2.9

8.7K 660 575
                                    


Geldim! Pasaj ve bölüm yorumlarınız haftama güzellik getiriyor 💙 (Wattpad sorunu yüzünden multi ekleyemiyorum, düzeldiğinde ekleyeceğim multi severlere duyurulur ❣)

Eylül ayının getirdiği serinlik Ömer'in de Defne'nin de oldukça rahatlamasını sağlamıştı. Defne artık geceleri üşüdüğü için pijamalarını giymeyi reddedemiyordu, ama Ömer'e sarılmak daha keyifli hale gelmişti. Ömer ise bu sarılmaların bir süre sonra nem ve sıcaklık olarak onu ikilemde bırakmasından kurtulmuştu. Kısacası ikisi de daha rahat uyuyabiliyordu. Ömer Defne'nin huzurla yastığa düşmüş yüzünü izlerken bacaklarının arasında Defne'nin bacakları vardı. Kızın bir kolu başının üstünde, diğeri Ömer'in göğsüne doğru yaslanmıştı. Öne doğru büzülen dudakları izlemesi keyif verici bir tablo gibiydi.

Ömer yataktan kalkması gerektiğini biliyordu. Bugün eğitim kurulunun bir toplantısı vardı, ama aklı başka bir şeydeydi. Defne uzun süredir çok uslu davranıyordu, Ömer'in dediklerine harfiyen uyması, dışardan insanlarla iletişimi, sihrini kısıtlaması, Ömer gittikçe bazı şüphelerini atacak hale geliyor, ardından bu hissi bastırmak için kendini zorluyordu. Fazla umutlanmak istemiyordu, aklına sayılı günler geldikçe umudu canlı bir organıymış da, taşla eziliyormuş gibi bir sancı başını döndürüyordu.

Birkaç gün sonra düğün vardı, mekanda bir sorun çıktığı için ertelenmek zorunda kalınmıştı. Randevuyu aldıklarında Defne'nin yüzüne dikkat etmişti, oraya gideceği için pek memnun gözükmüyordu.

Ömer de kızgındı aslında Müjde'ye, belki şüphesinde haklı çıkmış olabilirdi ama Defne'yi böyle kolayca gözden çıkarabilmesi Ömer'e Defne'yi kendinde başka kimseyle bırakmaması gerektiğini öğretmişti. 

"Günaydın." dedi, Defne tek gözünü açarken. Defne hafifçe esnedi, başını hafifçe kaldırıp bir gözü diğerinden kısık olacak şekilde Ömer'e baktı.

"Geç mi olmuş?"

"Toplantım var. Sonra alışverişe çıkmalıyız, düğün için. Sana bir şeyler alalım."

"Gerek var mı ki?" dedi Defne, sesi konuyu geçiştirmek ister gibiydi. Ömer kafasını salladı,

"Aynı kıyafetlerle gitme, ayrıca iki elbisen de mevsime uygun değil."

Kalkıp kahvaltı masasını birlikte hazırlarken Defne'nin gözleri camdan dışarıya sık sık kayıyordu. Havada uçuşan yapraklar her görüş alanına girdiğinde güçlenen rüzgarın sesini duymak için dikkat kesiliyordu. Ömer onun bu halini sadece sessizce izledi, sandalyesine oturup omleti keserken Defne de oturmuş, dikkati dağınık bir şekilde çatalını zeytine batırmaya çalışıyordu.

"Sonbahar.." diye mırıldandı Defne, dudak kenarları yukarı çekilmişti.

"Sonbahar geldi, onunla da tanışacaksın."

"Nasıl?" dedi Defne merakla. Ömer kızın hala uykulu duran ufak yüzüne bakarken tebessüm etti, iyiki onunla kışı da paylaşacaktı. Her yeri kaplayan beyazlığa bakarkenki büyülenmiş gözlerini izlemek için sabırsızlanıyordu. Çocuk neşesini sadece hayal etmek ona kocaman sarılmak istemesine yol açıyordu. 

"Ben tanıştıracağım sizi. Birkaç plan var kafamda. Gezmiyoruz seninle epeydir."

Defne ellerini çırparken ayağa kalkıp Ömer'in kucağına doğru oturdu. Ömer çatalını bırakıp şaşkınca kucağına yerleşmeye çalışan kıza baktı. Gülerek tepki verdi,

"Defne n'apıyosun?"

"Yeterince yakın olduğumuzu düşünmüyorum. Madem işe gideceksin senden biraz depo almam lazım."

Bir Deli PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin