Ömer gözlerini geri açtığında sırtı koltuğa yaslıydı, ileri uzattığı bacaklarının üstüne oturulmuştu, kirpiklerini kırpıştırıp önünde oturan kadının kızıl saçlarını seçtiğinde ne olduğunu birden hatırlamıştı. Bayılmış olmalıydı.
"Ay! Uyandın sonunda!" dedi Defne küçük ellerini Ömer'in yanaklarına koyup. Ömer şaşkınlıkla etrafa bakındı, ense kökünde dayanılmaz bir ağrı aniden sıçradığında yüzü buruştu.
"Ne zamandır baygınım ki?"
"Çok değil aslında, 30-40 saniye." dedi Defne. Ömer ensesini ovalarken başını kaldırıp koltukta yatarcasına oturan, etrafını yastıklar kaplamış bebeğe baktı. En son hatırladığında mutfaktan ağlama sesi gelmişti. Geri Defne'ye döndüğünde kız ellerini usulca yanağından kaydırdı,
"Ben seni hırsız zannettim! Neden öyle girip saklanıyorsun?" dedi sitem dolu bir sesle. Ömer yüzünün yanmaya başladığını hissederek anlamıştı.
"Bir şey unutmuşum... Uyandırmak istemedim."
"Niye saklandın o zaman?" dedi Defne. Ömer yanak içlerini ısırmaya başlamıştı,
"Saçmaydı evet.. Ne yapacağımı bilemedim." dedi. İlk defa bakışlarını kaldırıp Defne'ye dikkatle baktığında kızın üstünde bir havlu olduğunu ve saçlarının uçlarının ıslak olduğunu fark etmişti. Dudakları aralandı, şaşkınca onu izlerken Defne de bu durumu fark edip üstüne baktı.
"Ben sana buz getireyim, kafana biraz sert vurdum. Şey tabii, sırtına da."
Defne kalkıp mutfağa giderken Ömer tepkisizce durdu, ardından başını iki yana sallayarak kendine gelmeye çalıştı. Asım'a tekrar dönüp baktı. Çocuk uykuya dalmak üzere gibiydi. Hafif mırıltılar çıkarırken yanındaki yastıklara doğru devrilmek üzereydi.
Defne elindeki buz torbasıyla geri döndüğünde üstünde hala havlu duruyordu, Ömer onun utanıp içeri kaçıp üstünü değiştirmemesine şaşırmıştı aslında. Bir şekilde olduğu durumdan rahat gözüküyordu.
"Al." dedi, yanına doğru oturacağı sırada Ömer kalkıp koltuğa oturdu. Defne de bacaklarını altına doğru toplayarak yanı başına oturmuştu. Ömer torbayı alırken Defne'nin parmaklarına ettiği temasla nefesini tuttuğunu duyumsadı. Loş ışıkta gözüne daha önce olmadığı kadar büyülü gelmişti kız. Islak kirpiklerinin nedeni duştan çıkmış gibi görünmesi mi, yoksa ağlamış olması mı anlayamadı. Gözlerini zorlukla yüzünden çekti. Ama göğsüne sardığı havludan açıkta kalan sutyen askılarına kaymıştı. Askılar hafifçe gevşeyip omzundan aşağı doğru kayma pozisyonuna gelmişti. Havlunun katlanıp sıkıştırıldığı yer gevşekti, Ömer gözlerini ters yöne çevirip yutkundu. Buz torbasını ensesine doğru bastırdığında dudaklarından bir inleme kaçmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...