Sökmen bakışları önünde çıtır çıtır yanan ateşte, " Ya yarın gelmezlerse?" diye sordu.
Melik şah, " Bırak gelmemeyi, erken geleceklerdir. ben onları bu akşam bekliyorum." dedi.
Gökbörü, " Niye erken gelsinler ki?" diye sordu.
Ragnar'da lafa girdi ve " Evet. Niye erken gelsinler ki?" dedi.
Melik şah, " Söyleyin bakalım, tanımadığınız birileri tarafindan ücra bir yere toplantıya çağrılsaydınız ne yapardınız?" sordu.
Sokmen biraz düşündü ve " Tabiki oraya erken gidip, bir tuzak olup, olmadığına bakardım." dedi.
Melik şah, " Kesinlikle." dedi. " Onun için onları bu gece bekliyorum."
Sökmen, " Bu yüzdenmi yanımızdaki adamlara kamp yaptırmayıp, onları etrafı gözetlemeye gönderdin?" diye sordu.
Melik şah'ın, cevap vermesine fırsat kalmadan, dört arkadaş yaklaşan nal sesleri duydular ve oturdukları yerden doğruldular.
Kısa bir süre sonra bir süvari zifiri karanlığı yarıp, ateşin yanına yaklaştı ve " Kuzeyden gelenler var." diye rapor etti.
Melik şah, " Bu misafirlerimizdir. Ondan beklediğim gibi erken gelip, buluşma yerini kontrol edecek kadar tedbirli adammış. Daha şimdiden bu Peçenek liderinden hoşlanmaya başladım." dedi.
Ragnar, " Ateşi söndürüp, gizlenelim mi?" diye sordu.
Melik şah, " Herifleri buraya biz çağırdık. Ne diye adamlardan saklanalım?" diye güldü ve haberi getiren atlıya, " Gidip, etraftaki herkesi uyar. Kimsenin yanlışlıkla bir ok atıp, herşeyi berbat etmesini istemiyorum." diye emretti.
Süvari bineğini dönderip, tekrar karanlığa dalarken; dört arkadaş yeniden ateşin etrafina çöktüler ve beklemeye başladılar.
Birkaç dakika sonra sessizlikten canı sıkılan Ragnar, " Konstantinopol'da geceyi benimle geçiren kızın adı neydi hatırlayanınız varmı?" diye sordu.
Gökbörü " Hangisi?" dedi. " Handakimi yoksa Eleni'nin evindeki mi?"
Sökmen " Ne alaka şimdi?" diye terslendi.
" Öbürüde saf saf, " Hangisi?" diye soruyor. Sanki şu an bir işimize yarayacakmış gibi."
Ragnar, Sökmen'i duymazdan gelip, içini çekti ve " Eleni'nin evindeki." dedi. " Kızın ne güzel gözleri ve kirpikleri vardı be! Etine de dolgundu biraz. Bakışları bana aynı deve suratlıyı hatırlatmıştı. Şimdi atımı her gördüğümde hep o kız aklıma geliyor. Kapkara gözler, upuzun kirpikler. Ama ismini bir türlü çıkaramıyorum."
Melik şah gülerek, " Ne uğraşıyorsun? Onada deve suratlı de gitsin." diye kuzeyliye takıldı.
Ragnar, " Fena fikir değil." dedi. " Böylece deve suratlıda önünde bir kadından bahsettiğimi anlamaz. Çünkü kerata beni kıskanıyor."
Sökmen, " Abartma be Ragnar. Bir atın sahibini kıskandığı nerde duyulmuş." dedi.
Ragnar " Vallahi doğruyu söylüyorum." diye yemin etti. " Aleksis'in hanından ayrılırken geceyi geçirdiğim kızıl saçlıya baktığımı gördü. Sonra yanından geçerken beni ısırmaya çalıştı."
Sökmen, " Ulan senin deve suratlı aygır değilmi?" diye güldü.
Ragnar, " Öyleeee." diye şaşkın şaşkın kafasını kaşıdı ve " O zaman beni neden kadınlardan kıskanıyor?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALAZGİRT
Historical FictionMelik şah kağnıda ne taşındığını görmek için hemen perdeleri aralayıp yukarıya tırmandı ve üçü köşeye büzüşmüş, biri ayakta kızları görünce gülerek, " Ulan sende ne şans var be! Bok çukuruna düşsen her koltuğunun altında bir huriyle çıkacaksın." d...