Katherine'den
Gece okulun koridorlarında salak saçma bir halde dolanıp duruyordum.
Bu aralar başıma gelen şeyleri atlatmayı yavaş yavaş başarabilmiştim. Dean ile son karşılaşmamızdan beri bir daha konuşmadık.
Yine de onu özlediğimi fark etmişim.
"Hey burada ne arıyorsun?" Gelen sese doğru döndüğümde okuldan bir çocukla göz göze gelmiştim.
"Yalnızca dolanıyorum."
"İyi misin sen?" Koluma dokunduğunda hızla geri çekilmiştim.
"İyiyim bir problem yok. Gideceğim zaten şimdi."
"Sen sanırım beni yanlış anladın." Tekrar kolumu tuttuğunda bu sefer onu itmiştim.
"Uzak dur benden." Dediğimde yüzünde sinir bozucu bir gülümseme olmuştu.
"Güzelim böyle şeyler yapmamalısın." Dişlerini çıkarıp üstüme atladığında ağzımdan büyük bir çığlık kaçmıştı.
Sonrasında terler içinde uyandım ve karanlık odamda etrafıma bakındım bir süre.
Evet cidden bu olayları çok iyi bir şekilde atlatmışım.
Elime telefonu alıp hızla rehberde dolaşmaya başlamıştım.
Her ne kadar istemesem de Dean'i aramaktan kendimi alamamıştım.
Birkaç dakika içinde telefon açıldı.
"Efendim Katherine"
Müzikli bir yerde olduğu belliydi. Sesi çok az geliyordu.
"Dean müsait misin?"
"Müsait sayılırım bir sorun mu var?"
"Yanına gelebilir miyim? Biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var ve sanırım sen de kafa dağıtılacak bir yerdesin."
Birkaç saniye sessizlik olmuştu.
"Adresi mesaj atarım." Telefonu kapadığında bir miktar şaşırmıştım çünkü bunu beklemiyordum.
Ama aceleyle yataktan çıkıp dolabıma yöneldim ve gece elbiselerimden birini elime aldım. O sırada Dean de mekanın yerini mesaj atmıştı.
Üstümü değiştirip saçıma da biraz çeki düzen verdim. Ardından makyaj yapıp hemen evden çıkmıştım.
İlerideki taksi durağından bir taksi çevirip mekanın adresini adama uzattım. Yaklaşık on dakika sonra da mekanın önündeydim.
Dean'i beni kapıda beklerken bulduğumda biraz şaşırmıştım doğrusu.
"Dean sen iyi misin?"
Yanına gittiğimde elindeki birayı kafaya dikip yürümeye başlamıştı.
"Konuşmasak ya, sessizliğe ihtiyacım var."
"Sessizlik istiyorsun ama bara mı geldin?"
"Kafamdaki sesleri bastırmaya ihtiyaç duyuyorum.
Masalardan birine geçip oturduğumuzda onun yüzünü biraz daha dikkatle incelemiştim. Sanki birkaç gecedir uyumamış gibi bir hali vardı.
"Sorun ne?"
"Katherine hiç hayatında çok güvendiğin birisi senden büyükçe bir sır sakladı mı?"
Birkaç saniye sorusunun cevabını düşünmüştüm.
"Austin'in beni aldatması dışında olmadı sanırım. Neden sordun ki?"
"Başıma geldi çünkü. Gerçekten beklemiyordum ve bu sinir bozucu bir durummuş."
"Kim diye sormak özele mi girer?" Sessizliğinden anladığım kadarıyla cevap evetti.
"Kafa dağıtmaya ihtiyacım var."
"Beni o yüzden mi çağırdın? Çünkü kabul etmezsin diye düşünmüştüm."
"Katherine burada kafa dağıtabileceğim çok fazla seçenek var farkında mısın? Seni o yüzden çağırmadım yani."
Tamam bunun anlamı neydi şimdi? İstesem bir kız seçer geceyi onla geçirip kafa dağıtırım ama ben seninle oturup sıkılmayı tercih ediyorum mu? Biraz tuhaf oldu bu.
"Beni neden yanında istedin?"
"Yanımda tanıdığım birisi olsun istedim." Tamam anlaşıldı, tanıdığı başka bir insan yoktu ve bana mecbur kaldı.
"Ben de aynı durumda sayılırım. Malia'yı çağırmak istiyorum bazen ama ona bu deli saçması olayları anlatmak pek de kolay olmaz." Ben bunu dediğimde Dean alaycı bir gülüş atmıştı bana.
"Eminim ona inandırıcı gelmez."
"Neden öyle güldün?"
"Boşver konuşma faslını geçmek istiyorum ben, sence de geçsek mi?"
Ne dediğini anlamadığım bir an dudaklarını dudaklarıma birleştirmişti. Bunu yapmak zorunda mıydın?
Evet şu an kullanılmış hissediyorum.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....