Alpaslan, " Bunların kır gezisine çıkmış gibi hiçbir saldırıya karşı hazırlıksız yürümelerine bakılırsa Sökmen'in onlara söylediklerine inanmadılar." dedi ve yola ilk koyulan Bizans'lıların ordunun geriye kalanından bayağı uzaklaştığını farketti.
" Haydi bakalım ağalar. Şu imparator ve askerlerine kendimizi göstermenin zamanı geldi."
Böylece, Selçuklu şahı ve generalleri atlarını dolu dizgin tepelerin arkasında saklı Selçuklu kampına sürdüler ve Alpaslan, " Birbirleriyle olan mesafe kısa sürede kapatılamayacak kadar açıldı ve bize kaçırılmayacak bir fırsat verdiler." dedi.
" Artuk, sen beşbin adamla geride kal ve benim komutamdaki askerlerin öndekilere saldırmasını bekle. Bir süre sonrada sol tarafımızdan geniş bir daire çizip, arkalarına dolan ve kaçış yollarını kesmeye çalış."
Selçuklu generali, " Başüstüne." diye hemen yanından ayrıldı ve Alpaslan, Afşin beye döndü.
" Sende adamlarında sağ tarafımızdan aynı şeyi yap ve arkadakilerin yardıma yetişmelerini engelle."
Afşin bey'de askerlerini hazırlamak üzere yanından uzaklaştıktan sonra; Alpaslan emirlerini bekleyen Selçuklu ordusunun başına geçti ve " HAYDİ ASLANLAR! VAKİT CENK VAKTİDİR!. VATAN AŞKINA, MİLLET AŞKINA, ALLAH AŞKINA İLERİİİİ!!!!" diye haykırdı.
****
Bineğinin üstünde, adamlarının en önünde ilerleyen Bryennios duyduğu uğultudan ve yerin titremesinden bir an zelzele oluyor sandı. Ama, iki kilometre ötelerinden göğe yükselen tepelerin arasındaki geçitten üzerlerine doğru son hız akan binlerce atlıyı görünce sarsıntının depremden değilde süvarilerden kaynaklandığını anlayıp, " Demek elçinin dedikleri doğruymuş." diye söylenerek başını geldiği yöne dönderdi ve neredeyse bir kilometre gerilerinden onları takip eden Bizans ordusuna baktı. İçinden, " Acaba bunlar bize yetişemeden yeniden ana orduya katılabilirmiyiz?" diye geçirerek, gözlerini tekrar Selçuklu'lara çevirdi ve adamları yolu daha yarı bile etmeden süvarilerin yaya askerlerine yetişeceğini anlayıp, kaçma fikrinden hemen vazgeçerek, " Gelin bakalım, gelin. Emrim altındaki askerler topunuza yeter. Size, iyi eğitimli ve disiplinli Bizans piyadelerinin neler yapabileceğini göstermenin zamanı geldide geçiyor bile." diye mırıldanıp, bir ona, bir üzerlerine doğru son hız at koşturan süvarilere tedirgin tedirgin bakan emir subayına, " Savaş düzeni alın." diye emretti.
Adam sesi korkudan titreyerek, " Efendim orduya geri katılmaya çalışmamız daha doğru olmazmı?" diye sordu.
Yaşlı general komuta postasındaki yerini alabilmek için atından aşağı kaydı ve yularını subaya uzatıp, " Sen dediğimi askerlere ilet ve gerisine karışma!" diye terslendi.
Böylece, Bryennios'un emri Bizans'lılar arasında yayılmaya başladı ve ön sıralar saf tutmak için birbirlerine yaklaşırken; subayların neler bağrıştıklarını duyamayan arkadakiler hâlâ ilerlemeye çalışarak öndekileri sıkıştırdılar. Bu durum zaten biraz sonra saldırıya uğrayacakları için gergin olan sinirlerin boşalmasına yol açtı ve askerler itişip, kakışmaya, hatta, bazı yerlerde aralarında yumruklaşmaya başladılar.
Bunun üzerine, birkaç subay hemen kavgaların patlak verdiği yerlere koşup, ellerindeki kırbaçlarla tehtidler savurarak birbirine girenleri ayırmaya ve düzeni yeniden sağlamaya çalıştılar. İçlerinden biri tam elindeki kırbacı havaya kaldırmış yerde debelenerek birbirlerine yumruklayan iki askere indirmeye hazırlanıyordu ki; artık menzile giren Selçuklu'lar düşmanlarının üzerine bir salvo gönderdiler ve bir ok sırtından geçip, on santim kadar göğsünden fırlayan subay ve döğüşen iki kişide dahil yüzlerce Bizans piyadesi cansız yere serildiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALAZGİRT
Historical FictionMelik şah kağnıda ne taşındığını görmek için hemen perdeleri aralayıp yukarıya tırmandı ve üçü köşeye büzüşmüş, biri ayakta kızları görünce gülerek, " Ulan sende ne şans var be! Bok çukuruna düşsen her koltuğunun altında bir huriyle çıkacaksın." d...