Ömer dondu, ne demek ne hissettiğini biliyordu? Böyle bir gücü var mıydı, en baştan beri bütün o içsel çatışmalarının farkında olabilir miydi?
Defne sarındığı havlunun önünde ellerini birleştirip yatağa girdi. Sıcak battaniyeyi üzerine doğru çekerken bedeni yavaş yavaş gevşeyerek onu mutlu etmiş, dudaklarının arasından rahatladığını gösteren ufak bir ses çıkmıştı. Soğuk ayaklarının parmak uçlarını büküp yatağa sürterken hala duvara bakan Ömer'i izliyordu.
"Ne hissediyormuşum?" dedi Ömer kalın, çatlak sesiyle. Hafifçe öksürüp Defne'ye doğru döndü. Altındaki ıslak boxer şortu rahatsız ediyordu, üstelik bir şeyleri saklama yeteneği azalmıştı. Parmakları yorganı kavrayıp beline kadar çekti.
"Kendini sıkıyorsun, yanıyor gibisin, hemen ardından buzlu suya atlıyor gibisin." dedi Defne. Ömer nefesini tuttu, Defne devam etti, "Kendini bu kadar sıkma, kalbin yerinden fırlayıp gitme ve durma arasında kararsız." dedi elini kendi kalbine doğru koyarak. Ömer dudaklarını araladı,
"Nasıl.." dedi, ismini koyamadığı şeyleri nasıl böyle anlatabilirdi?
"Bir şey oldu.. merak etme, çünkü şu an endişelendin, yani yeni bir şey. Bir şekilde bağlandım sana sanırım, nedeni bu olmalı."
"Bağlandın mı?" dedi Ömer usul bir sesle. Defne korktu, ona aşık olduğunu anlamamalıydı Ömer. Bu hoşuna gitmezdi, ve bunu hissetmek Defneyi tahmin edemeyeceği kadar üzerdi.
"Perisel bir şey olmalı.. aramızda bir bağ oluştu. Oluşmadı mı?" dedi ürkekçe. Ömer bakışlarını indirdi, hafifçe kısa bir tebessüm etti.
"Galiba öyle."
"Birden bazı duygularını hissedebildiğimi fark ettim. Hepsini değil, ani bir şekilde üzüldüğünde, şaşırdığında, korktuğunda, mutlu olduğunda... Stabil yaşıyorsun çoğunlukla ama, onu anladım."
"Duygularımı aldırmıştım uzun süredir, şu son aylarda bir şeyleri yoğun hissedebiliyorsam bana verdiğin enerjiden deli peri." dedi Ömer, Defneye bakarken kızın ateşi yansıtan gözlerinde kaybolup gideceğini sandı.
Defne dudaklarını ıslattı, ısınmıştı birden, yatağa sürtünen parmaklarını durdurdu, başını yana doğru çevirip eğdi.
"Senin alanına böyle dahil olmak istemezdim... Söz veriyorum olabildiğince uzak duracağım." dedi, Ömer vücudunu çevirip arkalarındaki ahşap duvara sırtını yasladı,
"Neler hissettin şu ana kadar.. dikkatini çeken bir şey oldu mu?" dedi merak eder gibi. Defne çekingen bakışlarını Ömerle buluşturdu, hafif nemli saçları, çıplak göğsü, kapkara gözleriyle nefes kesiciydi. Defne bir an her şeyi unutup Ömer'in pürüzsüz göğsünün üzerine kendini bırakmak, hayali her yerini karıncalayan şeyleri paylaşmak istedi.
"Ş-şey.." dedi hafifçe silkinip. Yanakları yanıyordu şimdi, üşüme hissi kaybolmuştu çoktan. "Önemli değil, anlık tepkilerdi." dedi, elini kalbine bastırmak istedi ama Ömer dikkatle onu izlediği için yapamamıştı. Az önce Ömer onun gölgesini izlerken hissettiği duygu dönmüştü, ama ayırt edemiyordu. Yine mi Ömerdi bu, yoksa içinden kopup başını döndüren şey kendisine mi aitti?
"Defne az önce tarif edip adını söyleyemediğin şey.." dedi başını iki yana doğru sallarken. Birazdan söyleyeceği şey için şimdiden pişman gibiydi. "Arzuydu."
"Neye?" dedi Defne, tanıdık bir kavramdı, ama önemli olan yöneldiği şeydi.
"Sana." dedi Ömer. Ardından dudağını ısırdı, "Kendimi tanıyamadığım düşüncelere sürükleniyorum. Ama bu tehlikeli, bunu aşmalıyım, aşmalıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...