Ardından karnımızdan gurultular gelmeye başladı. Aynı anda bakışıp güldük. Mağazadan aldığımız kapşonlu ceketleri ve şapkaları alıp çıktık. Günlük güneşlik bir caddeye gelmiştik. Her yer çiçeklerle dolu,rengarenkti burası. Bir de aç olduğumuz için kahvaltı edecektik.
Kahvaltımızı da yapmıştık. Daha sonra müzik açıp yürüdük. Bir meydana gelmiştik. Bir kaç heykel duruyordu ortada. Önünde ise aradığın kadar sokak sanatçısı. Belki 20'den fazlaydı... Hepsini tek tek dinledik,dans edenleri izledik. Gülebiliyordum... Evet bu gün farklıydı. Bu gün ilk defa mutlu olmak ne anlamıştım. Belki bir veya iki günlüktü. Balık zaten akşama doğru gitmek isteyecekti. Sanatçıları dinlerken yanıma küçük bir erkek bebek denk geldi. 2-3 yaşlarındaydı.Erkek çocuklarını çok seviyordum. O da zaten çok tatlıydı. Annesi de yanındaydı. Kucağıma aldım o tatlı bebeği. Gülümsedik birbirimize. Gözleri de yeşile çalıyordu.
"Ne tatlı bir bebeksin sen."
Kucağımda dans ettik beraber. Eğlendik. Hemen sonra balık da kucağına aldı ve çok zaman geçmeden kahkaha atmasını sağladı. Annesi de güzel bir kadındı. Onunla da tanışıp oradan ayrıldık. Şimdi.nereye gidecektik bilmiyordum sanırım balıkla günün sonuna gelmiştik. O hep böyle yapar giderdi çünkü.