30. bölüm

468 54 12
                                    

Bugün iki bölüm atacağım :)

Kai'den:

"Demek Katherine ile yattınız."

"İki saattir ne anlatıyorum ben?"

"Katherine ile yattığını."

"Tek tepkin bu mu yani?" Dediğinde gülmeye başlamıştım.

"Dean gelip bana 'Katherine ile yatmadık' desen şaşırıp tepki verirdim ama onunla yatmanız çok da büyük bir şey değil. Ya da mesela 'Katherine ile sarılıp uyuduk' desen sen kimsin ve Dean'e ne yaptın derdim."

"O kadar sapık birisi miyim ben?"

"Dean sen bu konuda Oscar'a aday olsan direk ödül alırsın. Leonardo bile bu kadar çabuk Oscar almadı biliyorsun."

"Yapma." Dedi bir kaşını havaya kaldırarak "Benden daha çapkın insanlar da vardır."

"Bu evrende olmadıkları kesin."

Kafasını iki yana sallaya sallaya yanımdan ayrılmıştı.

"Yarın için ikimize bir iş buldum."

"Ne işi?"

"Restorantta bulaşık yıkacağız. Ne işi olabilir sence Dean?"

"Senin de çenen açıldı bu aralar."

Elindeki birayı bana attığında hızla birayı tutmuştum.

"Teşekkür ederim."

...

Ayağım kaydığında birkaç metrelik çukura sertçe yuvarlanmıştım.

"Siktir..."

Kendimi yukarı çekmeye çalıştığımda çukurun sandığımdan daha yüksek olduğunu fark etmiştim.

"Dean yardımın gerek."

"Kai nerdesin?"

"Dean bastığın yere..." derken üstüme bir şey düşmüşü.

Pardon bir şey degil biri...

"Dean in üstümden!"

"Ayağımın altında bir şey var."

"Evet o benim kafam."

Dean üstümde hareketlendiğinde birkaç kaburga kemiğimi ezmişti.

Sonunda üstümden kalkmayı becerdiğinde beni de çekip kaldırmıştı.

"Biraz fazla derin. Neyse gel buraya." Ellerini birleştirip bana uzattığında ayağımla ellerine bastım ve beni yukarı kaldırmasını bekledim. Ellerim ile çukur üstünden destek aldığım esnada bir çift ayakkabı ile göz göze gelmiştim.

Kafamı kaldırmam ile bir şeyin beni çekip karşı duvara fırlatması bir olmuştu.

"Dean bence çukurda kalmalısın."

...

Yaratık saniyeler içinde yanıma geldiğinde ondan çevik bir hamle ile kaçmıştım.

Dean hala çukurdan çıkmaya çalışıyordu.

"Kai iyi misin?"

"Hayır."

Belimdeki silahı elime alıp yaratığa birkaç el ateş etmiş olsam da sandığımdan daha hızlı hareket ediyordu.

"Dean bu şey speedy gonzalez filan olabilir."

"Speedy ne?"

"Söylemedim varsay."

Silahı yine ona doğrulttuğum esnada benden hızla kaçmıştı.

Sonrasında ikinci kez kendimi duvara çarpmış halde buldum.

Ama bu sefer ayağıma büyükçe bir demir saplanmıştı.

O sıra yaratık benden uzaklaşıp çukura doğru ilerlemeye başladı.

"Dean sana doğru geliyor." Dedim gücümün yettiği kadar.

Ama ayağımdaki acı katlanılmaz hale gelmişti.

"Şimdi." Diye bağırdığım anda Dean ateş etti ve yaratık kafasına yediği kurşunla geriye doğru düştü.

O sıra etrafta büyük bir sessizlik olmuştu.

"Kai iyi misin?"

"Pek sayılmaz, ayağıma kocaman bir demir girdi."

"İyi, o demiri çıkardıktan sonra beni de buradan çıkarırsın artık."

"Söylemesi kolay, bu şey sandığından daha çok can yakıyor."

"Bende bir bok çukurunun içindeyim ama senin kadar söylenmiyorum."

Elimi ayağıma saplanmış demirin iki yanına bastırıp demiri hızlıca çekip aldım.

Bu sırada ağzımdan çığlık kaçmaması için dişlerimi sertçe sıkmıştım.

Aksi durumda Dean "Kai ayağından bir demir çıkarıyorsun, seks yapmıyorsun." Tarzında şeyler söylerdi...

Evet yapmadığı şey değil.

"Geldim bekle."

Tek ayağımın üstünde seke seke onun yanına gittim ve çukura doğru eğilip elimi ona uzattım.

Saniyeler içinde onu çukurdan çekip çıkardığımda anında ayağımdaki yaraya bakmıştı.

"Kötü gözüküyor, birkaç güne unutursun."

Üstündeki tişörtü yırtıp ayağıma sardı ve beni kolumdan çekip kaldırdı.

"Ayağına yük bindirme, bana ver ağırlığını."

Dediğini yapıp ona yasladım kendimi. Arabaya kadar beni gıkını bile çıkarmadan taşımış olsa da arabaya gelince bir ton söylenmişti.

"Hey benimle iyi geçin. Seni o çukurda da bırakabilirdim."

"Kai o çukurdan er geç çıkardım. İntikamcı bir ruh gibi peşine takılmamı istemezdin değil mi?"

Kafamı hayır dercesine iki yana salladığımda arabayı çalıştırmıştı.

"Bende öyle düşünmüştüm zaten."

...

Hunt You DownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin