Hasta bakıcımız bize hastane yemeğini getirmişti tepsilerle. Toparlanıp yemekleri yedik. Hastanede 2. günümüzdü. "Karnın çok acıyor mu ?" dedi. "Hayır. Senin ?" "Acımıyor." Gülüştük. Biraz hareket edince acıyordu aslında. O halimle yatağın üstünde bağdaş kurdum. Hareket etmek önemliydi ve çılgınlık bırakmazdı beni işte. Sonra balık ayağa kalktı. Acı çektiği belliydi ama ne yapmaya çalıştığını anlamadım. Yatağının kenarına geçti. Yavaş hareket ediyordu. "Ne yapıyorsun?" dedim. Yatağını ittirmeye başladı. Yatağımla bitiştirdi. Sonra yattı yeniden. Ben oturuyordum. Yemeği yedikten sonra ben de yattım. Acı çeksem de ona yaslanıp sarıldım. Belki bu yaşadığımız bizi daha çok bağlayacaktı birbirimize. "Seni hiç kaybetmek istemiyorum." dedim. "Biliyorum..." deyip o da sarıldı bana. Gözlerimi kapattım. Gülümsedim. Daha sonra telefonumdan yazdığım yazıya geri döndüm. Seviyorum diye tamamladım yarım kalan cümlemi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.