10

41.3K 1.2K 162
                                    

Arslan bana anlamsız bir bakış attı sanırım her gülümsemek istediğinde bu bakışı atıyordu, sanki gülümsemekten korkuyordu "sen hiç gülümsemezmisin" dediğimde

"gülümserim ama sevmediğim biri can çekişiyorsa" dediğinde kanım donmuştu. Bu huylarından çok korkuyordum bu yüzden konuyu değiştirdim

"Arslan ben yemek yapıyım ne yersin" diye sordum
"bu kolla mı" dediğinde üzülerek koluma baktım haklıydı oflayıp koltuğa oturdum

"telefonum nerde" diye sorduğunda ayağa kalkıp parçalanmış telefonu yerden çıkartıp arslana verdim.

Arslan kaşlarını çatıp "ne oldu buna" dediğinde "şu aptal doktor parçaladı" dedim sinirle, arslan telefonu geri fırlatıp "odamdaki çekmecede var bir tane getir" dediğinde tekrar ayağa kalkıp odasına gittim ve çekmeceyi açtım, telefonu elime alacakken dikkatimi çeken bir fotoğraf oldu anne, baba ve bir çocuk

Bu arslan olmalıydı ne kadar da mutlu ve masum bu fotoğraftaki çocuk şimdi nasıl bu kadar acımasız olabilirdi.

Aklımdakileri dağıtıp fotoğrafı yerine koydum ve telefonu aşağı indirdim "neden geç kaldın" diye sorduğunda biraz bekleyip "şey bi sürü çekmece var" dediğimde inanmamış gibi bakıp telefonu elimden aldı.

Ve birini arayıp "yemek siparişi ver" dedi ve kapattı.
Acaba o adam arslanın ne yiceğini biliyormu tahmin mi etti acaba "birşey sorabilirmiyim" dediğimde "sor" dedi bıkkın sesiyle sanki hep soru soruyormuşum gibi "o aradığın kişi ne yemek istediğini nerden biliyor" diye sordum

"Çünkü belli yemek programlarım var ve onlar biliyor özel yemek yerim var ve orası sadece benim için çalışıyor" dediğinde gözlerimi şaşkınlıkla açıp "demek zenginlik öyle birşey" dediğimde "zenginlikle alakalı değil güvenlikle alakalı, zehirlenmek istemem" dedi sert sesiyle

Bu adam çok önemli olmalıydı çünkü herkes öldürdürmeye çalışyordu.
"Kötü birşey mi yaptın" dediğimde kaşlarını çatıp "soru sormayı kes artık" diye bağırdı.

Arslanın telefonu çalınca şaşırdım oysa ki bu telefon hattı yeniydi, karşısındakini dinleyip "şimdi mi" dedi ve telefonu kapattı

"hazırlan hastaneye gidiyoruz ameliyat olacaksın" dediğinde korkup "hemen mi" dedim
"evet hadi" dedi sinirle
"Senin ayağın yaralı nasıl geleceksin"
"hadi dedim sana" diye bağırdı.

Ayağa kalkıp dış kapıyı açtı bende arkasından gidiyordum. Dışarı baktığımda az önce olanlardan hiç bir iz yoktu sanki hiçbirşey olmamıştı ve yeni adamlar vardı.

Arabaya bineceğimiz sırada siyah giyinimli bir adam kapımız açıp şöför koltuğuna oturdu, arslan hiçbir tepki vermedi sanki eski şöförü vardı
"hastaneye" dedi soğuk çıkan sesiyle

Hastaneye geldiğimizde doktor ameliyathaneyi  hazırlamıştı. Verdikleri kıyafetleri giyip ameliyathaneye geçecekken durdum ve düşünmeye başladım

Çok korkuyordum ama başka çaremde yoktu. İçeri geçeceğim sırada arslan kolumu tutup "güçlü ol bu sefer kimsenin seni yenmesine izin verme ben burdayım" dedi

Sesi o kadar şefkatli çıktı ki şaşkınlıktan ona sarıldım, şu an ne yaptığım umrumda değildi
Göz yaşlarım omuzuna damlarken "eğer ölürsem sana borçlu kalırım" dedim ve ona bakmadan ameliyathaneye geçtim.

Gözlerimi arslanın sesiyle açtım doktora bağırıyordu sanki "hani iki saat sonra uyanacaktı" diye bağırdı
"birazdan uyanır arslan bey"
"bana bak doktor eğer uyanmazsa gittiği yere senide yollarım" dedi tehditkar bir sesle

Gözlerimi açmışım ama konuşacak gücüm yoktu saatin kaç olduğunu bile bilmiyordum.

Arslanın beni görmesiyle derin bir nefes aldım yoksa doktoru öldürecekti. Arslan yanıma gelip "iyimisin" diye sordu. Kafamı olumlu anlamda salladım "Bak ameliyatı atlattık şimdi sıra diğerlerinde" dedi gülümseyerek buna ne olmuştu öyle bana niye iyi davranıyordu

Gözüm bacağına kayarken kan gördüm "Arslan bacağın kanıyor" dedim kısık çıkan sesimle "birşey olmaz" dedi rahat bir sesle
"hazır hastanedeyken baktır istersen" dediğimde "tamam sen dinlen" dedi

"saat kaç" diye sorduğumda kolundaki saate bakıp "saat 22.50" dedi kaşlarını çatarak ve bana bakıp "gitmem gerekiyor işim var seni iki adamım burdan eve götürecek merak etme onlara güvenebilirsin tedavine evde devam edeceksin bugün eve gelemeyebilirim"dedi ve odadan çıktı

O kadar çok kelimeyi bir arada kullanmıştı ki yavaş konuşmasına rağmen şaşkınlıktan hiçbirşey anlamamıştım. Bana niye öyle davrandığını hiç anlamıyorum oysaki ona iyi birşeyde yapmamıştım. Acaba ölecem diyemi öyle davranıyordu

Düşüncelerimi dağıtan kapını açılması oldu bu adam bizi buraya getiren şöfördü "nisan hanım sizi eve götürmeye geldik" dedi ve tekerlekli sandalyeyi yatağıma yaklaştırıp kalkmam için yardım etti.

Sandalye ye oturup beni arabaya kadar götürmesine izin verdim ardından arabaya binmeme yardım edip şöför koltuğuna oturdu "arslanın nereye gittiğini biliyormusunuz" diye sorduğumda "malesef bu konuda size yardımcı olamam efendim" dedi normal bir ses tonuyla

Birşey konuşmayıp camdan dışarıyı izlemeye başladım
Eve geldiğimizde arabadan indirip tekerlekli sandalye ye oturtup içeri geçirdi ve arslanın odasına götürdü "misafir odasına götürürmüsünüz" diye sorduğumda "Arslan beyin kesin talimatı var efendim" dedi ve kapıyı kapatıp odadan çıktı.

Üstümde hastane kıyafetleri olduğu için uyuyamıyordum yataktan kalkıp duvara tutunarak arslanın kıyafet dolabını açtım ve içinden bir tişört çıkarttım

Arslanın dolabının neredeyse hepsi siyahtı ve hepsi onun gibi kokuyordu diye düşündüğümde dolabı hızlıca kapatıp kafamı saçma düşüncelerden arındırmaya çalıştım

Yatağa uzanıp hastane kıyafetlerinden kurtuldum ve arslanın tişörtünü giydim
Tişört nerdeyse dizimin az üstünde olduğu için pantolonlarını denemedim denesemde olmazdı zaten
Odama gidemeyeceğim kadar halsizdim
Yatağa geçip gözlerimi rahatlıkla kapattım.

"nisan" adımı duymamla gözlerimi açtım karşımda arslan vardı elindede bir tepsi yemek ve ilaç vardı "hadi kalk ilacını içmen gerekiyor" dediğinde gözlerime inanmayıp iki defa ovdum

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin