Defne'nin sıcak nefesi Ömer'in dudaklarına çarpıyordu, kokusu gittikçe yoğunlaşmıştı. Islak toprak gibi buram buram burnuna doluyordu Ömer'in. Yutkundu, Defne'nin koyulaşmış pembe dudakları bu kadar yakınındayken düşünmek çok zordu.
Gözlerini zor da olsa kaldırıp kızın gözlerine baktı. Defne gözlerini kapamıştı, yanakları al al olmuştu, yüzünün iki yanındaki saçları esen rüzgarla hafifçe uçuşuyordu.
"Defne.." diye fısıldadı, kız gözlerini açmadan dudaklarını birbirine bastırmıştı. Ömer yutkunduğunu fark etti. Yüzünü biraz geri çektiğinde zihni de berraklaşmıştı.
Defne'yi öpemezdi, çünkü bu öpücüğü kendisi için sınırda tutamayacaktı. Bu öpücük Ömer'i çok farklı yerlere sürüklerdi, kapılıp gideceğini hissediyordu ve buna hazır değildi Ömer. Aşkla ilgisi olmak zorunda değil demişti, ama kalbinin atışı korkutuyordu.
"Defne seni öpemem." dedi, Defne gözlerini yavaşça aralarken Ömer bakışlarını onun kirpiklerinden çekmemişti. Defne kırgınmış gibi Ömer'in kara irislerine bakarken Ömer dişlerini sıkıyordu. Rüzgar her vuruşunda Ömer ürperiyordu.
"Anlayamayacağın şeyler var... Ama bu uygun olmaz, ben senden sorumluyum, burada olduğun sürece. Ve bunu en iyi şekilde yapabilmek için.. seninle sınırlarımız olması gerekiyor."
Defne cevap vermeden Ömer'e bakmaya devam ediyordu, Ömer dudağını ısırdı ve daha fazla açıklamaya ihtiyaç duydu,
"Mesela... ben hocayım değil mi? Öğrencilerimden sorumluyum, ve okul bana kesin kurallar koyuyor. Öğrencilerimle hiçbir ilişki yaşamamak gibi, bu yasak. Çünkü gerekli. Bir öğrencim bana gelip sorsa bile fark etmez. Bizim için kurallar koyan bir okul yok belki, ama bu başıboş olmamız gerektiğini göstermez."
"Bizim okulumuz da sensin... Değil mi?" dedi Defne usul bir sesle. Ömer başını salladı, sesi sakin, tane tane çıkıyordu.
"Kurallar gerekli, yoksa sistem yıkılır. Seni öpemem. Çünkü bu..."
"Çünkü bu?" dedi Defne merakla. Ömer sıkıntıyla dudaklarını ıslatıp burnundan derin bir nefes aldı.
"Kendi kendime baş kaldırmak olur. Defne, bu öpücük olayını... çok büyütüyorsun. Sonradan uydurulmuş yüzeysel bir aktivite, fazlası değil." dedi Ömer gülmeye çalışarak. Defne'yi ikna edebilmek istiyordu.
"Öyle mi?"
"Öyle tabii. Erkekleri tanımadığın ve doğal olarak ihtiyaç duymadığın için de çok şanslısın. Bir çok kadın bizden kurtulmak istiyor aslında." dedi kaşlarını kaldırıp. Defne gülmeden onun yüzünü izliyordu. Ömer de yüzünü ciddileştirdi ve devam etti,
"Bakma öyle, doğru söylüyorum. İğrenç varlıklarız biz. Doğru düşünme yetimizin önünde kocaman engelimiz var, aşırı bencil olabiliyoruz, egomuz okşansın diye her türlü iğrençleşebiliriz, 2 dakikalık zevk için kul köpek bile olabiliriz. Berbatız yani hiç düşünme."
Defne kaşlarını kaldırıp inanmazmış gibi baktığında Ömer de kendini durduramadan konuşmaya devam etmeye başlamıştı.
"İki tuşlu edevat gibiyiz, kapa aç. Dünyaya böyle dümdüz bakarız, sen ilk Dünya yuvarlak diyenin erkek olduğuna bakma, kesin bir kadın çıtlattı ona da. Salağız ya b-"
"Ömer tamam." dedi Defne arkasına yaslanıp kollarını bağdaştırırken. "Anladım, yaratıcının ustalık eseri değilsiniz."
Ömer de arkasına yaslanıp yan gözle Defne'yi izlemeye başlamıştı. Kız gözleri dalmış gibi karşıya bakıyordu, Ömer'in bakışları kızın ayaklarına kaydığında üşümüş gibi parmaklarını büktüğünü fark etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...