43

20.8K 736 64
                                    

Nisan
Ders bittikten sonra yanımda oturan kızıl saçlı kız "Onlar senin kulağına ne söyledi" diye sordu merakla
"özür dilediler" dediğimde kahkaha atıp
"saçmalama onlar bu okulun piskopatları senden özürmü dileyecekler" dedi alayla

Kaşlarımı çatıp kıza baktıktan sonra "buna inanmamı bekleme" dedi gülümseyerek bende fazla uzatmamak için omuz silktim.

Kızıl saçlı kız bana elini uzatıp "ben burcu" dedi.
Kızın elini sıkıp "nisan" dedim gülümseyerek

Burcu da gülümseyip "sana okulu gezdirmemi istermisin" diye sorduğunda kafamı olumlu anlamında salladım

Okulun bölümlerini uzaktan gösterip "anladın değil mi" diye sorduğumda kafamı olumlu anlamda salladım.

Değşik bir insandı gezdiriyim derken gerçek anlamda sandım oysa kendisi hepsini uzaktan gösterdi.

"kantine gidelim mi birşeyler yeriz " diye sorduğunda "olur" dedim
Umarım uzaktan bakıp yedik hadi gidelim demez çünkü tam da öyle biriydi.

Kantine gittiğimizde baya bi sıra vardı biz alana kadar zil çalardı ama gene de şansımızı denemeye karar verdik.

Ardından o dörtlüyü gördüm "birşey mi istiyorsun yenge" dedi sesizce

Kafamı olumsuz anlamında salladım "yicek birşeyler alacam ben hallederim" dediğimde sıranın en önüne gidip yicek şeyler getirdi ve bana verdi.

Burcu bizi şaşkınca izliyordu "iyimiş" dedi bana bakarak
Elimdekileri masaya oflayarak bıraktığımda "aslan gibi çocuklardı ne olduda kedi kesildiler" dediğinde
"bunları tanıyormusun"diye sorduğumda

" bunlar hep birlikte takılır kimse onlara yanlış yapamaz hatta kaç kez okulda silahla birilerini yaraladıklarına şahit oldum kimse onları kovamıyor muhtemelen arkalarında güçlü birileri var. Bak şu uzun boylu kumral olan selim yanındakiler ona saygı duyar şu esmer olan melih yanındaki serkan diğeriyse kerem "dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım

Arkalarındaki güçlü dedikleri adam arslan olmalıydı. Bu okula gelmemin sebebini de anladım eğer kaçarsam bunlar beni arslana götüreceklerdi.

Gözleri hep üstümdeydi" sen bunları gerçekten tanımıyormusun "diye sorduğunda düşüncelerimden sıyrılıp " hayır "dedim

Arslandan ona bahsedemezdim burcu üstüme fazla gelmeyip" okuldan sonra ne yapacaksın"diye sorduğunda

"eve gidecem" dedim kısa keserek çünkü gerçekten karşıdaki dört kişinin bakışlarından rahatsız olmuştum.

"beraber sinemaya gidelim mi" diye sorduğunda arslanı düşünerek "yok ders çalışmam gerekiyor" dedim.

"kızım delimisin sen ne dersi ya hem birbirimizi daha yakından tanırız aileni de  ben ikna ederim istersen" dediğinde aile kelimesinin bana ne kadar yabancı geldiğini fark ettim.

"üzgünüm bu gün olmaz" dedim kısık çıkan sesimle
"peki nasıl istersen" dediğinde kırıldığını hissetmiştim.

"evim çok uzakta" dediğimde "ne kadar uzakta" şehrin öbür ucunda yani buraya üç saat uzaklıkta "dediğimde şaşkınlıkla
" buraya kadar nasıl geliyorsun ailem bana asla bu kadar mesafeyi gelmeme izin vermezdi"

Aile kelimesi canımı sıkmaya başlamıştı "benim ailem yok aile kelimesin kullanmasan sevinirim" dedim üzülerek

"özür dilerim bilmiyordum" dedi ve elini omuzuma koydu
Ayağa kalkıp " hadi ders başlayacak" dedim ve sınıfa doğru ilerlemeye başladım.
"ama yemeğini yemedin" diyen burcuyu dinlemeyip yürümeye devam ettim.

Yemeği mi bile yemedim o dörtlünün bakışları yüzünden

Sınıfa geçtiğimde öğretmenin gelmesiyle ders başladı.

Derslerimi çok dikkatli dinliyordum ve bir sürü not alıyordum
Bu sınıfı torpille geçmek istemiyordum. Zaten herkesin hakkını yemiş gibi hissediyordum.

Ders bittiğinde burcu bana bakıp "şöförüm gelecek seni eve bırakmamı istermisin" diye sorduğunda kafamı olumsuz anlamında salladım "şöför gelmiştir" dedim
muhtemelen arslan şöförünü göndermişti.

Çantamı alıp sınıftan çıktım canım baya sıkılmıştı.
Okulun bahçesine gittiğimde arslanı kapıda gördüm ona şaşkınlıkla bakıp "şöförünü gönderirsin sandım" dedim ve arabaya bineceğim sırada burcunun "nisan" diye bağırmasıyla arkamı döndüm

Arslana bakıp sonra bana döndü "şey şöförüm ufak bir kaza geçirmiş acaba sizin şöförünüz beni eve bırakabilirmi" dedi arslana büyülenmiş bir şekilde bakarak

Onu şöförüm sanmıştı. Bu benim komiğime gitsede arslana karşı bakışını beğenmemiştim.

Arslan birşey diyecekken o dörtlü gurup arslanın yanına gelip "hoş geldin abi" diyip kafalarını eğdiler.

Burcu şaşkınlıkla olanları izleyip kulağıma "şöförünün tanıdıkları mı" diye saçma bir soru sordu.

Arslan duymuş olmalı ki "nisanın kocasıyım" dedi havalı çıkan sesiyle
Burcu bana şaşkınlıkla bakıp "evli olduğunu söylememiştin" dedi

Yeni tanıdığım insanlara hayatımı anlatamazdım ki
Arslanın "nisan hadi bin artık" dediğinde arabaya binip "burcuyu evine bıraksak mı" diye sorduğumda

"selim kızı evine bırak" dediğinde
"emredersin abi" dedi.

Burcu ya bakıp üzgün bir bakış attım o da kafasını anlayışla sallayıp selim denen adam ve tayfasıyla gitti.

Arslanın "neden yemek yemedin" diye sorduğuna şaşırmadım o dörtlü bütün gün beni izliyorlardı.
"arkadaşlarından rahatsız oldum" dedim ona bakarak

Arslan kaşlarını çatıp "neden" diye sordu
"bütün gün dört kişi gözlerini senden ayırmasa rahat edermisin" diye sorduğumda bir süre sustu ve "arkada kutu var" dediğinde kutuya uzanıp elime aldım

"aç" dediğinde elimdeki kutuyu açtım içinde telefon kutusu vardı
Arslana baktığımda "o senin" dedi bana bakmadan
"teşekkür ederim" dedim son model telefonun kutusunu bile açmadan

Arslan bu yaptığıma şaşırmış gibiydi "senin yerinde başka kız olsa çoktan alıp yapışmıştı bu son model telefona" dediğinde omzumu silkip
"arayacak kimsem yok o yüzden yanımda ağırlık taşımama da gerek yok" dediğimde arslan bana bakıp "beni ararsın" dedi sanki iyi anlaşıyormuşuz gibi

Kafamı olumlu anlamda sallayıp geçiştirdim ve arslanın beni getirdiği yere baktım burası tekvando öğrenilen yerdi.

"iyi dövüşyorsun buna ne gerek var ki" dedim şaşkınlıkla
"ben değil sen öğreneceksin" dediğinde şaşkınlığım kat ve kat arttı.

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin