19. bölüm

499 51 6
                                    

Malia'dan

Film bitmişti ve iddiayı Karen kazanmıştı. Harika cidden...

Adının Karen olduğunu da düşünmüyorum  gerçi.

Ondan kurtulmaya çalışırken geldim bir de dışarıda buluşmak için sözleştim.

Cidden bugün şansımı zorluyorum.

"Katherine uyudu, onu odasına taşımamda sorun var mı?"

Dönüp dedektife baktım bir süre.

"Odası koridorun sonunda sağdan ikinci kapı."

İkisi salondan ayrılırken Karen'ın bakışlarını üstümde hissetmiştim.

"Keşke sende uyusan da bende seni odaya taşısam." Ona ters bir bakış attığımda gülmüştü. "Üzgünüm sanırım sesli düşündüm."

"Bence sen uyu ben seni taşıyayım."

"Sence seni taşıyamaz mıyım?" Dediğinde bir kaşımı havaya kaldırıp ona bakmıştım.

"Evet öyle diyorum."

"Bunun için de bir iddiaya girebiliriz."

O bir avcıydı ve kaybedeceğimi bildiğim bir yarışa girmezdim.

"Hayır bir güne bir iddia yeter."

"Yine de bunu yapabilirim."

"Öyle diyorsan öyledir." Demiştim alayla. Sonrasında ne olduğunu anlamadan beni bacaklarımdan çektiği gibi kucağına alıp ayağa kalkmıştı.

Saniye bile dengesini kaybetmemişti.

"Keşke iddiaya girseydik."

"Tamam anladık indir beni."

Alayla gülmeye devam ettiğinde kucağından inmeye çalıştım.

İşte şimdi dengesini kaybetmişti.

Tamam biraz fazla sarstım...

Geriye doğru sendeleyince ne yazık ki onun kucağına düşmüştüm.

Yok ben bugün lanetlendim sanırım.

"Bugün şanslı günümdeyim." Dediğinde sinirle ona bakmıştım.

"Seni öldürmemem için bir sebep söyle."

"İddia sözün var."

Tam ona cevap verecekken yandan birisi "Gençler ben sizi rahatsız etmeyeyim." Demişti. Dedektif ile göz göze geldiğim anda Karen'ın kucağından inmiştim.

Niye bu kadar geç yaptım bunu ki?

"Aynen rahatsızlık verdin cidden."

Karen pişkin pişkin söylemişti bunu.

"Yanlış anlaşılma olmasın aramızda bir şey yok." Dediğimde dedektif de gülmüştü.

"Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Ayrıca olsa da bir şey olmaz, cidden sizi yalnız bırakmam gerekiyor bence."

"Bence de."

Karen'i koltuktan çekip kaldırdım ve kapıya doğru iteklemeye başladım.

"Sen hemen buradan gidiyorsun, seninle de bu konuyu sonra konuşacağız zaten."

Çocuğu resmen kapı dışarı etmiştim. Sonrasında dedektife dönüp baktım.

"Onu takmayın, kendisi tam bir pisliktir."

"Ondan hoşlanıyor musun?"

"Ne? Ben mi? Hayır tabiki de."

"Güzel çünkü dediğin gibi erkekler pisliktir, bir bakarsın bir sabah çekip gitmiş olurlar."

Dediği şeyi düşündüğüm bir an gülmeye başlamıştı.

"Sen beni fazla takma."

"Bu konuda bir şeyler yaşamış gibisiniz."

"Hepimizin yaşadığı şeyler var değil mi?"

Karen'dan hoşlanma gibi bir ihtimal aklıma bile gelmez.

Kendisi bir avcı.

Büyük ihtimal bana yakın davranma nedeni de bir şeyler bildiğimi düşünmesi olabilir. Katherine'i ben bulmuştum sonuçta değil mi?

"Aynen öyle dedektif."

"Yine de beni yanlış anlama, arkadaşın iyi birine benziyor çünkü."

"Arkadaş olduğumuz bile söylenemez aslında. Ama yine de tavsiyeleriniz için teşekkürler."

Dedektif bana içten bir şekilde gülümsedikten sonra kapıdan çıkıp gitmişti.

Kabul ediyorum tuhaf bir gündü...

...

Hunt You DownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin