33

26.5K 877 88
                                    

Arslan
Deryanın dediklerinden sonra telefonu kapattım. Ona kısa bir sürede ölebileceğini söylememişti.

Neden acı çekiyordum ki ben?
Onu öldürmek istiyordum. Acı çekmesini istiyordum peki şimdi neden huzursuzum sanki oyuncağını kaybetmekten korkan bir çocuk gibi hissediyordum.

Düşüncerimi bir kenara bırakıp onu buraya getirmek için yola koyuldum. Evini, herşeyini biliyordum.
Onu bıraktığımı sanıyordu ama ben hep onun bir nefes yakınındaydım.

Evinin olduğu apartmana gelip zili çaldım. Evine dönme vakti geldi prenses

Nisan
Derya akşam yemeğini hazırlayıp "abla yemek hazır" dedi

Masaya oturup yemek yiyeceğim sırada zil çaldı.
Kaşlarımı çatıp deryaya baktım "birşey mi sipariş ettin" diye sorduğumda kafasını olumsuz anlamında salladı.
Ayağa kalkıp kapıyı yavaşça açtım

Gördüğüm kişi ile olduğum yerde kalakaldım
Bu arslandı.
Ama beni nasıl bulmuştu "nisan hadi gidiyoruz" demesiyle bir adım geriye çekilip
"sen beni nasıl buldun" dememle
"ben seni hiç kaybetmedim ki" dediğinde kaşlarımı çattım.

"seninle hiçbir yere gitmeyecem" diye bağırdığımda
"nisan istesen de istemesen de geleceğini biliyorsun" dedi ve bir hamleyle beni taşıyıp
"derya hadi çıkıyoruz" demesiyle bir şok daha yaşadım

Derya onu tanıyormuydu. Biliyordum ona güvenmemem gerekiyordu. Herşey arslanın bir oyunuydu ama neden beni almak istiyor

Derya ile göz göze gelince "özür dilerim" dedi kısık çıkan sesiyle
Kaşlarımı çatıp yüzümü başka bir tarafa çevirdim
Lanet olsun nasıl güvenmiştim ona

Arslan beni arabaya koyup "uslu dur" dedi ve derya arka koltuğa oturunca arslan şöför koltuğuna binip arabayı evine doğru sürmeye başladı.

"derya ben sana güvenmiştim" dedim ağlamaklı çıkan sesimle
"özür dilerim ama arslan abinin dediklerini yapmak zorundaydım dediğinde arslan bana bakıp
" doktorun kardeşi o"dedi. Şaşırmıştım onun kimsesi yoktu o bana bunu söylemişti.

Sesizce oturup olacakları beklemeye başladım.
Onu göremek isteyen bendim ama neden onu görünce neden içimi korku sardı. Korkuyordum ondan ama bir yandan da hoşlanıyordum sanki

Bir kötü bir de iyi davranmasının sebebi neydi öyle bir insan o kadar dengesiz olabilirmiydi?

Arslanın evine geldiğimizde "derya sen evine git sana şöför yollayacam" dedi ve bana arabadan inmem için işaret verdi

Arabadan inip daha bir gün önce kovulduğum evin kapısına baktım. Arslanın "hadi geç artık" demesiyle kapıyı açıp içeri geçtim.

İçerde her zamanki gibi arda ve doktor vardı. Onlara bakmadan yüzüm asık bir şekilde karşılarındaki koltuğa oturdum.

Onları en son uyuttuğum aklıma gelince gülesim geldi ama ciddiyetimi korumam gerekiyordu.

"ben uyucam" dedim ve oturduğum yerden kalkacağım sırada
Arslanın "otur oturduğun yerde" diye bağırmasıyla geri oturdum.

Gene başlamıştı bağırmaya "ne istiyorsun" diye bağırmamla
"sesini yükseltmemen gerektiğini kaç defa söyleyecem" diye bağırdı. Bense gözlerime gelen gözyaşlarımı geri göndermeye çalışyordum

"ne istiyorsun benden yeter artık ölecem zaten rahat bırak beni" diye bağırmaya başladım.
"nisan yeter artık beni delirtmeyi kes, burda kalacaksın diyorsam burda kalacaksın" dedi ciddiyetle

Her zaman onun istediği olmak zorundamıyıdı  bu kısacık hayatıma bile karışıyordu.
Arslan ayağa kalkıp mutfağa gitti ve yemek getirip önüme koydu "bunları ye ve burdaki ilaçları iç" dedi kararlı sesiyle

Çok güzel şimdi de benimle ilgileniyordu gerçekten hiçbir şey anlamıyorum
Dediği gibi yemeğimi yedikten sonra ilaçlarımı içtim ve "iyi geceler" diyip süreli yattığım odama girdim.

Hiçbirşey değişmemiş herşey bıraktığım gibiydi bu beni az da olsa mutlu etmişti. Bu odaya benden başkasının geçmemesi beni nedensizce sevindirmişti.

Yatağa yatacağım sırada aklıma gece içeceğim ilaçlar geldi. Arslanı gece gece yormanın anlamı yoktu. İlaçları almak için aşağı inerken arslan ve doktorun sesini duydum ve biraz bekleyip dinlemeye başladım.

Arslan
Haklıydı aslında ona dengesizce davranıyordum ama ona iyi davranacam dediğimde beni çileden çıkarıyordu ve öfkemi kontrol edemiyordum.

Onun için hiçbir şey yapamıyordum doktor fazla ömrünün kalmadığını söylüyordu ama ben bir şekilde onu iyileştirmeliydim. Beni her ne kadar delirtse de onu kaybetmek istemiyordum. Ona alışmıştım belkide, ya da başka birşey

Doktorun "abi" demesiyle saçma düşüncelerimden sıyrıldım
"söyle" dedim derin bir nefes alarak
"nisanı mı düşünüyorsun" diye sorduğunda kaşlarımı çattım

O da fazla uzatmayıp "bir doktor arkadaşımla konuştum. Amerikada bir tanıdığı varmış akciğer kanseri için çalışıyormuş ve bir ameliyat yöntemi bulmuş" dedi ve durdu bunun altından birşey çıkacaktı.

"uzatma doktor" dediğimde
"ameliyat yöntemini hiç denememiş henüz" dedi
"yani diyorsun ki nisanı dememe tahtası olarak gönder"diye bağırdığımda

"yok estağfurullah abi ben sadece söylemek istedim çünkü gerçekten durumu kötü bugün var yarın yok" dediğinde

Gözlerim istemsizce merdivene gitti. Nisan durmuş şok olmuş bir şekilde bizi dinliyordu "nasıl yani" diye bağırdığında ayağa kalkıp

"sen bizimi dinliyorsun" diye bağırdım. Bağırmamla bir adım geriye çekilip yaşlı gözleriyle bana baktı.

"ağlamayı kes" dediğimde
"ben hemen ölecem değil mi" dedi hıçkırıklarla
"eğer o ilaçları kullansaydın hastalığın o kadar ilerlemezdi" diye bağırdım

"ilaç yerine uyuşturucu içiren siz değilmiydiniz" diye bağırdığında

Doktor bana baktı ve kafasını yere eğdi.
Nisan haklıydı o bize yapmayın dedikçe biz ona zarar verdik. O piç babasıyla iş birliği yaptığını sanıyordum ta ki kameralardan ardayı kurtarmaya gittiğini görene kadar.

Nisanın çaresizce"Arslan ben ölmek istemiyorum "demesiyle gözlerine bakıp
" buna izin vermiyecem "dedim sesizce

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin