30

19 5 0
                                    

Hastanede 20. günümü doldurmuştum. İlaçlarla,soğuk hastane duvarlarıyla dolu ama balığımsız koca 20 gün. O kadar tükenmiştim ki,hastalık olmuştu daha sonra ayağa kalkmayı denedim. Biraz ilerledikten sonra başım döndü geri yatağa döndüm. Yatağın üstüne bayıldım. Soğuk soğuk terledim,kulağım çınlıyordu. Hemşire beni ayıltmaya çalıştı. Dayanamıyordum... Hâlâ gidip geri gelmemişti. Gideceğini söyleyip dönmemişti. Bu gidişi farklıydı.
3 gün sonra onlarca ilaçla ve tekerlekli sandalyemle hastaneden ayrıldım. Eve doğru gidecektim,ama kimsem olmadığı için eve giremezdim yardımsız. Bu yüzden sahile doğru gittim. Saat 22:13'tü. Balık gideli 24 gün olmuştu. Ne bir kere beni aramıştı,ne de mesaj atmıştı. Yani kim değer vermediği kişiye mesaj atardı ki ?
Ona kötü bir şey olmadığını biliyordum. Çevrimiçi oluşunu izliyordum çünkü. Sevgilisiyle yeni profil fotoğrafına baktım. O halde bile gözüme çok tatlı geliyordu. O gece sokakta tekerlekli sandalyemde uyudum,yani uyumaya çalıştım. Sabah 5'e kadar uyuyamadım.
"Sabahın 5'i gibisin..."
Uykuya dalsam bile 1 saatten fazla uyuyamıyordum. Antidepresanımı ve diğer ilaçlarımı içip duruyordum. Onu düşünmek beni çok yıpratıyordu,gerçekten çok...
Yaklaşık 10 gün daha sokakta uyumaya çalıştım. Yardım olmadan eve giremiyordum. Balıktan başka da kimsem yoktu. Üvey annemin gazetelerini 1 aydan fazladır götürmüyordum. Zaten ben onun hizmetçisi değildim.
Kendi kendime bir karar verdim o an. Üvey annem,üvey dayım ve üvey abimsiz de yaşayabilirdim... Bunu yapabilirdim,onların züppe tavırlarına ve pis paralarına ihtiyacım yoktu. Ayağım iyileşince bir işe başlayacak ve kendi kendime yaşayacaktım. Belki bu sayede balığı da aklımdan çıkarıp sağlığıma kavuşurdum,bu biraz imkansız olsa da...

BAL'IKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin