hatalar affola..
shadows/ sabrina carpenter
Ömer geri çekilip Defne'nin yüzünü eliyle tutmuştu. Hafif çizik yaraları ve toz toprağa bulanmış gibi duran teniyle evsiz gibi gözüküyordu kız. Ömer şu son 5 günde yaşadığı acıları unutup aceleyle Defne'yi yatak odasına doğru çekti, ardından vazgeçip mutfağa doğru sürüklemeye çalıştı. Kararsızlıkla kafasını iki yana çevirirken Defne de hafif şaşkın bir şaşkınlıkla onu izliyordu.
"Ne oldu?"
"Aç mısın? Önce bir şeyler ye, sonra temizlen. Ya da önce temizlen sonra rahat ye. Hem o sırada güzel bir şeyler sipariş ederim sadece soğuk pizza var. Ama çok açsan hemen mikrodalgada ısıtırım. Ya-"
"İdare edebilirim, şu an sıcak su ve güzel kokular iyi giderdi." Dedi Defne buruk bir gülümsemeyle. Ömer de durup gülümsemesine aynı tavırda karşılık verdi. Tuttuğu kolunu hafifçe sıkıp saçlarına bir öpücük kondurdu.
"Ben küveti doldururken kutudan bir dilim de olsa pizza al. İstersen tabağa koyup ısıt, hala hatırlıyorsun mikrodalgayı değil mi?"
"Hatırlıyorum." Dedi Defne hafif muzur bir gülüşle. Ömer karar verebilmenin huzuruyla banyosuna gitti. Sıcak suyu açıp üzerindeki tenine batan süveteri çıkarttı. Aynadaki aksine bakarken dalar gibi olmuştu. İkisi de yıkık durumdaydı. Ömer'in nedeni belliydi, ama Defne'den duyacağı şeyler korkutmaya başlamıştı. Neden o halde olduğu, diğer tarafı da mahvettiğinden bahsetmesi, ruhu ikiye bölünmüş gibi kararsız, ikiye bölünmüş, titrek göz bebekleri...
Küvete Defne'nin en sevdiği kokulardan ekledi, birkaç köpük sabun da ekleyip eliyle kontrol etti. Hafif yakan sıcaklıktaydı, üzerinden dumanlar yükseliyordu. Akan suyu kapatıp suyun sakinleşmesini bekledi. Hemen ardından banyodan çıkıp gözleri bir noktaya dağılmış şekilde pizzasını çiğneyen Defne'ye gitti.
"Su hazır." Dediğinde Defne irkilir gibi başını kaldırdı. Elindeki sadece kenarları kalmış pizzayı tabağa bırakıp ayağa kalktı. Banyoya girip kirlenmiş kırmızı montu yere bıraktı. Üzerindeki Ömer'in kazağını başından çıkarıp altındaki kalın pijamaya eğildi. Ömer kapının kenarına yaslanmış onu izlerken ayaklarında ayakkabı olmadığını yeni fark etmişti. Yırtık duran çorapları çıkarıp bıraktı Defne, üzerinde kalan çamaşırlarla arkasına döndüğünde Ömer gözlerini kaçırmadan ona baktı. İç çamaşırının başladığı noktada, karnının iki yanında iki tane yara izine benzeyen çizik vardı.
"Bunlar ne?" dedi çatık kaşları ve kısıklaşan sesiyle. Defne avuçlarını birbirine bastırırken omuzlarını düşürdü, kaşları aşağı doğru kıvrılmıştı, alt dudağını titrememesi için bükmüş gibiydi.
"Bedel." Dedi kelimeyi son anda bulmuş gibi. "Yanımda olur musun? Senden biraz daha ayrı durmak istemiyorum."
Ömer hafifçe başını salladı, Defne geri dönüp üzerindeki son şeyleri çıkartıp küvete girerken Ömer de çarçabuk soyunup suyun taşmamasına dikkat ederek karşısına oturdu.
Defne kafasını geriye doğru yaslamış, gözlerini kapamıştı. Bacaklarını Ömer'in iki yanına doğru açarak uzatmıştı. Ömer onun uzayan ince boynunu, altında yara bulunan çenesini incelerken gözünü kırpamıyordu. Sinirini bozan alçısının suya değdiğini fark edip kenara yasladı. İyiki birkaç güne çıkıp sadece sargıya dönecekti.
"Anlatacak mısın?" dediğinde Defne gözlerini açtı. Göz bebekleri şimdi daha sakindi. Ömer'in suyun dışında duran omuzlarında gözlerini gezdirdi,
"O kocaman bedenine ne yapmışım..." diye mırıldandı acıyla. Ömer burnundan bir nefes verdi,
"Beni geç şimdi Defne."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...