Ömer kaşlarını çattı, bu teşekkür meselesi de neydi böyle, perilerin dünyasında kibar olmak kötü özellik mi sayılıyordu?
"Çok anladığım söylenemez.."
"Bak şimdi, sen beni kurtardın. Sana bir mükafat vermem gerek."
"Ne gibi bir mükafat kusura bakma çok soru soruyorum ama?"
"Küçük bir sihir.. ister misin?"
Ömer yutkundu, bu kız gerçekten ona sihir mi hediye edecekti? Herhangi bir şey, ona hediye ettiği şeyle hayatı bile değişebilir miydi yani?
"B-ben.. bilmiyorum yani olabilir..."
"Bu sihrin iki şartı var. Birincisi; teşekkür edersen, minnetini herhangi sözlü bir şekilde dile getirirsen sihri geri almak zorundayım. Bir de, sihrin kötüye kullanımı da onu elinden almamı gerektirir."
Ömer başını salladı, hala şaşkınlığı tazeydi. Defne gülümsedi, Ömer'in elini ellerinin arasına aldığında Ömer ürpermişti.
"Hazır mısın?"
Ömer derin bir nefes alıp onayladı, sihri mi olacaktı yani birazdan!
Ellerinin temasından sıcak sıcak bir his akmaya başladığında ürperdi. Bir enerji dalgası vücuduna yayılıyordu. Beyin kıvrımlarında tazeleniyor, kalp atışını hızlandırıyor, kasıklarının kasılmasına yol açıyordu. Gözlerini açmadan alnını kırıştırdı, terlemeye başlamıştı.
Defne elini yavaş yavaş çekerken bir şeyler mırıldanıyordu. Eli kaydıkça Ömer üstünde yoğun bir bulut ağırlık yapıyormuş da dağılmaya başlamış gibi hissediyordu. En sonunda ayrıldıklarında gözlerini açtı. Defne dudağını muzipçe ısırmış onu izliyordu.
"Oldu mu şimdi?" dedi Ömer şaşkınlıkla. Şimdi normal hissediyordu, sihirli gibi değildi.
"Bundan sonra.. " dedi Defne usulca. "Eğer bitkileri dikkatlice dinlersen.. onları duyabileceksin."
Ömer duyduğu şeyden emin olamayarak elini kulağına doğru götürdü,
"Nasıl?"
"Bitkiler seninle konuşuyor Ömer. Sana yardımcı oluyorlar. Onları dinle."
Ömer yutkundu, bitkileri duymak, Ömer'in hep hayal ettiği ama hiçbir zaman mümkün olmayacağını bildiği hayal...
"Pencerenin önünde açelyalarını dinlemek ister misin?"
Ömer nefesini tutarak Defne'ye baktı. Kız kendinden emin bir gülümsemeyle Ömer'in heyecanını izliyordu. Ömer hafifçe titreyerek kalktı ayağa. Açelyalara yaklaştı ve yanlarına doğru ilişti.
"Bana bir şey söyleyebilir misiniz?" dedi kendini deli gibi hissederek. Sustu, çiçeklere, ardından Defneye baktı. Defne başını sallayıp ona güven vermeye çalışmıştı.
Su
"Su?" dedi şaşkınlıkla doğrulup. "Sen mi söyledin onu? Su mu dedin?" Defneye dönüp parmağını ona doğrultmuştu. Defne hızla başını iki yana salladı,
"Susamış olmalılar."
Ömer hemen yanlarındaki suluğu alıp diplerine dökerken kulak kabartmaya devam etmişti,
Teşekkürler!
*
"Artık burada kalacaksın.. ev arkadaşı olacağız. Bunun hakkında konuşmamız lazım." Dedi Ömer süt dolu bardağı Defne'ye uzatırken. Defne Ömer'in tişört ve boxerını üzerine geçirmişti. Sürekli üstünü çekiştirse de Ömer onun alışacağını düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...