(iki multimedya var.)
Defne'nin bakışları buharlaşıp Ömer'in ciğerlerine çekilmiş, kanına karışıp kalbini yıkıcı bir güçle pompalatıyor gibiydi. Hangi mümkünün kıyısında dolaştığını bilmiyordu Ömer, ama bütün limanları Defne için çoktan açıktı, sadece giriş iznini imzalaması gerekiyordu. Ömer gözlerini ayıramamasının Defnenin sihriyle mi yoksa kendisiyle mi alakalı olduğunu düşündüğü an Defne yutkunmuş ve iki elini Ömer'in elinden kaydırarak yanlara bırakmıştı. Ömer de parmaklarını hafifçe Defne'nin tenine dokundurarak kaydırdığında sorma gereği duydu,
"Ne mümkün mü?"
Defne dudağını dişleyerek alttan alta Ömer'e baktı, kalbinin atışını yokluyordu, ama Defne'nin kalbi her zaman çok hızlı atıyordu.
"Kalbim... Hızlı mı atıyor?" diye sorduğunda Ömer hafifçe kaşlarını çatıverdi,
"Evet. Yani bunu ilk fark ettiğimde baya bir şaşırmıştım ama normal insanlardan üzeri bir kalp atış hızın var. Niye sordun ki?"
"Daha da hızlanabilir mi?"
Ömerin bakışları daha da ciddileşti, Defne'nin sıkıntısını anlayamamak onu tedirgin etmişti.
"Olabilir... Peri anatomisiyle fizyolojisiyle ilişiğim yok ama adrenalin hormonunuz varsa, yani epinefrin, norepinefrin. Sonra tiro-"
"Tekniklerle ilgilenmiyorum Ömer." dedi Defne derin bir nefes alıp. Omuzlarını düşürüp arkasına döndü ve kendini salondaki geniş koltuğa attı, onu birazcık neşelendirebilecek şey çocuk filmi kanalıydı.
-
Defne çarşafına sarılmış üstten açılmış penceresinden yağmurlu geceyi izliyordu. Arada önce dışarısı aydınlanıyor, çok kısa bir an sonra tekrar karanlığa gömülüyordu. Belli saniyeler geçtikten sonra Defne o gürültüyü duyuyordu, onu yerinden sıçratan, sanki gök yarılıp içinden bir el çıkar gibi güçlü kükremeyi. Her seferinde yağmurun sesi daha da bastırır gibi oluyordu, Defnenin penceresinin önünde çatı olmasa içerisinin sırılsıklam olacağından şüphe yoktu.
En sonunda yataktan kalkıp çarşafı üzerine sardı. Altına bu sefer kendi çamaşırını giymişti, Ömerden birkaç gündür biraz çekiniyordu. Kendini tam çözümleyememişti Defne, ama eğer zannettiği duyguları besliyorsa Ömer'in buna sıcak bakmadığının farkındaydı. Onunla ilgilenmiyordu Ömer. Sadece göz kulak oluyor, sorularına cevap veriyor, kızıyor ve temel ihtiyaçlarını gidermesine yardımcı oluyordu. Defne ondan daha fazla şey istemenin uygunsuz olacağını anlamıştı. Bu duygu onu Ömerden bir adım daha geride tutan şeydi işte.
Üzerine sardığı çarşafı bırakmadan odasının kapısını açıp salona sessizce yürüdü. Eli ışığı açmak için duvara gitti, ama bastığı halde lamba yanmıyordu. Çıplak ayaklarının hafifçe uyuştuğunu fark etti, buna üşümek deniyordu sanırsa. Çarşafa daha sıkı sarınıp işaret parmağını karşıya doğru uzattı. Parmağının ucundan cılız bir aydınlık çıkarken salona gelmiş, bahçeye bakan camekanın önüne bağdaş kurmuştu. Tekrar gece gözlerini alarak aydınlandığında nefesini tuttu. İşte yine birazdan binlerce yıldız o ulu kükremeyle parçalanacaktı Defne'nin gözünde.
Parmağını avcuna çekip üşüyen ellerini kucağına götürdü. Sesi duyduğunda tekrar istemsizce irkilip gözlerini yummuştu. Şu an Ömer'in yanına gelmesini isterdi. Gözlerini kapatıp bu isteğe odaklandı, peri zihni küçük bir sis gibi evin içinde kıvrılıp Ömer'in kafasının içine akarken yaptığı şeyden hafifçe utanarak başını öne eğmişti.
Ömer yerinden sıçrayarak uyandığında telaşla etrafına bakındı. Zihni az önce uykuda değil gibi berraktı, ama vücudu buna uyum sağlayamadığından şaşkınlık duyuyordu. Yutkunarak doğrulmaya çalıştı. Dışarıdaki gürültülü sağanağı fark ettiğinde yattığı yerde tamamen doğrulmuştu. Yaz gelirken yağmurları da gecikmiyordu. Ayaklarını yataktan sarkıttığında soğuk olduğunu fark etti. Ellerini birbirine sürtüp kalkarken bir bardak su içmenin zarar olmayacağını düşünüyordu. Baş ucundaki lambaya dokundu, ama ışık yoktu. Elektriklerin kesildiğini anlayıp yanaklarını şişirdi, sene 2017 olmuşken hala cereyan kesintisi yaşamak çok anlamsız geliyordu gözüne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...