Duvarın fotoğrafını çektim. Sonra oradan ayrıldık. Boş boş yürüdük,yürüdük. Balık beni alışveriş merkezine götüreceğini söyledi. Yürümek istemediğimiz için bir taksiye bindik. Taksiden indiğimizde alışveriş merkezinin girişine geldik. İçimde sebepsiz bi mutluluk olmuştu. İçeri girdik,en üst kata çıktık.
"Burda ne yapacağız şimdi ? Ben aç değilim ki." dedim.
"Biliyorum. Zaten yemek yemeye gelmedik. Ama şimdi gideceğimiz yerden sonra ikimiz de çok acıkacağız" dedi. Daha sonra oyun alanına girdik. Her yer lacivert ve karanlıktı. Karanlıkta parlayan rengarenk şeylerden doluydu her yer. Ne yapacağız acaba diye düşünürken.
"Bowling oynayacağız." dedi.
"Ben oynamam."
"Niye ?"
"Çocuk muyuz be ?" dedim.
"Gerekirse çocuk gibi davranırız."
"Banane."
"Hadi ama."
"Peki." dedim.
Görevli adamdan ayakkabıları alıp kendi bölümümüze geçtik. Skor tabelasına isimlerimiz yerine balık ve kedi yazdırmıştık. Bu beni mutlu etti. Olmayan anne ve babamın bana koydukları ismi sevemiyordum.
Mor bir top seçip ilk ben başladım. Eğlenmiştik bir kaç atışta. Daha sonra yine bana sıra geldiği bir atışımda yere düştüm. Topla beraber. Çenem acıdı biraz,sonra kalktım yerimden. Balık da atışını yaptı sonrasında.
En son skor olarak berabere kalmıştık ve böyle bitmişti.
Alışveriş merkezinde pizza yedik beraber. Daha sonra hastaneden çıkışımızın ilk gecesi şerefine sahile indik. İskelenin kenarına gittik yeniden.