2 haftadan sonra! Yalnız rekor yorum isterim... Rekor olmasa da bool bol yapın :d
Ömer Defne'nin kucağındaki pembe örtülere sarılmış minicik bebeğe bakarken aklından geçen ihtimaller onu korkutup kaçırtma eğilimine itiyordu. Defne panikli gözleri, gergin yüzü, bebeğin huysuzlanmaması için sürekli hareket ettirdiği kollarıyla Ömer'e bakarken ağzından çıkacak bir tepkiyi daha bekliyor gibiydi.
"Bu nasıl... Düşünüyorum." Dedi Ömer kaşları çatılı biri halde. "Birinden almadın? Çalmadın?"
Defne telaşla başını iki yana salladı, bunu güvensizlik olarak mı güven olarak mı algılasa bilememişti.
"Çalmadım da almadım da... Valla!"
"Sahipsiz mi.. buldun?" diye bir tahminde daha bulundu Ömer. Defne bu tahmin oyununu bitirebileceğinin farkında değilmiş gibi sadece kafasını iki yana sallamaya devam etmişti.
"Bir şey söyleyecek misin?" dedi Ömer, sesinin sinirli çıkmasına engel olamamıştı. Defne bebeğe baktı, serçe parmağını Ömer'in daha yüzünü göremediği bebekte gezdirip geri Ömer'e döndü. Ömer aklına gelen ihtimalle ayaklarının yere çivilendiğini hissetmişti,
"Defne yoksa bu bizim mi?"
"Bizim derken?" dedi Defne şaşkın şaşkın. Ömer yutkundu,
"Sen mi doğurdun?"
"Ben? 2 günde?" dedi Defne, ardından kahkaha attığında bebek irkilip ağlamaya başlamıştı. "Ayyy özür dilerim minik tavşanım!"
"Ben sizin gebelik sürecinizi nerden bileyim? Belki iki gün sürüyor?"
"Benim değil Ömer. Otur, pamuk tavşan sakinleşsin anlatayım." Dedi Defne, bebeği omzuna doğru yatırıp sırtını sıvazlamaya başladığında çocuğun ağlaması kesilmişti. Ömer yutkunup yatağa temkinli bir şekilde oturduğunda Defne de yanına geçmişti. Bebeğin yüzünü Ömer'e doğru çevirip konuştu,
"Bak."
Ömer dikkatle gözleri kapalı çocuğa baktı, sarışındı, kumral bir teni vardı, örtüye sarılı bedeninin görünen omuz kısmında ufak ve kırmızı bir leke vardı.
"Baktım." Dedi şaşkın şaşkın.
"Erkek bebek bu." Dedi Defne, Ömer kaşlarını çattı,
"Pembe örtü?"
"N'olmuş?" diye kaşlarını çattı Defne gerçek bir sorguyla. Ömer başını hızlıca iki yana sallayıp konuyu geçmeye çalıştı,
"Erkek bebek olması ne demek?"
"Periler sadece dişi varlıklar demiştim sana. Çoğalırken elimizden geldiğince kız bebeklere gebe kalmaya çalışılır. Sihir yani. Ama bazen erkek bebekler de doğabiliyor. İstisna sayılabilecek kadar az. O zaman onları aramızda tutamıyoruz."
"Ne yapıyorsunuz?" dedi Ömer gözleri irileşirken. Defne başını çocuğa doğru eğip bir eliyle örtüyü üzerine biraz daha sardı,
"Dünyada başkasının evladı olmasını sağlıyoruz."
"Ama nasıl?" dedi Ömer hala oturtamayarak. Defne ona bakmaya geri döndüğünde gözlerinde yüzen hüzün Ömer'in bu sorgulamayı yapmamış olmasını istemişti.
"Ben de tam bilmiyorum. Ama bu tavşanı bırakmak benim görevim. Sınavım da sanırım. Sen yokken getirildi, ne yapacağımı bilmiyorum hiç..."
Defne gözlerinin dolmasını engelleyemeden çocuğu göğsüne doğru çekti. Ömer yutkundu, bunun ne kadar zor bir şey olduğunu anlaması için daha fazlasına gerek yoktu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Deli Peri
Fanfiction"365 gün." Dedi bir sır verirmiş gibi fısıldayarak. "365 gün sonra kendi dünyama döneceğim." "Neden peki, yani niye geldin, niye gidiyorsun?" dedi Ömer de fısıltısına karşılık vererek. Yalnız olmalarına rağmen saklanıyormuş gibi seslerini kısıyorlar...