Malia'dan:
Kai tekrar koltuğuna döndüğünde onu izlemekle yetinmiştim.
"Ne yaparsam yapayım bana inanmayacaksın değil mi?"
"Başka yaratıklar tanıyor musun?"
"Seni ilgilendirmez."
"Malia sence oyun mu oynuyorum ben? Sorularıma düzgün yanıtlar ver!"
Kafamı geriye doğru verip onu takmamaya karar vermiştim.
"Yüzüme bak."
"Benden bir şey öğrenemezsin."
"Seni başka şekillerde de konuşturabilirim."
"Güldürme beni." Dediğimde yüzümü onun yüzüne çevirmiştim. "Kai bence beni Dean'e teslim et, o benimle ne yapacağına karar versin çünkü senin bir halt yapacağın yok."
Silahı sinirle bana doğrulttuğunda hafifçe gülmüştüm.
"Sonunda kararını verdin mi?"
"Kapa çeneni."
"Bu kadar zorlanmana gerek yok, ben bir yaratığım unuttun mu?"
"Şansını çok zorluyorsun sen."
"Her şeyi ben yapıyorum değil mi? Kötü olan da benim sense sütten çıkmış ak kaşıksın"
Yarama aldırış etmeden koltukta oturur pozisyona geçmiştim.
"İyileşmeye başladın sanırım."
Göz ucuyla yarama baktığımda neredeyse yaranın yarısının iyileştiğini görmüştüm.
"Sanırım kısa zamanda iyileşecek."
Kai'ye baktığımda biraz tereddüt yaşamış olsa da sonunda kalkıp yanıma oturmuştu.
"Malia seninle açık konuşacağım, seni öldürmek istemiyorum tamam mı? Ama bunu yapmak zorunda olduğumu da biliyorum. Çünkü yaşadığım şeyler asla bir yaratığa güvenmemem gerektiğini öğretti bana. Evet zamanında bir tanesine güvendim ve iyi sonuçları olmadı. Bir daha aynı hataya düşmem."
"Yaşadığın şeylerin bedelini bana ödeteceksin kısaca. Adalet anlayışını sevdim."
Gözleri birkaç saniyeliğine karnımın üstündeki yaraya kaymıştı.
"Bu iyileştiği zaman seni öldüreceğim."
"Neden şimdi değil?"
"İyileştiğini görmek istiyorum."
"Cevabın bu mu?" Deyip güldüğümde elini karnımın üstüne koymuştu.
"Bu şey buradayken içimde az da olsa vicdani duygu oluşuyor çünkü. Benim yüzümden yaralandığın geliyor aklıma."
Elinin üstüne elimi koyduğum zaman birkaç saniye öylece bana bakmıştı.
"Yara iyileşince o anlar zihninden silinip gitmiyor Kai, bunu biliyorsun değil mi?"
Elini çektiğinde gözleri tekrar karnımın üstüne kaymıştı. Gözleri birkaç saniyeliğine şaşkınlık ile açılmıştı.
"İyileşti." Dediğinde bildiğim halde az önce derin bir yara barındıran karnıma bakmıştım.
"Pekala beni ne zaman öldüreceksin?"
...
Eli silahına gittiğinde onu izlemekle yetinmiştim.
"Üzgünüm ama..."
Durdu ve titreyen elinden düşen silaha baktı.
"Kendimle mücadelemi kaybediyorum."
Bana dönüp dudaklarını dudaklarıma bastırdığında şaşkınca geri çekilmiştim.
"Kai..."
"Şu an sus, başka bir şey istemiyorum."
Tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırmıştı. Hemen sonra beni yavaşça koltuğa itip üstüme uzandı.
Şaşkınlığımı hala üstümden atamamış olsam da vücudum çoktan ona karşı tüm duvarlarını indirmişti.
Ve dudakları boynuma yönlendiğinde ağzımdan kaçan birkaç inlemeye hakim olamamıştım.
"Devam etme."
Tırnak köklerim acımaya başlamıştı ve gözlerimin parlak rengini aldığını hissediyordum.
"Kai..."
Gözlerini gözlerime çevirdiğinde parlak mavi gözlerime nefretten uzak bir bakış atmıştı.
"Devam edeceğim." Dedi kendinden emin bir şekilde. "Kontrol altında tutmaya çalış."
"Yapamam." Deyip pençelerimi gösterdim ona. "Daha önce hiç yapmadım, yine yapamam."
Beni çekip hızlıca kucağına aldığında ona tutunmuştum.
"Belki de böyle şeylerden hoşlanıyorumdur olamaz mı?"
Beni içeri doğru taşırken pençelerimi içeri sokmak adına büyük bir çaba sarf etmiştim.
"Böyle bir şeyden hoşlandığını sanmıyorum." Dediğimde beni yere indirmişti. Ellerimi bileklerimden tutup yüzüne yerleştirdi.
"Kai..."
Dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdığında onu daha hırsla öptüğümü fark etmiştim.
Ellerimi ondan çekip beni yasladığı duvara sabitledim. Belki bu sayede pençelerimi ondan uzak tutabilirdim.
Tam o anda tişörtünü tutup kafasından çıkardı.
Ama yapma bunu lütfen...
"Kai beni dinlemen gerek, eğer sana zarar verirsem..."
Bacaklarımdan tutup beni havaya kaldırdı ve kucağına aldı. Ona sarıldığım zaman pençelerimi içeride tuttuğumu fark etmiştim.
"Bunu denemek istiyorum, her zaman kolayı seçseydim bir avcı olmaya karar vermezdim."
Beni yatağa yatırdığında büyük bir hızla üstüme uzanmıştı.
"Kendime hakim olamayacağımı biliyorum, boşuna kendini riske atarsın Kai."
"Bu konuşmayı geride bıraktığımızı sanıyordum."
Elimi tutup başımın üstüne doğru çekti ve diğerini de alıp ikisini birden tek eliyle başımın üstünde tutmaya başladı.
"Küçük bir tedbir."
"Yalnız pençelerim çıkarsa onları o kadar kolay tutabileceğini sanmıyorum."
Güldüğünü fark etmiştim.
"O sırada hiçbir şey hissetmiyor olacağım, hesabını sonra sorarım."
Dudakları tekrar dudaklarımı buldu.
Tamam anlaşıldı.
Ne dersem diyeyim bu şeyi durdurmayacaktı.
Ve ne yalan söyleyeyim bunun devam etmesini bende istiyordum.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....