3

76.6K 1.8K 694
                                    

Arabada sesizlik ile ilerlerken sessizliği bozan o oldu "adın ne" diye sorduğunda
"ben nisan bağcı" dedim ona adını soracak cesaretim yoktu.

Uzun bir yolculuktan sonra sonunda durmuştuk "hadi in" dediğinde arabadan inip karşımdaki kocaman eve baktım etrafında bir sürü siyah giyinmiş adamlar vardı. Yanımdaki adamı görünce hepsi birden kafasını yere eğdi

Bunlar çok tehlikeli insanlara benziyordu ve ben bulaşmıştım artık bunların elinden sadece ölüm beni kurtarırdı
"beni takip et" dedi soğuk çıkan sesiyle

Onu yavaş adımlarla takip etmeye başladım
"otur şuraya" dediğinde gösterdiği siyah deri koltuğa oturdum
"karanlık işlerde olduğumu az çok tahmin etmişsindir" dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım "iyi" dediğinde sözünü kesip "peki bunu niye yapıyorsunuz insanların canına neden kastediyorsunuz"diye sorduğumda sinirle ayağa kalktı ve boğazıma yapıştı

" bir daha benden hesap sormaya çalışırsan yarıda bıraktığım işimi bitirim ya da o çok sevdiğin üvey babana veririm "diye bağırdığında istemsizce gözlerimden yaş aktı resmen beni tehdit ediyordu

" ne birde bağırdım diye ağlayacakmısın sen böylemi çalışacaksın benimle "
" ben ne çalışacam ki ev temizliği değil mi "
" ev temizliği mi"dedi ve kahkaha attı ama bu kahkaha içten değildi ve korkunçtu

" bana bak kızım biz oyun oynamıyacaz senin canını bağışladım istediğim herşeyi yapacaksın"
"ama ben sana hiçbirşey yapmadım herhangi bir kötülükte yapmadım" dedim

"doğru hiçbirşey yapmadın ama yapamazsında  ben böyleyim bana böyle alışacaksın"dedi ciddiyetle
" ne zamana kadar sizinle çalışacam "diye sorunca
" ömrünün sonuna kadar ve bir soru daha sorarsan ömrün bir kelebek kadar kısalacak" dedi tehdit eden bir tonla

Oysaki ben üvey babamdan kaçarken daha iyi bir hayatım olur sanmıştım daha iyi bir geleceğim sesiz sakin bir yaşam dilemiştim

"İşin şimdiden itibaren başlamıştır sana birini yolluyacam o sana bütün planı ayrıntılarıyla anlatacak"

"ne işi bu" dedim yutkunarak
"sorulardan hoşlanmadığımı sana kaç kez söyleyeceğim" dedi ve arkasına dönecekken aklına birşey gelmiş olmalı ki bana bakıp "ve sakın bir hata yapıyım deme çünkü bana ihanet edenler şu an cehennemin dibinde"

Cevap vermeyip kafamı olumlu anlamda salladım bu adamdan çok korkuyordum bundan sonra hayatımı diken üstünde yaşıyacaktım

Yarım saatin ardından yirmili yaşlarında bir adam geldi o da çok öfkeli birine benziyordu bu insanlar hiç gülmez mi

"ben arda" dedi sert sesiyle "bundan sonra beraber çalışacaz" dediğinde "bende nisan" dedim bunlarla nasıl anlaşacaktım ben

"Bak şimdi dediklerimi iyi dinle nisan yoksa iş üzerinde yapacağın tek hata hayatına mal olur" dediğinde gözlerimi kocaman açıp "bir insanın hayatı sizin için o kadar mı ucuz"

"sanırım arslan abi kendini yeterince tanıtmamış" dedi üstü kapalı bir tehditle dediğinde korkumdan "plan ne" diye sordum

"Aferin" dedi ve planı anlatmaya başladı. "Salim gezer kod adı kasap bu adamın elinde onu bitirecek önemli dosyalar var ve bu dosyalar onun barındaki odada bir dolabının içinde onları sağ salim bize getireceksin"

"ben adamı tanımıyorum ki hem ben nasıl odasına geçecem"
"kes sesini ve dinle, o adamın resmini sana gösterecem ve gelelim odasına nasıl geçecem sorusuna tabiki kendini kullanarak" diyip göz kırptı

Bu adam ne söylüyordu öyle bir hışımla ayağa kalkıp "siz ne dediğinizin farkındamısınız siz beni ne sanıyorsunuz ya" şu an ne korkum umrumdaydı ne de ellerindeki silahlar

Arslan sesleri duymuş olacak ki "Nisan bağcı" diye bağırdı o güçlü sesiyle

Adımlarını bana doğru atıp boğazıma yapıştı "bana karşı mı geliyorsun lan" diye bağırdı boğazımın ağrısından ne nefes alabilyordum ne de konuşabiliyordum gözlerimin kararmasıyla yere yığıldım son duyduğumsa ardanın arslana "abi masum duruyor" dediğini ve arslanın "hiçkimse masum değil" diye bağırdığını

Gözlerimi açtığımda siyahın hakim olduğu bir odanın içindeydim karşımdaysa çatılmış bir çift kahverengi göz "lütfen" dedim kısık çıkan sesimle "beni öldürün ama böyle şeyler yaptırmayın" diye yalvarıyordum ama ne fayda tanımadığım bir insan bana acı çektirmeye yeminliymiş gibiydi

"istediğini yaparım diyen sendin şimdi bana yalvarmayı kes ve sana denilen şeyi yap yoksa aklına gelmeyecek şeyler olur" dedi ve elinde tuttuğu poşeti yere koyup "bunları giy" dedi ve çıktı.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin