes alabilmiştim ama o şeyden kurtulamıyordum.
Ona karşı gözlerimi göstererek hırladığımda saniyelik bir an benden kaçmıştı. Sonrasında onu ayağımla itip su yüzeyine çıktım.
Bu sefer etrafta hiçbir şey görememiştim. Suyun içinde de bir şey yoktu.
Kapıya doğru baktığımda bir şeyin dışarı doğru gittiğini gördüm ve hemen ayaklanıp o yöne doğru koşmaya başladım.
Ama dışarı çıktığımda etrafta kimse yoktu. Birkaç dakika boyunca öylece bahçede turladım ama sonrasında salona geri dönmüştüm.
Ayağımdaki morluk da henüz geçmemişti.
"Malia? Malia iyi misin?"
Kai bana doğru koşarak gelirken onu görmenin verdiği rahatlama ile gülümsemiştim.
"Bir ses duydum sonrasında sesin tamamen kesildi ve ben..."
Ayaklanıp hızlıca onun boynuna sarılmıştım. Birkaç saniye bir şey yapmamış olsa da sonrasında bana sarılmıştı.
"Bir şey beni suda boğmaya çalıştı sonra da kaçıp gitti. Ne olduğunu bilmiyorum ama cildi pulla kaplıydı ve çok korkutucu gözüküyordu."
Nefesimi düzene soktuktan sonra ondan uzaklaşmıştım. Beni bir süre öylece süzdü sonrasında ıslak saçlarımı geriye doğru aldı.
"Tamam merak etme, o şeyin ne olduğunu bulacağım tamam mı? Korkma, bir daha sana bir şey yapamaz. Tabi yarına sağ çıkabilirsem."
"Neden ki? Bir şey mi oldu?"
"Daha olmadı da olacak? Buraya gelmek için Dean'in Impala'sını ödünç almak zorunda kaldım ve uyandığı zaman kıyamet kopacaktır."
Durup korkmuş gibi dudağımı dişlemiştim.
"Şimdiden sana geçmiş olsun o zaman."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....