Katherine:
Şu nemeton denen şeyi büyük uğraşlar sonucu bulmuş olsak da birkaç yaratığın saldırısına uğradığımız için şu an pek de iyi bir durumda değildik.
"Dean nerede?" Dedim üstümde duran yaratığın karnına bir bıçak saplarken. Ardından bir yaratığın Dean'i ağaçlardan birisine savurduğunu görmüştüm.
Yardım etmeye gideceğim sıra Dean yanda duran sopayı eline alıp yaratığın kafasına geçirdi. Hemen sonra ayakkabısında duran küçük silahı onun boğazına dayayıp tetiği çekti.
"Bu havalıydı." Dedim onu süzerken. Yerde duran bıçağı elime alıp bıçakları kemerimde duran askılık kısımlarına takarken Dean "arkanda." Diyerek beni uyarmıştı.
İki bıçağı hızlıca yerinden çekip arkamda duran yaratığın göğsüne sapladım.
"Bu da havalıydı." Dedi Dean gülerek. Sonrasında yanıma geldi ve birlikte Maliaların yanına gittik.
Kai'nin omzu çıkmış olacak ki Malia onun yanına çökmüş ve omzunu kavramıştı.
"Ben hallederim." Dedi Dean ama Malia onu durdurdu.
"Ben yapsam daha iyi." Deyip Kai'nin elini sıkıca tuttu. Bu yaptığı şeyle onun acısını içine çekiyordu. Hemen sonra sertçe Kai'nin omzunu yerine taktı ama Kai zerre acı duymamıştı.
"Hey... bunu bir ara bana da öğretmelisin."
"Eğer bir çakalsan böyle yeteneklerin oluyor." Malia Dean'e göz kırptığında Dean kalsın dercesine bir hareket yapmıştı.
"Her neyse, şu orospu çocuğu ağacı yok edelim artık."
...
Nemetonun gücünü gümüş bıçağa aktarıp sonrasında onu üvez ağacından yapılmış bir kutuya koymuştuk. Malia, içinden tuhaf bir hissin geçtiğine dair bir şeyler söylemişti. Büyük ihtimalle bu durum onu da etkilemişti.
Sonrasında Dean bıçağın kendisinde kalmasını söyleyip onu arabasına koydu ve birkaç gün daha buralarda kalacağına ve her şeyin normal olduğuna emin olacağına dair bir şeyler söyledi.
Sonuçta yine gidecekti ve ben umurumda değilmiş gibi davranmış olsam da umrumdaydı.
Birkaç gün daha onu görecektim ve bu oldukça zor olacaktı.
...
Gece bir ses duymamla anında gözlerimi açmıştım. Yanımda duran kişiyi hızlıca yatakta altıma alıp yastığımın altında duran bıçağı da onun boynuna dayadım.
"Hey sakin ol, yalnızca benim."
"Dean burada ne işin var?"
"Sadece seni son kez görmeye gelmiştim ama uyanmanı beklemiyordum doğrusu." Durdu ve gülmeye başladı. "Aslında uyanmanı ummuştum çünkü seninle konuşmak istediğim bir şey var."
"Konuşabilirsin."
"Bıçağı boynumdan çekersen daha rahat ederim."
Bıçağı daha da boynuna bastırmıştım ama aniden beni itip bu sefer o beni altına almıştı.
"Yaşlanmış olabilirim ama paslanmış sayılmam."
Bıçağı yan tarafa bırakıp gözlerini tekrar üstüme çevirmişti.
"Ne konuşacaktık?"
"Bak Katherine, birincisi seni sadece seks için ya da fiziğin için filan kullandığımı düşünüyorsan yanılıyorsun. Tamam kabul ediyorum, her zaman bunu yapıyorum ama sana değer veriyorum ve bu yüzden senden uzak kalmam gerekiyor."
"Gerekmiyor, kendimi koruyabilirim."
"Bana bunu kanıtlamak için mi bir avcı olma kararı aldın?" Dediğinde sessiz kalmıştım. "İyi bir avcı olmuş olabilirsin Katherine, tanıdığım ve benim yüzümden ölen kişiler de iyi avcılardı ama sonuç olarak hepsinin ölümüne şahit oldum."
"Kendime kendimi kanıtlamak için bir avcı oldum. Seninle pek alakası yok."
"Güzel, benim için bir şeyler yapmamalısın çünkü hak etmiyorum."
"Gidecek misin?"
"Yarın sabah gideceğim."
"Güzel, kalmanı istemiyorum."
"Neden?"
"Çünkü bu duruma alıştım ve kalmanı istemiyorum. Çünkü seninle hiçbir zaman bir şansımız olmayacak ve ben bunu bile bile sana yakın olmak istemiyorum. Hayatıma devam etmek istiyorum."
"Güzel, buna sevindim o zaman." Dudaklarını bana doğru yaklaştırıp hafifçe dudaklarıma bir öpücük kondurdu.
"Hoşçakal Katherine, bu seferki vedamız daha az can yakıcı olsun."
"Bunun daha çok can yaktığını biliyorsun." Dediğimde bir şey dememişti. Sonradan hızlıca üstümden kalkıp hiçbir şey olmamış gibi üstünü düzeltti.
"Bu arada geceliğini beğendim, ve bıçağını da... ve de..." Elinde tuttuğu kolyemi gösterirken elim boynuma gitmiş olsa da elim öylece boşlukta gezindi. "...kolyen de güzelmiş."
"Onu ne ara aldın?"
"Seni öptüğüm sıra kendinden bayağı geçmiş gibiydin." Kolyeyi bana atıp gülümsedi. "Her neyse gitme vaktim geldi sanırım." Kapıya doğru yöneldiğinde arkasından seslendim.
"Senden nefret ediyorum."
"Teşekkür ederim."
...
Diğer bölüm final bölümü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....