Nisan
Telefonumu cebimden çıkarıp arslanı aradım ama telefonu açmıyordu.
Onu nasıl uyaracaktım bilmiyorumKoşsamda fayda etmez çoktan evin etrafını sarmışlardır.
Fazla korumada yoktu.İçinden düşünmeyi bırakıp koşarak eve doğru gitmeye başladım
Eve yaklaştığımda belimdeki silahı çıkarıp ağacın arkasına geçtim
Adamlar evin etrafını çember şeklinde almışlardıKorumaların hepsi ellerini yukarı kaldırıp teslim olmuşlardı. Bu nasıl bir satıştı?
Arslan ortalıkta gözükmüyordu acaba ona birşey mi yapmışlardı
Bir şekilde içeri geçmem gerekiyordu.
Evin arka tarafına saklanarak gittiğimde orada iki kişinin durduğunu gördüm.Yerden bir taş çıkarıp benim yönümün tersine fırlattım. Adamlar koşarak oraya doğru giderken koşarak pencereye tırmandım ve açık olan camdan içeri geçip arslanı aramaya başladım
Poliste çağırmazdım yoksa ben de dahi başımız belaya geçerdi.
Odalarda gezerken arslanın kapısını açtım ve içeri geçecekken hızlıca çekilip duvara itilmemle gözlerimi korkuyla açtım. Arslan bana kaşlarını çatarak baktı ve "senin ne işin var burda" dedi sesizce
"ben ormanda yürürken bunları gördüm ve sana yardıma geldim. Haber vermek için aradım ama telefonu açmadın" dediğimde kafasını sallayıp
"burda kal" dedi sesizce
"hayır bende gelecem" dediğimde
"otur oturduğun yerde" diye bağırıp odadan dışarı çıktı.Tam bir ahmaktı dışarda bir sürü adam vardı ama kendisi artistlik peşindeydi.
Onun sözünü dinlemeyip sesizce arkasından gittim.
Telefonla birilerini aramaya çalışıyordu ama birşey olmuş olacak ki telefonu duvara fırlatıp silahının sürgüsünü çekti ve pencereye doğru gidip ateş etmeye başladı.
Dışardaki adamlar çok kalabalıktı ve yavaş yavaş içeri geçiyorlardı.
İkinci katta olmamız bir avantajdı benim içinArslana görünmeden hızlıca erzak odasına geçip yağ dolu şişelerden alıp merdivenlere döktüm.
Adamlar beni fark edince koşarak arslanın yanına gittim.
"ne yapıyorsun" diye sordu sinirle
"hiç" dedim kısık çıkan sesimleMerdivenlerden ses çıkınca arslan oraya doğru gitmeye başladı.
Ne tepki vereceğini merak ettiğim için hızlıca arkasından gittim.
Şaşkın bir şekilde merdivenlerden düşen adamları izlerken birinin silahı çekmesiyle elimde tuttuğum silahı adama doğrulup ateş ettim.
Arslan arkasını dönüp bana baktı ve "bu işin hakkını veriyorsun aferin sana" dedi.
Gerçektende dengesiz bir insandı
"bunlardan nasıl kurtulacaz" diye sorduğumda
"yardıma kimse gelemez ardalara pusu kurmuşlar yolda" dediğinde"Allah Allah acaba sana saldırmaya nasıl cesaret etmişler" dedim dalga geçerek
"kapat çeneni oyun daha bitmedi bunun sonunda bedelini çok ağır ödeyecekler" dedi soğuk çıkan sesiyle
Burdan sağ çıkacağımızı sanmıyordum ama hadi hayırlısı
Sanırım benimde özgür kalma hayallerim yarıda kalacaktı. Aslında buraya gelmeden kaçıp gidebilirdim ama benim gene aptallığım tutmuştu.Dışardan birinin "Arslan demirtaş ben geldim hadi çıksana dışarı" diye bağırmasıyla arslan yumuruklarını sıktı ve "ölüme kendi ayaklarınla geldin demek" dedi ve kapıya yönelecekken arslanı bileğinden tutup
"saçmalama biraz sağlıklı düşün dışarı adım atsak bizi parçalarlar" dediğimde elimi geri itip
"ne yapacaz bayan zeki" dedi dalga geçen bir ses tonuyla
"aklımda bir fikir var ama kabul edeceğini sanmıyorum" dediğimde kaşlarını çatıp
"söyle" dedi."benim geldiğim yerden kaçmaya ne dersin" diye sorduğumda sahte bir kahkaha atıp "ben arsalan demirtaşım, korkak bir tavuk değil" diye bağırdı.
"tamam sen bilirsin o zaman ölelim" diye bağırdım
"sen git istersen" dedi bana küçümser bir bakışla"giderdim de neyse" dedim kısık çıkan sesimle
"birşey mi dedin" diye sorunca kafamı olumsuz anlamında salladım.Arslanın aklına bir fikir gelmiş olacak ki "gel benimle" dedi ve kitli bir odayı açıp içine girdi. Bende arkasından geçtiğimde gözlerime inanamadım
Burası resmen bir cephaneydi, her tür silah ve daha fazlası vardı.
"nasıl ya" dedim şaşırarak
"bunlar daha hiç birşey" dedi gülümseyerekElinde tuttuğu keskin nişancı olan silahı bana verip "bununla iyi atış yapacağına eminim" dediğinde
"hayatımda ilk defa öyle bir şey görüyorum hayatta kullanamam" dediğimde
"sana güveniyorum" dedi cesaret veren bir sesle
"Arslan" dediğimde sözümü kesip "bu bizim tek şansımız" dedi."nerden vuracam" diye sordum gergin bir sesle
Arslan gülümseyip "şuradaki merdiven seni çatıya çıkaracak" dedi.Merdivene doğru gidecekken arslan kolumdan tutup kendine çekti ve hiç beklemediğim bir anda burnumdan öpüp göz kırptı.
Şaşkın bir ifadeyle ona bakmadan hızlıca merdivenlerden çıkıp çatıya geldim ve kalbimin atışlarına engel olmaya çalışarak silahı çatıya yerleştirdim ve dürbününden bakarak adamları bulmaya çalıştım.
Hedefe adam gelince "Allahım sen affet" dedim ve adamın kafasına nişan alarak tetiğe bastım.
Adam yere yığılırken herkes ağacın arkasına geçip korunmaya başladı.
Ama ben eve geçmeye çalışanları affetmeyip vuruyordum.
Aralarından biri beni farkedince çatıya doğru ateş etmeye başladı.
Bense hızlı adımlarla çatıdan inip yerimi pencere kenarında aldım ve görünenleri tek tek indirdim.
Silahını kurşununu değiştirirken kolumda hissettiğim acıyla çığlık atmaya başladım.
Arslan koşarak yanıma geldiKolumu fark edince "lanet olsun benim yüzümden" dedi ve dolaptan bez çıkartıp yaranın üstüne bastırdı.
"Arslan canım çok yanıyor" dedim ağlamaklı çıkan sesimle
"dayan güzelim ardalar şimdi gelecek" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
General FictionNisan bağcı ve arslan demirtaşın hikayesi... Nisan acılara rağmen güçlü durmaya çalışan bir kızdı ailesinin şiddetine rağmen ayaktaydı ta ki birgün dayanamayıp tanımadığı bir adamın arabasına binene kadar Ya o adam kötüyse..? Başlangıç: 22 ocak 202...