Katherine'den
Geçen konuştuğum dedektifin numarasını çantamdan çıkardım.
Hatırladığım bazı şeyleri onunla paylaşmak istiyordum. Bu yüzden numarasını hızla telefonuma yazıp onu aradım.
Birkaç çalış sonra "Efendim." Diyerek açmıştı telefonu.
"Şey merhaba dedektif, ben Katherine. Hani şu..."
"Kim olduğunu biliyorum, bir sorun mu var?"
"Şu olanlar hakkında konuşmak istiyorum. Bazı ayrıntılar hatırladım çünkü."
"Tamam hemen buluşalım o zaman. Nerede buluşabiliriz?"
"Şey... Ben bir haftadır evden çıkmıyorum. Buraya gelmeniz size sorun olur mu? Adresi hatırlıyor musunuz?"
"Hatırlıyorum birazdan orada olurum."
"Teşekkür ederim." Telefonu kapadıktan sonra ayaklanıp biraz etrafı topladım. Sonra da odama geçip üstüme biraz çeki düzen verdim.
Zaten çok geçmeden kapı çalınmıştı.
"Hoş geldiniz." Kapıyı açarken gülümsemeye çalışsam da pek işe yaramamıştı.
Yana çekilip eve girmesine izin verdiğimde etrafa hızlıca göz atıp koltuklara doğru ilerlemişti.
"Evin güzelmiş."
"Teşekkür ederim, babamdan geriye kalan sayılı şeylerden biri işte."
Yanına geçip oturdum.
"Bir şeyler ister misiniz dedektif?"
"İsmimle hitap edilmesini severim, lütfen bana Alan de, aksi durumda kendimi çok yaşlı hissediyorum."
Bu dediğine birazcık gülümsemiştim.
"Pekala Alan bir şeyler ister misin?"
"Sadece, anlatmaya başlamanı istiyorum. Neler hatırladın?"
"Başta... anlattığım şeylerden pek farklı değildi olay ama sanki... birisi daha vardı. Birkaç siluet hatırlıyorum çünkü. Karşı tarafta duran iki kişi ama ne yaptıklarını çözemiyorum. Sanki kavga ediyor gibiler ama o an gözlerim karardı."
"Saldıran bir kişi değil miydi sence?"
"Hayır bence bir kişiydi ama birisi beni ondan kurtardı diye düşünüyorum."
Biraz durup beni süzdü ve devam et dercesine kafasını salladı.
"Birde şey... size o gün Austin ile buluşacağımdan bahsetmiştim değil mi?"
"Evet sana mesaj atmıştı."
"Sonrasında onunla konuştuk. Evet buluşmak için mesaj atan oymuş ama sonra gelmeyi unutmuş. Daha doğrusu... bir kızla olduğu için gelmemiş diyeyim. Sanırım kız kıskançlığından bana öyle bir mesaj atıyor sonra da aradığımda telefonu açıp konuşuyor."
"Bunu bilmiyordum işte."
"Okul Austin'in evine çok yakın ve genelde hep okulda buluşurduk. Gece yüzme havuzu güzel oluyor. Saat dokuzdan sonra da kameralar kapalı oluyor."
"Kameraların kapalı olduğunu herkes biliyor mu?"
"Hayır sadece Austin biliyor. Bir ara okulun teknik servisinde çalışıyordu."
"Sana saldıran kişi de bunu biliyor olmalı. Austin bunu birilerine söylemiş olabilir mi?"
"Olabilir, ona sorardınız eğer hayatta olsaydı." Durup yavaşça yutkundum. Bunu söylemek hala zor geliyordu.
"Bana anlatabileceğin başka bir şey var mı?"
"Bir de şey, yara çok tuhaf. Yani sanki... diş izine benziyor gibi ama olmadığı da kesin. Mümkün olsa biri bana sivri dişlerini geçirdi derdim."
"Yaraya bakabilir miyim eğer iznin olursa?"
Kafamı olumlu anlamda salladım ve üstümdeki gömleğin iki üç düğmesini açıp omuz kısmını aşağı indirdim.
"Bandajı kaldırabilirsin, birazdan değiştirecektim zaten."
Yavaşça bandajı çekerken dişlerimi sıkmıştım.
"Üzgünüm."
"Sorun değil devam edebilirsin."
Bandajı çekip aldı ve bir kenara bıraktı. Sonrasında parmakları bir süre yaranın üstüne dolaştı.
"Kötü gözüküyor değil mi? Bu geçmiş hali."
"Yaranın fotoğrafını çekmeme izin verir misin?" Elini tenimden çektiğinde dediği şeyi düşünüyordum.
"Bir yararı olacaksa çekebilirsin."
Cebinden bir telefon çıkardı ve telefonu yaraya doğru tutup birkaç fotoğraf çekti.
"Katherine cidden yardımcı oldun."
"Onu bulacak mısınız?"
"Elimizden geleni yapacağız buna emin olabilirsin."
Uzanıp elini avuçlarım arasına aldığımda bir süre öylece elime bakmıştı.
"Onu bulacağını biliyorum."
"Nereden bilebilirsin ki bunu?"
"Kendinden çok emin bakıyorsun ve sanki bir işe başladıysan onu yarım bırakmayacak gibisin. Aynen benim gibi, bu yüzden de sana güveniyorum."
Bir süre daha tuttuğum eline baktı. Sonra yavaşça elini geri çekti.
"Gitsem iyi olacak."
"Geldiğin için teşekkürler."
"Her zaman arayabilirsin Katherine, her zaman."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Hayran Kurgu"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....