Ve soluğu hastanede aldık. Yine bir klasik mekan,hastane. Nefret etmiştim buradan. Bu günki hasta bakıcısı dünki hasta bakıcımdı. Dünle alakalı bir kaç şey söyledi. Balığa belli etmeden konuyu dağıttım. Ayak kemiğim çatlamıştı. Alçı için başka bir odaya gidiyorduk. Orada alçıya alacaklardı. Yavaş da olsa o odaya doğru yürümeye çalıştım. Bacağım çok kötü acıyordu. Hem de sızlıyordu. Hem kemiği çatlamış hem morarmıştı. Alçı için ayağıma alçı altı çorabı giydirdi hemşire. Daha sonra pamuk bir tabanla sardı. Ardından sargı bezini ılık bir suyla ıslatıp fazla suyunu sıktı. Ayağıma özenle sardı. Acıdan kıvranıyordum ama sesimi çıkartamadım. Mimiklerim değişti sadece. Daha sonra sarılmış ıslak sargı bezi kurudu. Taş gibi olmuştu ve biraz da acısını hissetmemeye başlamıştım. Balık alçıya vurdu yavaşça sonra güldü. Ona sinirle baktım. Ama ciddi değildim. İkimiz de güldük. Ve hastanede 1-2 saat kalacaktım. Koltuk değneklerini kullanmayı öğrenecektim. Onu da istemezsen tekerlekli sandalye vereceklerdi. Aslında koltuk değnekleri için üşeniyordum. Ama tekerlekli sandalye çok abartı olabilirdi. Ben yine de tekerlekli sandalyeyi tercih ettim. Boş yere 1-2 saat hastanede kalmaya tahammül edemezdim. Tekerlekli sandalyeyi 5 dakikada öğrendim ve hastaneden çıktık. Balık benden kaçacak mıydı buradan sonra ? Bilmiyordum. Belki de beni bu halde bırakıp giderdi. Sonra
"Bu gece beraberiz." dedi. Şaşırdım.
"Neden ?"
"Bu halde seni bırakayım mı ?"
"Bırakma."
