Nisan
Yerden yavaşça kalkacağım sırada uğur içerden koşarak yanıma geldi "ne yaptığını sanıyorsun sen aptal kız" diye bağırmasıyla çarptığım kişiye baktım ve gözlerimi kapatıp rüya olmasını diledim ama ne rüya ne de bir hayaldi karşımdaki kişi arslan dıUğur kolumdan tutup "kusura bakma abi bu salak kız sabahtan beri başıma bela oluyor" demesiyle kaşlarımı çattım, kurtardım demiyor da
Arslan kaşlarını çatıp uğurun beni tutan kolunu tuttu. Uğur şaşkınca kolumu bırakıp arslanın önünde kafasını eğdi
"lan sen kimin karısının kolunu böyle sıkıyorsun" diye bağırmasıyla uğurun şaşkınlığı kat ve kat arttı."abi ben senin karın olduğunu bilmiyordum her türlü cezayı verebilirsin" dedi kafasını eğerek
"ve sen bunun cezasını ödeyeceksin" diye bağırdı bana bakarak"suçlu ben değil sensin" diye bağırmamla arslanın bütün adamları bizden uzaklaştılar ve arslan kolumdan tutup "sesini yükseltmemen gerektiğini kaç defa söyleyecem" diye bağırdı.
"tek sorunumuz bu mu yoksa senin bana yalan söylemenmi" dediğimde kaşlarını çatıp "ne yalanı" diye sordu
"resmen kolumu kesecektiniz" diye bağırdığımda
"Doktor söyledi onu ben değil" dediğinde
"peki ya uğrun beni götürdüğü doktor niye ciddi bir şey olmadığını söyledi" dedim sesizceArslan daha çok sinirlenip "uğur" diye bağırdı. Uğur koşarak arslanın yanına gelip "efendim abi" dedi
"götürdüğün doktoru tanıyormusun" diye sorunca
"evet abi çok iyi tanıyorum" dediğinde
"ardaya söyle Türkiye ye dönüyoruz" diye bağırdığında uğur şaşkınlıkla "abi havalanından görüntüler istemiştin" dediğindeBana bakarak "benim olan birşeyi kaybetmiştim buldum" dedi ve kolumdan çekerek beni arabaya bindirdi.
Ne olduğunu tam olarak anlamamıştım ve arslanı suçlamıştım
Arslan arabaya bindiğinde "sen gene bana geldin" dediğinde kaşlarımı çatıp "ben değil sen amerikaya geldin" dediğimde sözümü kesip "ama sen beni buldun" dedi."Arslan benimle derdin ne hani beni bırakacaktın" diye bağırdığımda
"doğru ben seni bırakacaktım ama sen aptallık yapıp kaçtın" dediğinde
"korktum" dedim kafamı eğerek
"korkmanı gerektirecek ne var nisan, benden mi korkuyorsun" diye sorduğunda
"hayır ben sadece sana yük olmak istemedim" dedim kısık çıkan sesimle"nisan sen bana yük olmazsın, aksine kötülüklerden hafifletirsin" dediğinde ona umutsuzca baktım ve "kötülük benim peşimi bırakmazken senin için ne yapabilirim" dedim acı bir gülümsemeyle,
"kötülük benim nisan ve bunu beraber atlatacağız" dedi kısık çıkan sesiyleNeyi atlatmaktan bahsediyordu? O hiçbir zaman değişmeyecekti ve bana acı çektirecekti.
Arabayı çalıştırıp havaalanına doğru sürmeye başladı.
"Arslan ne zaman tedavi olacaksın" diye sormamla bana bakmadan "döner dönmez" dedi."umarım atlatırsın" dediğimde
"bu ruh halimin hayatımın şartlarından olduğunu biliyorsun değil mi" dediğinde"emin ol ben senden daha çok kötü bir hayat yaşadım ama senin gibi olmadım" dedim.
Arslan susmayı tercih edip arabayı havalanında durdurdu ve arabadan inip uçağa bindik ardından arda ve bir kaç kişi gelip yan tarafımızda oturdular.
Türkiye ye geldiğimizde uçaktan inip şöförünün getirdiği arabaya bindik ve eve doğru ilerlemeye başladık.
Resmen iki günlük amerikaya gitmiştim. İyi bir denemeydi aslında
Eve geldiğimizde son olaydan sonra burayı özlemediğimi fark etmiştim.
Arslanın "nisan" demesiyle onu takip etmeye başladım.Geldiğimden beri hep kitli olan odanın kapısını açarken heycanlanmaya başlamıştım çünkü burayı gerçekten de çok merak ediyordum. İçeriye geçtiğimizde bir sürü dosya olduğunu fark ettim ve dev bir ekran
"burasını bir süre sen kullanacaksın" dediğinde hayal kırıklığına uğramıştım. Daha farklı şeyler olabilirdi."burası neresi" diye sorduğumda elindeki kumandayı alıp dev ekranı açtı.
Gözlerimi dev ekrana kayarken gözlerimi kocaman açtım burada resmen bütün şehrin kamera kayıtları vardı.
"ama bu" dediğimde sözümü kesip "soru sorma" dedi.O düzeldikten sonra bunlara ne gerek kalacaktı ki
"bu odaya sen arda ve bir kaç kişi girebilir ama sen istersen kimse geçemez"
"bu oda ne işe yarıyacak" diye sorduğumda"ilerde görürsün" dedi. Bu kısa cevaplar canımı sıkıyordu
"peki tedavin ne zaman bitecek"
"belki bir ay belkide bir yıl" dedi gözlerime bakarakBu çok fazlaydı o kadar sürede ben burayı idare edemezdim
"Arslan ben yapamam" dedim kısık çıkan sesimle
"nisan ben sana güvenmesem bu işi verirmiydim sanıyorsun" diye sesini yükseltti."ne zaman gidiyorsun" diye sorduğumda
"hemen bugün" dedi ve odadan çıkıp bahçeye gitti."herkes buraya toplansın" diye bağırdı.
Arda, doktor ve korumalar bahçeye geldi"bu günden itibaren nisan ne derse o olur eğer bir kişi bile sözünden çıkmaya kalkarsa bedelini kötü öder"diye bağırdıSesini o kadar çok yükseltmişti ki açıkçası ben bile korkmuştum
Arslan, Ardanın ve doktorun yanına gidip "nisan size emanet onu koruyacağınızdan eminim ve hastanedeki doktoru unutmayın" dedi ve bana sarılıp
"en kısa zamanda gelecem ve emin ol hayatımız çok güzel olacak" dedi kısık çıkan sesiyleNedenini bilmediğim bir şekilde gözlerimiden yaş akmaya başladı.
Arslan bana son bir defa bakıp arabaya gülümseyerek bindi ve bahçeden çıktı.
Onu özleyecektim...Merhaba arkadaşlar kusura bakmayın uzun süredir yeni bölüm yazamıyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
General FictionNisan bağcı ve arslan demirtaşın hikayesi... Nisan acılara rağmen güçlü durmaya çalışan bir kızdı ailesinin şiddetine rağmen ayaktaydı ta ki birgün dayanamayıp tanımadığı bir adamın arabasına binene kadar Ya o adam kötüyse..? Başlangıç: 22 ocak 202...