26. bölüm

499 53 13
                                    

Kai'den:

"Canım sıkılıyor"

"Napayım çıkıp masaya dans mı edeyim?"

Bunu diyen Dean'e göz ucuyla bakmaya çalışmıştım ama beceremedim.

"Aslında iyi olurdu."

"Üzgünüm yapmayı çok isterdim ama ellerim bir direğe bağlı."

Kafamı öfkeyle geriye doğru atmıştım.

"Şu yaratığı elime geçirdiğim an kafasını koparacağım. Dean hala iplerini çözemedin mi?"

"Uğraşıyorum. Ayrıca onun avını engelledik ve bize sinirli. Sıradaki avı içimizden biri olacaktır büyük ihtimal."

"O zaman biraz hızlan. Bir kurt adam tarafından kalbimin parçalanması isteyeceğim son şey."

"Hatırladığım kadarıyla Malia o kalbi parçaladı zaten."

"İşine bak!"

O iplerle uğraşırken ben ıslık çalmaya başlamıştım.

"Kes şunu dikkatimi dağıtıyorsun."

"Napayım canım sıkılıyor."

"Bence bırakayım da kurtadam seni yesin. Ne dersin?"

"Tamam çenemi kapıyorum."

Elimi hareket ettirmeye çalışmış olsam da işe yaramamıştı.

"İpleri çok sıkı bağlamış."

"Ve ipler çok kalın. Kelepçe olsa çoktan açardım. Bilirsin kelepçe konusunda ustayımdır."

"Heh kelepçe demişken Katherine ile durumlar nasıl?"

"Kelepçe şeyini nasıl ona bağladın?"

"Kelepçe deyince seks geliyor aklıma, sen ve kelepçe deyince sen ve seks geliyor. Ve oradan da Katherine geldi işte aklıma."

"Hala aynı, üvey kardeşi şeyinden beri bir kere filan konuştuk o da durumun iyi olduğunu söylemek için aramış."

"Ben Malia ile konuşmuyorum hiç. Geçen bizim oralarda denk geldik, selam verdi filan hepsi o."

Dean'in güldüğünü işitmiştim.

"Sorun ne?"

"Bir yiyişme ile bu hale geldiniz, yatsanız sonuç ne olurdu acaba?"

"Daha mı iyi olurdu yoksa daha mı kötü emin olamıyorum şu an."

"Neyse kapa çeneni, sanırım ipleri çözmeme az kaldı."

Tam o sırada dışarıdan birtakım sesler gelmeye başlamıştı.

"Siktir."

Kapı açıldığı anda içeriye şu avını engellediğimiz kız giriş yapmıştı.

"Selam güzellerim. Anneniz acıktı."

Bize doğru geldiği sıra gözleri arka tarafımda kalan Dean'e kaymıştı.

"Sen avımı engelledin."

"Ne diyebilirim ki, her zaman yaramaz bir çocuk olmuşumdur."

Kız ondan uzaklaşıp bana doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Sen çok şirinsin, umarım tadın da görüntün gibidir."

Yanıma gelip kucağıma oturmuştu. Ya ama ben bunu yaşamak zorunda mıyım?

"Yakında yüz nakli filan yaptıracağım, şirinim diye yemek isteyen çok kız oluyor çünkü."

Elini yüzümde gezdirdi ardından dudaklarını boynuma değdirdi.

"Sevişeceksek burası pek uygun değil bence." Dediğimde gülmüştü.

"Kokun çok güzelmiş. İnsan kokularına zaafım vardır."

"Parfüm markamı söylerim bir ara."

Elini tişörtüme attı ve tişörtü yırtarak çıkardı. Sonrasında ise eliyle göğüsümde daireler çizmeye başlamıştı.

"Kalp atış sesin açlığımı arttırıyor. Ama bu güzel vücuda zarar vermek de istemiyorum şu an."

"Bence ortak bir noktada buluşabiliriz."

Tırnaklarını çıkardığında korkmaya başlamıştım.

Cidden bu beni yer bak benden demesi.

Kaderimde kurtlara yem olmak da varmış demek.

"Onun tadının kötü olduğuna eminim."

Kız tırnaklarını göğüsümde gezdirirken Dean bunu söylemişti.

"Bak benim kalbim onunkinden daha yağlıdır garanti veriyorum buna. Sürekli Fastfood yiyorum."

"Kapa çeneni."

"Onu bırak senin derdin benimle."

Kız hala gözleri ile beni süzüyordu.

"Şanslı günündesin güzelim."

Üstümden indikten sonra arka tarafıma doğru ilerlemişti.

Birkaç saniye sonra arka taraftan birkaç ses yükseldi. Sonrasında Dean kanlı elleri ile yanıma gelmişti.

"Bu kızlar beni görünce hep böyle olurlar işte."

...

Hunt You DownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin