39. " ŞAFAKLA GİDERİZ."

33 4 0
                                    



Basilikes karşısında durduğu kapıyı üçüncü kez, " Haşmetmeap!" diye tıklattı ve içeriyi dinledi.

Bizans ordusu, Josef'in, Erzurum'dan ayrılmasının üzerinden iki hafta geçmesine ve geride kalan kuvvetlerin dört gündür yola çıkmaya hazır olmasına rağmen; Roman Diyojen yeni bulduğu oyuncaklarıyla gönül eğlendirdiği için şehri terkedememişti.

Bunun üzerine, Bryennios'un başını çektiği ve sefere devam etmek için sabırsızlananan bir avuç subay Antakya düküne gelmişler ve ondan Roman Diyojen'e gitmesini rica edip, imparatoru, ordunun bir an önce Erzurum'dan ayrılmasına ikna etmeye çalışmasını istemişlerdi.

Önce Roman Diyojen'i rahatsız etmenin kendi generallerinden birinin işi olduğunu düşünen ve buna yanaşmayan Basilikes; subaylar, " Selçuklu'ların topraklarını işgal ettiğimizi öğrenip, geri dönmeleri uzun sürmez. Onun için bir an önce yola çıkıp, elimizdeki sürpriz kartını iyi kullanmamız lazım." deyince ikna olmuş ve imparatorun kaldığı odaya yollanmıştı.

Basilikes kapıyı bir daha tıklatırken içeriden gelen kıkırdaşmaları duyarak, " Anlaşılan ihtiyar keçi hâlâ gününü gün etmekle meşgul." diye düşündü ve bu sefer daha yüksek bir sesle, " Haşmetmeap." diye yeniden seslendi

Roman Diyojen içeriden, " Size beni rahatsız etmemenizi söylemedim mi?" diye terslendi.

Antakya dükü, " Benim efendim Basilikes." dedi ve sözlerini tamamlar tamamlamaz; öbür taraftan gelen çıplak ayak sesleri duydu.

Kısa bir süre sonra, açılan kapıda, beline çarşaf sarılı, göğsü ve yağlı göbeği çıplak Roman Diyojen belirdi.

" Oooo demek sizsiniz. Buyrun girin. Ne istiyorsunuz?"

Basilikes içeri yürürken, bakışları sağdaki yayla gibi yatağın üzerine uzanmış kıkırdaşarak onlara bakan çıplak hurilere kaydı ve imparatorun çok kıskanç olduğunu duyduğu için öfkesini uyandırmaktan korkarak başını diğer yana çevirdi.

" Size ordunun yola çıkmaya hazır olduğunu iletmeye geldim."

Roman Diyojen kızlarla yaptığı yarım kalan egzersizden dolayı yanakları hâlâ kıpkırmızı, " Josef'ten hiç haber varmı?" sordu.

" Bildiğim kadarıyla yok. Ama ondan haber alamamamız gayet normal. Şu an işi başından aşkın olmalı. Nede olsa Ahlat'ı fethettikten sonra şehrin savunulması için garnizon hazırlaması gerek. Yakında, yapması gereken önemli işleri bitirince bize birilerini gönderip, ne zaman orduya geri katılacağını bildirecektir."

" Demek askerler Erzurum'dan ayrılmaya hazır."

" Evet efendim. Yola çıkmak için emrinizi bekliyorlar."

Aynı anda yataktaki kızlardan biri Roman Diyojen'e " Hadi geri gel artık. Üşümeye başladık." diye cilve etti.

Bizans imparatoru utanmazca Antakya düküne sırıttı ve " İyi. Şafakla gideriz." diye dışarı çıkmasını işaret edip, arkasından, " Beni yarından önce kim rahatsız ederse canlarının yanacağını herkese iletirseniz sevinirim." diye seslendi.


MALAZGİRTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin