27. Bölüm: Buluşma

1.3K 101 29
                                    

Lily's

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi araladım. Bu zor olmadı. Bütün gece uyumamama rağmen uykum yoktu ve uykusuz olmama rağmen enerjiktim. Heyecanlıydım. Dün gece uyuyabilmek için kitap okuyayım demiştim ama kitabı baştan sona okuyup bitirmeme rağmen uykum gelmemişti. Gezindim, durdum. Asla uykum yoktu. Ders çalışmaya çalıştım. Bu da olmadı. Hatta odanın içinde yorulmak için iki tur koştum. Takılıp Kate' in üstüne düşmesem daha iyi olabilirdi.

Buluşma için heyecanlanıyordum. James ile 'üç süpürge'ye gidecektik. Hemen hazırlanmaya koyuldum. İyiki bu saatte kalkmışım dedim çünkü hiçbir şey beğenemedim. Sonunda kırmızı kazağımı ve siyah eteğimi giymeye karar verdim. Etek giymek için hava pek uygun değildi ama. Üstüme de siyah montumu çektim. Çizmelerimi de hızlıca giydim. Aynanın karşısında kendimi süzmeye başladım. Güzel olmuştum. Hem de çok. Ama bir şey eksikti. Bir süre bakındım. Makyajım da tamamdı. Tabii ya saçlarım. Hemen asamın bir hareketiyle dalgalandırdım. Şimdi tamamım.

Birkaç saat sonra, -Hogsmeade'e gitmek için toplanan grubun yanına gitmeden önce- son bir kez kızlara danışmak için salona gittim. Hepsi benim hazırlanmamı bekliyordu. Marlene ve Mary bana bayılırken, Kate 'daha iyi olabilirdi' dedi.

Hala ortak salondayken, yeni uyanmış gibi gözüken Hailey Avery' i gördüm. Onu incelemeye başlayınca sinirlendim. Siyah dar bir pantolon ve beyaz balıkçıyaka kazakla oldukça güzeldi. Yani.. benden daha güzel gözüküyordu.Normalde de alımlı ve bakımlıydı. Ama bugün fazla güzeldi. Kim için süslendi acaba? Öfkeyle ona bakmaya devam ediyordum ki onu incelediğimi fark edince dudağının kenarı kıvrılarak kapıdan çıktı. Gıcık!

Aşağı indiğimde, James'ı göremediğim için en arkadan Marlene ile ilerlemeye başladım. Unutmuş olamazdı. Değil mi ?

Ardından dağınık saçları ve gözlüklerinden tanıdığım James 'ı fark ettim. En önde grubuyla şakalaşarak gidiyordu. Sonra da sinirli sinirli yürüyen Avery' i gördüm. Hızla onların önüne geçti.

Bak sen şu çapulculara, hepsi kızı süzüyor. Aptal James ta. Ama Sirius Black bir farklı bakıyor, ya da bana öyle geldi. Off saçmalama Lily.

Aradan bir saat geçti. Kitapçıya girmiştik. Ama görünürde James yoktu. Unuttuğunu kabullendim. Sanırım başlamadan bitti.

Marlene düşünceli bir ifade ile konuştu.
"Potter 'ın hayatının fırsatını kaçıracağını sanmıyorum. Birazdan burada olur."

Ben de incelediğim kitabı sertçe rafa koydum.
"Biraz daha bekletirse, kaçırmış olacak zaten."

Güzel bir kitap görüp incelemeye başladığım esnada Marlene beni dürttü. Niye beni oymaya çalıştığını soracaktım ki James'ın kapıya yaslanmış, yüzündeki yarım gülümsemeyle bana baktığını gördüm.

"Hazır mısınız Miss Evans?"

Dünden hazırım demek istedim ama bu pekte uygun olmazdı. Beni süzüyordu. Hoşuma gitmişti, aynı şekilde gülümseyerek -benimkinin öyle gözüktüğüne emin değilim- yanına yaklaştım.

"Göreceğiz Mr Potter."

Bu cevabım hoşuna gitmiş olmalı ki gülümsemesi yayıldı. Ben yürümeye başladığımda o da arkamdan geliyordu. Yanıma geçtiğinde sordu.

"Bu güzelliğinizi neye borçlusunuz hanımefendi ?"

Bana hayran gibi bakıyordu. Bakmasa ayıp olurdu, sonuçta kaç saattir hazırlanıyorum.

"Her zaman böyleyimdir."

Gelen ıslık sesiyle arkamı -arkamızı- döndüğümde Sirius'u geriye doğru çekmeye çalışan Remus, ve onlara kahkaha atan Peter'ı gördüm. James gözlerini devirip bıkkınlıkla sordu.

Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin