Sirius' s
Gülmeye devam ederek içeri girmiştim. Cumartesi beni -bizi- görmüş olmalıydı. Bir şey itiraf etmeliydim ki hırçın olmak ona yakışıyordu, güzel gözüküyordu. Daha da güzel. Ama güzellik insanlık değildi tabii.
Ardından aklıma cumartesi gecesi geldi ve yine sinirli bir ifadeye büründüm.
Herkes Marlene'nin etrafında toplanmıştı. Yavaş adımlarla yaklaştım ve kendimi Remus'un oturduğu koltuğun koluna attım.
"Yüzünüz niye ölüm-yiyen görmüş gibi ?"
James Lily'nin yanında, Lily ve Mary ise Marlene'nin etrafındaydı. Marlene'nin gözleri doluydu. Peter ise Mary'nin yanındaydı. Ama James'ın veya Peter'ın Marlene'ye odaklandığını düşünmüyorum. Amaçları farklıydı bence.
Remus'ta bana katılan bir ifadeyle cevap verdi.
"Kendinize gelin, birazdan derse gireceğiz. Emin olun böyle görünmek istemezsiniz."
Herkes Remus'a 'ne dersi' der gibi bakıyordu. - Tabii ki Lily hariç- Marlene küçük bir hıçkırık ile birlikte konuştu.
"O kıza gününü göstereceğim. Beni herkesin içinde küçük düşürdü.. Suçlu olan arkadaşı olmasına rağmen."
Marlene başını Lily'nin omzuna yaslamıştı. Lily yatıştırmaya çalışıyordu.
"Marlene sakin ol. Senin de suçun var, bence konuyu burada kapatmalıyız, daha fazla uzamasın. Bir de ceza alacaksın."
Bence de böyle olmalıydı. Ne olduğunu bilmiyorum ama Avery'nin sinirine göre Narcissa'ya kötü bir şey yapmıştı. Marlene de Lily gibi düşünüyor olmalıydı ama gururuna yediremiyordu. Birden gözü bana kaydı ve sinirle sordu.
"Sen niye onun peşinden gittin ?"
Gözlerimi devirdim ve cevap verdim.
"Eğer gitmeseydim, ortada Marlene McKinnon diye biri kalmayacaktı."
James, Remus ve Peter kıkırdadı. Ama Lily'nin attığı bakışla sustular. Ben de korktum. O nasıl bakış Lily ?
Sonra üst üste dört kere hapşırdım. Cidden hasta mıyım yoksa ? Yok be.
"Avery sana ne dedi?"
James'ın sorusuyla düşünmeyi bıraktım, hatırlamaya çalıştım ve cevap verdim.
"Onlara hep aynı şeyi yapıyormuşuz, bir suçları olmadığı halde uğraşıyormuşuz falan filan saçmaladı yani pek dinlemedim."
"Bence bu konu çok uzadı. Tamamen kapatalım."
Peter haklıydı. Hayret! Mary'nin yanında cümle kurabiliyor.
"Aynen gençler hadi derse!"
Remus'un sözüyle ayağa kalktık. Bizim dersimiz SYB'ydi. Lily ise Aritmansi' ye gidecekti. Anlamıyorum o saçma dersi nasıl dinliyor ?
********
"Ne kadar da lezzetli... "
Kılkuyruk kendinden geçmiş bir şekilde pasta yiyordu. Yemek yemiştik ve tatlı vakti gelmişti. James ve ben de karşı masadaki Slytherinleri ve o sinirli bakışlarını izleyip kahkahalara boğuluyorduk. Remus ise bu art arda gelen olaylar yüzünden, tam olarak unutmuş olduğumuz parti için, ikizler ile birlikte izin istemeye gitmişti. Genelde her şeyi izin almadan yaptığımız için umarım nasıl alındığını unutmamıştır. Şahsen, ben.. unuttum.
Bir işte Remus varsa o kesin başarı ile sonuçlanır. Zaten eski Gryffindor başkanı olduğu için hocalarla da arası iyi. Tabii çapulcu kanı olduğundan yine bizim gibiydi ama bu özelliğini daha iyi gizlerdi. Yoksa çok cezaya kalmıştık birlikte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
FanfictionKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...