Gife aşırı yükselmeyin 🙈
Saat öğleden sonra sularına gelirken Defne etrafındaki mis gibi sıcaklık bunu zorlaştırsa da gözlerini açtı. Başını hafifçe yukarıya doğru kaydırıp Ömer'in yüzüne dikkatle baktı. Ömer'in sakalları neredeyse 1 haftadır tıraş olmamış gibiydi, gözünün altından yanağına doğru ufak bir çizik vardı. Dudakları aralık duruyordu. Çenesi ve alt dudağı arasında bir kızarıklık duruyordu.
Defne gülümseyerek kafasını Ömer'in göğsüne doğru koydu, izlemeye devam ediyordu. Mutluluktan yerinde duramayacak gibi hissetse de çok yorgun olduğu belli olan Ömer'i uyandırmak istemediği için kıpırdamamaya çalışıyordu. Ömer'in dilinden o iki sözcüğü duyduktan sonra uzun uzun öpüşmüşler, Ömer kollarını isteksiz de olsa Defne'den ayırmıştı.
"Sen çok fenasın..." diye fısıldamıştı kalın ses tonuyla. Defne sadece dilini dudaklarında dolaştırıp gülümsemişti. Ömer'e bir türlü doyamaz gibi hissettiği için adamı yakalarından tutup yine kendine çekmeye çalıştığında Ömer derin bir nefesle geri çekilip kendini sırt üstü yatağa bırakmıştı.
"Bu kadar hızlı gidemeyiz. Ne yaptığın hakkında bir fikrin bile yok Daphne." Demişti yumuşak bir sesle. Defne'yi ikna etmeye çalışıyor gibiydi. Defne yine dinlememişti tabii ki, Ömer'in karnına doğru oturup ellerini ve dudaklarını sakallarında, tişörtünün açıkta bıraktığı boyun ve aşağısında dolaştırmaya başladığında Ömer derin bir nefesle kızı tutup bileklerini tek eliyle birbirine kenetler gibi tutmuştu.
"Sözümü dinle."
"Ama sen de istiyorsun, farkına varabiliyorum." Demişti kız nefes nefese. Ömer derin bir nefesle dudaklarını ıslatmış ve tane tane konuşmuştu,
"Bundan sonra ne hissettiğimi değil, dilimin ne dediğini dikkate alacaksın Defne. İçim ne derse desin ağzım başka söylüyorsa kabul edeceğin o."
**
Defne mutfakta bir şeyler hazırladıktan sonra geri yatak odasına döndüğünde Ömer hala dün geceki sarhoşluğunun verdiği bitiklikle uyuyordu. Defne bacaklarına sürtünen tüylü yaratığı fark edip başını aşağı eğdi. Miniş kuyruğunu havada sallayarak sessizce mırıldadığında Defne dudaklarının kenarıyla gülümsedi.
"Ömer beyi uyandırma vakti..." dedi Minişe doğru. Yatağa ufak adımlarla ilerleyio Ömer'e iyice sokuldu, dudaklarını dudaklarına doğru eğerken Miniş de yatağa zıplamış, Ömer'in ayaklarının dibinde duruyordu. Defne kediye bakıp gülmemek için kendini tuttu, ardından Ömer'in dudaklarına eğilip kedi gibi dilini ufak hareketlerle sürterken Miniş de oyuna katılmış gibi Ömer'in ayaklarının üstünü yalıyordu. Ömer kaşlarını çatıp hafifçe kıpırdandığında Defne kafasını azıcık geri çekip adamın kırpışan kirpiklerine baktı. Sonra tekrar eğilip üst dudağını diliyle kaldırıp hafifçe ısırınca Ömer ne olduğunu şaşırmış bir şekilde gözlerini açmıştı.
"Defne..."
Defne çekilip dizlerinin üstünde yatakta oturma pozisyonuna geçince Ömer başını hafifçe kaldırıp ayaklarını yalayan kediye baktı.
"N'apıyorsunuz siz?"
Ayaklarını hareket ettirdiğinde kedi aşağı zıplayıp kapının kenarına usluca oturmuştu. Ömer Defne'ye bakıp çatık duran kaşlarına tezat bir şekilde gülümsedi.
"Size iki kedi derken haklıymışım."
"Bana kedi mi dedin?"
"Evet.." dedi Ömer Defne'yi omuzlarından tutup kendine doğru çekerken. "Seni anlatmak hem çok zor, hem çok güzeldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...