Katherine'den
Telefonu elimde birkaç kez çevirdim.
Malia'yı mi yoksa Alan'ı mı arasam diye düşünüp duruyordum.
Alan konusunda haksız olduğumu düşünüyordum. Yani sanırım üstüne fazla gitmiştim.
Onu arayıp bu konuya açıklık getirmek istiyor olsam da yapmayı istemeyen yanım daha ağır basıyordu.
Yine de kendime engel olamadım ve arama tuşuna bastım.
Açmaması halinde ne yapacaktım bilmiyordum.
Ama açmıştı.
"Katherine bir sorun mu var?" Sesi bayağı yorgun çıkıyordu.
"Şey... rahatsız mı ediyorum."
"Biraz. İşim var şu an. Ama bir sorun varsa..."
"Hayır hayır bir sorun yok, seni rahatsız ettiğim için üzgünüm. Bir daha aramam."
Telefonu kapamak için hamle yapmış olsam da duyduğum bir ses bana engel olmuştu.
"Alan bir saniye kapama."
"Katherine sorun ne? Beni korkutmaya başlıyorsun."
"Dışarıdan bir ses geldi sanki."
"Emin misin?"
Etrafıma baktığımda bir şey görememiştim.
"Şey sanırım sadece bir kuruntu. Her şey benim başıma gelecek değil ya?"
"Sen yine de kapını kilitle."
Birden kapının zili çalmaya başladığında yerimde sıçramıştım.
"Kapı çalıyor."
"Sakin ol Katherine."
Kapıya doğru yaklaşıp delikten baktım yavaşça.
"Tamam karşı komşumuz bir saniye." Telefonu kulağımdan çekmeden kapıyı açtım.
"Elisa bir sorun mu var?"
"Kahven var mı? Şey bizdeki bitmiş de..."
"Var, getiriyorum hemen. Sen geçip içeride bekle beni."
Kapıyı açıp onu içeri davet ettim. Hemen sonra mutfağa doğru ilerlemiştim.
"Elisa, karşı komşumuz. Kahve istemeye gelmiş."
"Anladım, telefonu kapasak mı artık?"
"Şey... Elisa gittikten sonra kapasam."
"Tamam acele et biraz çünkü cidden işlerim var."
Telefonu kulağım ve omzum arasına sıkıştırdım. Sonrasında kavanozu çıkarıp bir bardağa kahve koymaya başladım .
Tam o anda arkamdan bir ses gelmişti.
Korkuyla arkamı döndüğümde Elisa ile göz göze gelmiştim.
"Beni korkuttun."
"Katherine bu evde bir sorun var."
"Anlamadım."
"Kötü bir şeyler hissediyorum. Başıma ağrı girdi... kötü bir enerji var bu evde hemde çok kötü."
"Elisa beni daha da korkutuyorsun şu an."
"Kahve kalsın, buradan bir an önce gitmek istiyorum."
Daha bir şey dememe kalmadan yanımdan hızla ayrılmıştı.
"Katherine..."
"Alan beni korkuttu şu an."
"Farkındayım, yanına gelmemi ister misin?"
"Ben isterim ama sen istemezsin. O yüzden sorun değil."
"Anlıyorum. Gelirken bir şey almamı ister misin?"
"Alan..."
"Geliyorum ve itiraz da istemiyorum."
"Özür dilerim. Seni meşgul ediyorum, lütfen gelme."
Bıkkın bir iç çekiş dolmuştu kulağıma.
"Beni sinir ediyorsun, birazdan orada olurum."
Daha bir şey dememe fırsat vermeden telefonu yüzüme kapamıştı.
Tamam açıkçası yanıma gelmesini istiyordum çünkü Elisa'nın söyledikleri beni bayağı korkutmuştu. Ama yine de o yaşananlardan sonra görüşmemiz pek de uygun olmaz gibi geliyordu.
Kendimi salona atıp koltuğa yayıldım. Elime de kumandayı alıp televizyonu açtım.
Elisa niye şimdi beni korkuttun ki?
Etrafıma sürekli bakınıp duruyordum.
Birkaç kez arka taraftan da ses gelmişti.
Katherine kuruntu yapmayı acilen bırakmalısın.
Dizlerimi karnıma çekip bir süre öylece durdum. Televizyona boş gözlerle bakmaya başlamıştım.
Çok geçmeden kapı çalınmıştı.
O kadar hızlı bir şekilde kapıyı açmıştım ki anlatamam.
Alan'ı gördüğüm anda ona sarılmıştım.
"Geldiğin için teşekkür ederim cidden."
"Sorun değil, her zaman gelmeye çalışırım."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hunt You Down
Fanfiction"Dostum bu kasaba yaratıklardan oluşan bir hayvanat bahçesi gibi." "Anlaşılan uzun süre burada kalmak zorundayız." ....