Kai'den:
Gözlerimi depo gibi bir şeyin içinde açtığımda kollarımdan tavana asılmış bir halde bulmuştum kendimi.
Harika bir haldeyim şu an öyle değil mi?
Ve Dean de ağır yaralı bir haldeydi, yani son baktığımda öyleydi.
Zaten sonrasında bilincimi kaybetmiştim.
Umarım Dean bir şekilde kurtulmuştur.
"Selam şeker çocuk, görüşmeyeli nasılsın?"
Ve yine beni yemek isteyen bir yaratık benle şeker çocuk tarzında konuşur.
"Kollarımı çözersen sana şeker çocuğu gösterebilirim."
"Seninle bir anlaşma yapalım şeker çocuk. Eğer sahibinin yerini söylersen seni bırakıp onu alırım."
"Sahibim?"
"Dean Winchester, elimden kaçmayı başardı. Nerede olduğunu söylersen seni öldürmem."
"Büyük ihtimalle şehri terk etmiştir." Dedim yalan söyleyerek. Asla gitmezdi.
"Dean seni gerisinde bırakmaz, şansın varsa seni kurtarmaya gelir. Eğer şansın yoksa seni güneş doğmadan önce yiyeceğim."
Kolundan iğrenç bir şey çıkarken midemin bulandığını hissetmiştim.
"Wraith" Dediğimde gülmüştü.
"Doğru tahmin şeker çocuk." Yanıma yaklaşıp kolundan çıkan şeyle tişörtümü yukarı doğru kaldırmaya başladı. Sonrasında dilini karnımda gezdirmeye başlamıştı.
"Tadın güzelmiş, umarm beynin için de aynı şey geçerlidir."
Neden her seferinde yaratıklar tarafında tacize uğrayan ben oluyorum???
"Dean buraya gelmeyecektir, bir tuzak olduğunu anlayacaktır."
"O zaman onun yerini sen söyle, bak anlamıyorsan açıklayayım. Uzunca bir boynuzum var ve kafanda bir delik açıp beyin sıvını emeceğim. Ve sen seni bırakıp kaçan bir adamı koruyorsun."
"O nerede biliyor musun? Cehennemin dibinde, gidip bakmak ister misin?"
"Sanırım can yakıcı kısımlara geçme vaktim geldi." Yaratık bana doğru gelirken içeriden bir yerden ses gelmişti.
"Bekle, sanırım Dean o yaralı haliyle seni kurtarmaya gelmiş. Ne trajedi ama(!)"
Ben kollarımdaki ipi zorlamaya çalışmış olsam da kopacak gibi durmuyordu.
O sırada yaratık benden uzaklaştı ve kapıdan çıkıp beni burada bıraktı.
Harika, şimdi ne yapacağım ben?
Dean neden gelme gibi bir aptallık yaptın?
Ben bunları düşünürken içeriden birkaç gürültü doldu kulağıma. Sonrasında sesler kesildiğinde kapı açıldı.
Ama içeriye giren kişiyi gördüğüm zaman şoka girmiştim.
"Malia..."
"Konuşacak zamanımız yok, o şey uyanmadan buradan gitmemiz gerek."
Bacaklarını gerip zıpladı ve üstümdeki ipi tek eliyle tuttu. Şu an tüm vücudu bana temas ediyordu.
Sonradan cebindeki bıçağı çıkarıp ipleri kesmeye başlamıştı.
"O bıçak gümüş bıçağı mı?"
"Evet, Dean çıkarken yanıma almamı söylemişti. Yastığının altında gümüş bıçak saklaması biraz korkunç."
İpleri teker teker keserken öylece onu izliyordum.
Demek Dean ona haber vermişti ve o da beni bulmaya gelmişti öyle mi?
Birden ipler koptuğunda ikimiz de hafif bir sarsıntı ile yeri boyladık.
"Malia bıçağı bana ver."
Malia'nın gözü kapıda bize bakan yaratığa çevrildiğinde onu hafifçe gerime doğru alıp yaratıkla göz teması kurmaya başlamıştım.
"Küçük sevgilin uzantımı kesti!" Dedi kolunu tutmaya devam ederken. "Ama birazdan onun dilini keseceğim."
Üstüme doğru geldiğinde bıçağı ona doğru savurdum ve derisini kesen bıçak geri çekilmesine neden olmuştu.
Derisi yanarken bakışları tekrar beni buldu.
"Gümüş demek, bunu sevmedim işte."
Bu sefer hamle yapma sırası bana geçmişti. Onun üstüne doğru atladığımda ani bir hareketle benden kaçıp beni de duvara fırlatmıştı. O sıra Malia onu benden uzaklaştırıp yaratığın üstüne çıktı.
"Malia" bıçağı ona doğru gönderdiğimde bıçağı havada tutup yaratığın tam kalbime sapladı.
Yaratık acı dolu bir çığlık eşliğinde ölürken ben kendimi öylece yere bırakmıştım.
Sonrasında Malia ayaklanıp yanıma geldi ve benimle birlikte duvar dibine çöktü.
"Senden iyi bir avcı olurdu."
"Evet, her defasında senin kıçını kurtarmaya çalışan bir avcı."
Yüzümü ona çevirdiğimde hafifçe gülmüştü.
"Teşekkür ederim, bu kurtarma işini çok sık yapıyorsun benim yüzümden."
"Alışmaya başladım." Deyip yüzünü bana çevirdi. "Biraz daha iyiysen gidelim artık. Omzundaki yara iyi gözükmüyor."
O söyleyene kadar omzunda bir yara olduğunu bile fark etmemiştim.
...
![](https://img.wattpad.com/cover/98717426-288-k278509.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....