Balıkla son günün mutluluğunu yaşıyorduk biraz. Ama bir yandan da çok düşünceliydim... Balık da bilmiyordu hiç bir şeyi. Belki ortada bir teşhisin olduğunu bile... Ona söylemeden duramadım.
"Balık..." dedim korkuyla ama heyecanla.
"Noldu ?"
"Doktorla konuştuğumuz şey..."
"Ne ??"
"Bana bir teşhis konulmuş,ne olduğunu bilirsem daha kötü olabilirmiş. Ve mutlu olacağım şeyleri yapacakmışım."
"Neden bunu şimdi söylüyorsun ?" deyip sarıldı.
"Bilmiyorum ama korkuyorum."
"Korkmana gerek yok. Mutlu edeceğiz seni." deyip güldü ve sıkıca sarıldı. Ben de güldüm.
Yine bir şeyler yedik,akşamı geçirdik,gece oldu ve uyuduk.
Ertesi gün olunca biraz daha mutluydum. Taburcu olacktık. En önemlisi balık beni yalnız bırakmayacaktı... Son işleri de halledip hastaneden çıktık. Ceketlerimizi giydik yine. Daha sonra benim aklıma beraber eğleneceğimiz bir şey geldi.
"Aklıma güzel bir şey geldi. Senin için güzel mi bilmem ama bence çok değerli bir şey."
"Nasıl olacak bu ?"
"Gel." dedim. Onu orada bıraktım. Bir yere girip oradan elimde poşetlerle çıkıp geldim.
"Bunlar ne ?" dedi.
"Sprey."
"Sprey mi yapacağız ? Yakalanırsak ne olacak ?"
"Merak etme ben alışkınım bildiğim boş yerler var. Orada bir şey olmaz." dedim.
"Yaptığımız iş pek hayırlı değil ama hadi bakalım sen mutlu olacaksan..."
Bildiğim boş duvarların ve kimsenin göremeyeceği bir yere gittik. Uzun bir yol yürüdük. Duvarın önüne geldik.
"Eee şimdi ne yapacağımızı düşünüp duracak mıyız ?" dedi
"Ben biliyorum ne yazacağımı."
"Peki."