5.2

6K 573 369
                                    


kiss me// ed sheeran

Ömer telefonunu kapatıp hastane suitine girerken bir elinin parmakları birbirini eziyordu. Duygu uyanıktı, gözleri beyaz örtünün üzerine dalmış ifadesizce bakıyordu.

"Babanla konuştum. İlk uçakla geliyorlar."

"Ne dedi?" dedi Duygu gözlerini odağından ayırmadan. Ömer yatağın kenarına ilişti, her hareketi çok ihtiyatlı ve sakindi.

"Soğukkanlı gibiydi. Hadi kendine gel sen de. Hem bak bildiğin yer, Boston. Kaç kere gezmeye gitmişsindir. Denver'de aldığın o küçük apartman dairesini satışa çıkarırsın, yeni ev alıp rahat edersiniz."

"Tatile gitmiyorum Ömer, farkındasın değil mi?"

"Farkındayım..." dedi Ömer. Kızın çenesini tutup yüzünü kendine çevirdi, "Alanında en iyilerden. Seni iyileştirecekler. Sapasağlam döneceksin."

"Neden bana yalan söylüyorsun?" dedi kız titrek bir sesle. Ömer kaşlarını çattı,

"Neden yalan söyleyeyim?"

"Birlikte olduğumuz ilk günden beri bu anı bekliyordun. Değil mi? Bir kere bile tutkuyla, sevgiyle öpmedin beni. Sımsıkı sarılıp uyumadın. Diğer insanları hep geçtim zaten de... Sinan'dan başka bir tane bile arkadaşınla tanıştırmadın sevgilin olarak."

"Pek arkadaşım yok biliyorsun."

"Tek bahane bu, mükemmel. Tamam, merak etme artık bak gidiyorum. Gelemezsin de zaten, teklif bile edemem biliyorum. Sen de biliyorsun. İyi ki hasta olmuş diyorsundur."

"Duygu, Duygu bana bak. Lütfen." Dedi Ömer ılımlı bir sesle. Kızın gözlerinin akı kanlanmıştı, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. "Sana yeterince alışamadım, ama sen benim için değerlisin. Yaşamanı istiyorum, benim için yaşar mısın? Çünkü bu ruh hali senin için verilen onca emeği hiç edecek. Annen, baban... Onları düşünmüyor musun?"

Duygu sessiz kaldı, dudaklarını birbirine bastırıp kafasını pencereye doğru çevirdi.

"Gitmek istemiyorum."

"Yapma..." diye gözlerini kapayıp başını geri attı Ömer. Bir iç çekişten sonra Duygu'yu ona bakmaya zorladı, "Gideceksin. Artık sadece kendini düşünmen gerekiyor. Bir erkek için saçma sapan kararlar veren küçük bir kız değilsin sen. Bu üniversitedeyken sırf o derslere ben giriyorum diye bir sürü fazladan ders almak değil Duygu."

Duygu burnunu çekti, Ömer'e ıslak gözlerle baktığında Ömer onun omzunu hafifçe sıvazladı.

"Bu bir ayrılık mı?"

"Sen iyileş, bunlar konuşulur. Acelesi yok. Seni bekleyen bir Ömer hocan olduğunu unutma."

"Ömer hocam?" dedi Duygu zorlanarak gülüp. Ömer hafifçe boğazını temizleyip gözlerini kaçırdı.

"Ömer demek istedim. Sadece Ömer."

"Anlaşıldı, senin kafanda zaten bitmiş." Dedi Duygu. Arkasına doğru yaslanıp örtüyü boynuna kadar çekti. "Özgürsün. Sevdiğim çiçekleri hep kökünden koparıp evde beslemeye çalışırdım küçükken de. Kelebekleri yakalayıp şişelere koyardım. İçlerine yeşil yapraklar atardım. Solarlardı, ölürlerdi. Aynısını sana yapmayacağım." Derken sesi çatlamıştı. Ömer sustu. Yanak içini ısırırken kızın başını tuttu. Göğsüne doğru çekip saçlarını sakinleştirmek istercesine okşarken köklerini toprakla tekrar buluşturduğunun hissi ağır ağır damarlarına yayılıyordu.

**

Defne Asım'la evde yalnız başına oyun oynarken o sürede düşündüklerinden uzaklaştığını hissediyordu. Asım karnı üzerinde sürünerek çıngıraklı oyuncağa ilerlerken Defne uzanıp eline aldı. Asım ses çıkararak sırtı üzerine döndü. Bacaklarını elleriyle ayaklarını tutmuş olduğu yerde sallanarak ciyaklıyordu.

Bir Deli PeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin