50

17.8K 615 52
                                    

Nisan
Yerden yavaşça kalkıp kapının kolunu aşağıya çektim ama kapı açılmamıştı.
Hızlı bir şekilde iki üç kez aşağıya indirmeme rağmen kapı açılmamıştı.

Arslan mı kitlenmiş ti?
"Arslan" diye bağırdığımda kapının arkasından arslanın sesi geldi
"boşuna bağırma nisan burdan ancak herşeyi öğrenirsen çıkarsın" dediğinde
"saçmalama arslan ben burda yapamam" diye bağırdığımda

"yaparsın hem de öyle bir yaparsın ki" dedi imalı bir şekilde

Bu beni öldürmeye mi çalışıyordu "Arslan bak burda yatacak yer bile yok" dediğimde

"tek sorunun bu olsun" dediğinde pes etmeyeceğini anlamıştım.

"ne zaman çıkacam" dedim umutsuz çıkan sesimle
"yarına öğren yarın çıkarırım" diye dalga geçtiğinde
"Arslan dalga geçmeyi kes" diye bağırdım.

"ne zaman güçlenip adam gibi silah tutarsan o zaman" diye bağırdı.

En kısa zamanda öğrenip bundan kurtulmalıydım.

Arslan
Onu o kadar tutsak etmem yanlıştı ama başka çaremde yoktu. Ya bunları öğrenirdi ya da benim yüzümden günahlarımın keçisi olurdu.

Herşeyi kendini koruması için yapıyordum. Yoksa iyileşip iyileşmemem umrumda değil di. Ona yaşattıklarımdan pişmandım ve düzeltmeye çalışıyordum.

Ama nedense gene acı çekiyordu. Bu sefer sondu herşeyi öğrendiğinde onu özgür bırakacaktım.

Hatta hayatına daha güzel devam edecekti. Bir meslek sahibi ya da bir şirket sahibi olacaktı.
Benden sonra herşey onundu.

5 ay sonra.....

Nisan
Tam tamına beş ay olmuştu ve ben pencere dışında hiç gün yüzü görmemiştim.
Herşeyi öğrenmiştim ve arslan bugün beni dışarı çıkarıp öğrendiklerimden sınav yapacaktı.

Ona ne kadar kızgın olsamda pencerenin önünde çiçekler ekmesi hoşuma gitmişti. Benim kötülüğüm için yapmıyordu ama beş ay dışarı çıkmamam çok caniceydi.

Okula hiç gitmemiştim ama diplomam gelişmişti. Hakketmediğim bir bölümün diplomasıydı.

Kapı açıldığında heycanla ayağa kalkmıştım. Arslan gelip "hazırmısın" diye sorduğunda kafamı olumlu anlamında salladım.

"gel" dediğinde hiç ses çıkartmadan onu takip etmeye başladım. Beş aydır doğru düzgün konuşmuyordum günde en fazla on kelime konuşyordum ve gittikçe asosyal oluyordum

ilk defa bu kapıdan çıkınca garip gelmişti.

"bugün bu sınavı geçemezsen beş ay daha orada kalacaksın" dediğinde korkudan kalbim hızlanmıştı.

Oraya dönmek istemiyordum ve bunun için elimden geleni yapacaktım.

Evin bahçesine geldiğimizde kafamı yukarı doğru kaldırıp gök yüzüne gülümsedim ve derin bir nefes alıp çömeldim ardından çimenlere dokundum.

Arslan bana anlamsız bir ifadeyle bakıp silahı uzattı.
"on iki den" dediğinde kafamı sallayıp tabancanın sürüsünü çektim ve derin bir nefes alıp ateş ettim.

Arslan hedefe doğru giderken korkuyla gözlerimi kapattım.
"gel buraya" diye bağırdığında hedefi vuramadığımı anlamıştım.

Arslanın yanına gittiğimde hedefe baktım ve merminin  on bir ile on iki'nin çizgisine geldiğini fark ettim.

"ama bu" dediğimde sözümü kesip "kaybettin yerine geri dön" diye bağırdı.

Bu çok saçmaydı "ama bu haksızlık" dediğimde
"ben sana on iki den dedim" dedi.

Eve doğru geçecekken ağaçların arasından arslana doğrultulmuş silah görünce hızlı bir şekilde sürgüyü çekip adama doğru ateş ettim.

Arslan silah sesinin başka taraftan geldiğini sanıp üstüme kapanmıştı.

"iyimisin" diye bağırdığında
"ben iyiyim ama üstümden kalkarsan daha iyi olacam" dediğimde üstümden kalkıp kalkmam için elini uzattı.

Elimi tutup ayağa kalktığımda "ağaçların orda" dedim adamı göstererek
Arslan adamın yanına gidip "aferin tam on iki den" dedi adamın tetiğe basacak olan parmağını göstererek.

Ben bile kendime inanamıyorum o beş ay beni resmen canileştirmişti. Birini itsem bile vicdan azabı çekerdim ama şimdi birazcık bile duygu kırıntısı yoktu.

Kendim için korkuyordum çünkü o odaya geçmek istiyordum. Kendimi zindanda işkence çekiyormuş gibi hissediyordum.

Arslan birilerini arayıp adamı burdan depoya kaldırmalarını emrettikten sonra "aferin kendini kanıtlamayı başardın" dedi gülümseyerek

Tabancayı ona uzattığımda"sende kalsın lazım olur" dedi.

Onun istediği gibi olmak zoruma gitsede buna mecburdum.

Neyseki oraya geri dönmekten kurtulmuştum.
"nisan bak şimdi bana karşı çıkan büyük bir mafyayı çökeltecez ve bana sen yardımcı olacaksın"

"sonra" dedim tek kaşımı kaldırarak
"sonra özgürsün" dedi gözlerimin içine bakarak

Nereye kadar güvenebilirdim bilmiyorum çünkü bu işin içinde ölmek vardı.
"zaten biz o mafyaya çökerken o eli bağlı duracak" dedim dalga geçerek

"sana zarar gelmeyeceğine söz veriyorum" dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım ama inanmadım.

"aylardır plan yapıyorum ve emin ol hiç bir aksilik çıkmayacak" dedi ciddi bir ses tonuyla

Kafamı yere eğerek "umarım" dedim.
Çünkü ona güvenim kalmadı. Beni beş ay boyunca kapatan birinden ne bekleyebilirim ki

"hadi içeri geçelim" dediğinde kafamı olumsuz anlamında salladım
"ben biraz hava almak istiyorum içerden bunaldım" dediğimde kafasını sallayıp

"nereye götürmemi istersin" diye sormasıyla
"ben tek başıma giderim" dedim.

"olmaz nisan tehlike geçmedi" demesiyle
"ben beş ay boyunca özgür olabilmek için çabaladım,herşeyi öğrendim merak etme" dedim ve ona bakmadan yürümeye başladım.

Ormanın havasını almak güzeldi. Burayı özleyeceğim aklıma hiç gelmezdi. Umarım kaybolmam

Ormanın içinde yürürken kulağıma bir sürü adım sesleri gelmeye başladı.

Bir ağacın arkasında saklanıp adımların nereye doğru gittiğini kestirmeye çalıştım.

Arkasında durduğum ağacın önünde yirmiye yakın silahlı adam olduğunu gördüm

Aralarından biri "evin etrafını iyice sarın içerde sağ bırakmayın" diye bağırıp arslanın evine doğru gitmeye başladı.

Merhaba arkadaşlar kusura bakmayın uzun zamandır bölüm atamıyordum sınavlarım yeni bitti. 🙏

Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim ♥️♥️

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin