Erken gelmicek derim erken atarım kısa olur derim yine uzun yazarım en iyi yazar mıyım neyim 👀😂
Ömer Hopa havaalanına inip valiziyle birlikte kapıdan çıktığında onu bekleyen arkadaşını hemen görmüştü. Gülümseyip valizini sürüklerken Enes elindeki kartonu kenardaki çöpe doğru attı.
"Vay be Ömer, ne kadar oldu?" dedi adam kollarını açıp Ömer'e yaklaşırken. Ömer valizini bırakıp sarılmasına karşılık vermişti.
"2 yılı geçti sanırım, daha yeni almıştım unvanımı."
"Sen şimdi doçent oldun ya, bizi beğenmezsin!"
"Kapağı Kanada'ya atıp parayı kıran sen misin ben mi acaba?"
Enes Ömer'in valizini alıp diğer elini omzuna doğru vurdu,
"Gel eve geçelim benim, çalışmaya başlamadan önce arayı kapamamız gerek!"
---
Ahşap evin verandasının önündeki mobilyaya oturmuş, ayaklarını öne doğru uzatmıştı. Elindeki soğuk bira kutusunda parmaklarıyla ritm tutarken Enes evin içinden gelip yanındaki mobilyaya kendini attı.
"Burası sıcacık geliyor Toronto'dan sonra yemin ederim, şu esinti sıcak denizlerden sanki."
"İstanbulda nefes alamazsın sen ben sana söyleyeyim."
"Nefes havada değil be Ömer, burda." Dedi Enes parmağıyla kalbine doğru bastırıp. Nereye gitsem nefes almak zor bana."
"Hala mı be kardeşim?" dedi Ömer, Enes başını salladı.
"Birinden sadece bir an vazgeçmek neler sarıyormuş başına. Her geldiğimde yeni bir halini görüyorum. Geçen hafta yine denk geldik, bebeği vardı kucağında. Ondan önce kocasıyla sahilde görmüştüm, eski arkadaşım diye tanıttı adama. Fena oturuyor, çok fena. Ondan önce aynı herifle sevgili olduğunu duyup görmüştüm. İnanmadım ciddileşeceğine, beni seviyor diye. Ama öyle olmuyormuş."
"Olmuyor muymuş?" dedi Ömer kısık bir sesle. Arkadaşı başını iki yana sallamıştı,
"Aşk hep kazanmıyormuş. Onun inadı mıydı, benim inadım mı anlamadım, ben kendimi vazgeçtiğime inandırmıştım, ama o inanmaz diye umuyordum. Kimse kimseyi beklemiyormuş. Ne yapmamı bekliyordun dedi bana. Sen ne derdin?"
"Zor.." dedi Ömer, aşkın acısında kıvranan tek kişi o değildi, bunu fark etmek iyi mi gelirdi insana kötü mü?
"Ben de bir şey diyemedim. Evlenmiş işte, alışıyor insan yetinmeye dedi. Kızamadım bile, ilk giden bendim, ilk vazgeçen bendim."
"Lazın sevdası da başkaymış."
"Arnavutun sevdası var mı?" dedi Enes, konuyu kendinden uzaklaştırmak ister gibiydi. Ömer başını yana doğru çevirip arkadaşına baktı, Dudağını ısırıp gözlerini aşağı çevirdi. Enes kaşlarını kaldırdı, "Başın sağ olsun tekrar bu arada. Olmuyor yine dersen anlarım. Senin işin de zor kardeşim."
"3 yıl oldu Evrim'den bu yana. İhtimal vermiyor musun?"
"Sen kolay güvenmezsin normalde bir daha ama.."
"Ya güvenilmemesi imkânsız biriyse?"
"Öyle kadınlar var mı ya?" dedi Enes, hafifçe güldüğünde Ömer de dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı, Defne normal bir kadın değildi, ama bunu Enes'e anlatırsa arkadaşı çok büyük ihtimal yardım alması gerektiğini söyleyecekti.
"Var.. mış. Tanısan anlarsın nasıl olduğunu. Ama işler dümdüz değil."
"Nasıl?" dedi Enes merakla. Ömer elinde ılımaya yüz tutmuş kutuyu dudaklarına dayayıp içti. Yavaşça yutkunurken elinin tersiyle dudaklarını sildi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...