Sahile doğru ilerliyorduk. Yolda önümüze bir kedi çıktı. Ben kediyi kucağıma alıp sevdim.
"Beni beklesene."
Durdu ve bana baktı. Kediyi bırakıp yanına ilerledim. Neden beni hiç umursamıyordu bilmiyorum. Sanki onu her gittiğimiz yerlere zorla götürüyormuşum gibi davranıyor. Söylediklerimi dinlemiyordu. Sahile geldiğimizde kumlara oturduk. Konuşmaya başladım.
"Neden böylesin hep ?"
"Nasılım ?"
"Her doğum günümde dışarı çıkıyoruz,doğum günüm dışında da görüştüğümüz oluyor."
"Eee ?"
"Yani beni yanında istemiyorsan bunu söyle,dışarı çıkmak zorunda değiliz."
Kahvenin en güzel tonu olan saçlarını karıştırdı.
"Senin kötü hissetmeni istemiyorum."
"Yani istemiyorsun ?"
"Hayır hayır. Yanlış anladın. Senin ne kadar yalnız olduğunu biliyorum. Ve senin yalnız olmadığını kanıtlamak benim görevim."
"Anladım.Beni istemiyorsun." dedim ve kafamı çevirdim. Bir şey söylemedi. Ardından dönmedolaba bindiğimiz günü hatırlattım ikimize. Ben anlattıkça belli etmeden tebessüm ediyordu. Belki de yanlış anlamamdan çekiniyordu. Daha sonra ise ona 4 yıl öncesinde ilk kez telefonla konuştuğumuz günü anlattım. Aklıma bana kedicik dediği gelmişti. Gülümseyip küçük bir çocuk gibi heyecanla konuştum.
"Kedicik demiştin."
"Balık demiştin." dedi ve güldü. Biraz onu seyrettim
"Seviyorum." dedim,ardından omuzuna yaslandım.
"Kimi ?"
"Seni ya."
"Biliyorum."
İç çekip gözlerimi kapattım. Uzun zamandır bu günkü gibi gülmemiştim. O halinden memnun değildi belki. Sevdiği kız yoktu yanında. Ben memnundum. Acılarımı unutturuyordu.
Daha sonra oradan kalkıp yürümeye başladık. Kumların ortasında yere serilmiş bir kilim gördük.
"Balık yıldızları seyredelim."
![](https://img.wattpad.com/cover/119126561-288-k534858.jpg)