54. bölüm

358 43 4
                                    

Kai'den:

Bir silah sesi duyduğumda koşarak yüzme odasına doğru ilerlemiştim.

Yani sanırım bir silah sesiydi çünkü çok uzaktan gelir gibiydi.

Kapıyı açıp hızla içeriye girdiğimde Dean'in yerdeki silahı alıp Malia'ya doğrulttuğunda şahit olmuştum.

"Sakın hareket etme yoksa kafanda bir delik açarım."

Malia öylece ona bakarken bense burada korkuya kapıldığımı hissetmiştim.

"Dean napıyorsun?" Dedim yanlarına doğru gitmeye başlayarak.

"Her zaman yaptığım şeyi. Nesin sen böyle?"

Malia hiçbir şey demeden ona bakmaya devam ediyordu.

"Dean şu silahı indir."

"O bir yaratık Kai, bana silahı indirmemi söyleme. Evet senden bir açıklama bekliyorum Malia."

"Açıklamanın canı cehenneme, ne istiyorsan yap gitsin."

Dean güvenliği açtığında adımlarımı hızlandırıp yanlarına gitmiştim hemen.

"Dean silahı indir lütfen."

"Kai sen beni az önce duymadın sanırım." Gözleri birkaç saniyeliğine beni süzmüştü. "Bekle, bunu önceden biliyordun değil mi?"

Kafamı evet dercesine salladığımda Dean sinirden gülmeye başlamıştı.

"Biliyordun ve bana söylemedin."

"Dean bak, olay sandığın gibi değil. Malia iki kez hayatımı kurtardı. Katherine'in hayatını kurtardı. O kötü birisi değil. Silahı elinden bırakırsan her şeyi daha iyi açıklayabilirim."

"Silahı bırakmayacağım. Ve onu öldürmemeye beni ikna edemezsin."

"Malia sende bir şeyler söylesene."

"Bence Dean haklı, ben tehlikeliyim  çünkü bir yaratığım. Az önce senin hayatını kurtarmış olmam önemsiz, ya da Kai'nin, Katherine'in... Eğer bir yaratıksam tehlikeliyimdir ve ölmek zorundayım. Dean de beni öldürmek zorunda. O yüzden tetiği çekmesine izin veriyorum."

"Senden izin istememiştim ama yine de teşekkürler."

"Dean bunu yapma."

"O ne tür bir yaratık?"

"Bir çakal, bak onun türü kurtadamlar gibi insan kalbi filan yemiyor. İnsanlara zarar veren şeyler yapmıyor o yüzden. Hatta onları kurtarmaya çalışıyor."

"Daha önce kaç insan öldürdün?" Dean bunu doğrudan Malia'ya bakarak sormuştu.

"Öldürmedim. Ama yaratık, saymayı bıraktım uzun zaman önce."

"Buna inanmamı mı bekliyorsun benden?"

"Neden insanları öldüreyim ki? Onların bana bir zararı yok, ya da benim onları öldürmem için bir sebep yok. Hala ikna olmadın mı?"

"Ne olursa olsun seni her şekilde öldüreceğim. Sonra seninle bu konuda uzun bir konuşmamız olacak Kai."

"Dean bak... Onu öldürmeni istemiyorum. Bunu daha ne kadar açık bir şekilde söyleyebilirim bilmiyorum."

"Senin saçma sapan hislerin ya da düşüncelerin umrumda mı sanıyorsun?"

"Umrunda değil biliyorum. Hiçbir zaman da umrunda olmadı ama bir kere... bir kereliğine fikrime saygı duysan, bir kereliğine beni dinlesen ne kaybedersin? Malia eğer birine zarar verirse onu kendim öldürürüm ama yapmayacağını biliyorum. Kimseye zarar vermemiş birini öldürürsen, masum birini öldürmek ile ne farkı kalır bunun? Bak bende ilk başlarda inanmakta zorluk yaşadım ama zamanla doğru olduğunu anladım. Dean, ben ona güveniyorum sende ona güvenmiyorsan bile en azından bana güven ve o silahı indir."

Dean'in gözlerinin içine bakıyordum bir şey yapmasın diye.

Birkaç saniye sonra, silahı indirdi.

"Bunu bilmiyor gibi davranacağım. Eğer bir hatasını görürsem... Beni sen de durduramazsın Kai."

Malia hızla yanımızdan çekip giderken bir Dean'e bir de Malia'ya bakmıştım. Sonrasında hızla Malia'nın peşinden gittim.

"İyi misin?" Onu çekip durdurduğumda bir şey dememişti.

"Eve gidip dinlenmek istiyorum."

"Seninle geliyorum."

"Gerekmez, kendim giderim."

Tekrar hareketlendiğinde bu sefer onun önüne geçmiştim.

"Beni rahat bırak Kai."

"Bana neden kızgınsın? Malia sorun ne?"

"Kafama iki kez silah dayandı ve ben her seferinde suçsuz olduğumu insanlara anlatmaktan sıkıldım anlıyor musun? Keşke Dean o tetiği çekseydi, hem benden kurtulurdun hem de ben bu saçmalıklardan kurtulmuş olurdum."

"Malia..."

"Yalan mı? Benden kurtulmak istemiyor musun? Rahatlardın işte bu sayede. Hem vicdan da yapmazdın, sonuçta senin suçun olmayacaktı."

"Bence sen daha fazla saçmalamadan seni evine bıraksam iyi olacak."

Üstümdeki ceketi çıkarıp onun üstüne geçirdim. Sonrasında birden kollarını boynuma sarmıştı.

"Teşekkür ederim."

Ona sıkıca sarılıp titremesini bastırmasını sağlamaya çalıştım. Kendini iyi hissettiğinde geri çekilip ceketi sıkıca üstüne sarmıştı.

"Eve gitmek istiyorum."

"Tamam gidelim o zaman."

...

Hunt You DownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin