Ertesi gün olmasıyla birlikte, artık elele kolkola gezmekten kaçınmamaya başladık. Yüzümden asla düşmeyen bir gülümseme vardı.David dün yine yanıma gelmişti. Ama çıktığımızı öğrenince trip atmaya başladı. Nedenini anlamamazlıktan gelmeyi tercih ettim. Jason ve bakışlarını hiç sormayın. Yakında sorguya gelir. Anlamlandırmaya çalışıyor olmalı. Narcissa'yı ve Regulusu da iki gündür görmemiştim.
Derslerden çıkınca, kütüphaneye, Lily'nin yanına gidiyordum ki Jason önümde belirdi. Yanında da Rosier ve Allen vardı. Şom ağzıma sövmeye başladım. Gözlerimi devirdim. Üç bir yanımı sarmışlardı.
Mecburen takip etmeye başladım. Girdiğimiz sınıftaki masanın üzerine oturdum. Eninde sonunda bu yüzleşmeyi yaşayacaktım. Sakin kalmaya çalıştım.Jason yanıma yaklaştı ve durdu. Gözleri yerinden fırlayacakmış gibi ateş saçıyordu.
"Sirius Black ile iki gündür el ele, göz göze olmanın bir nedeni olduğunu söyle." Anlamıştı. Ama itiraz etmemi istiyordu. Ifadesiz bir şekilde diğerlerine döndüm. Cevap vermeye niyetim yoktu."Biraz daha insan toplasaydın. Benimle tek başına baş edemiyor musun ?" Allen, sinirle dikildiği yerden yanıma doğru yürüdü. Doğrusu üçü de korkutucuydu.
"Sen Jason'un sorusuna cevap ver." Sanırsın Jason'un kuzeni. Gerçekten beni korumasına hayran kaldım.
Gözlerimi kaçırararak cevap verdim. Sonuçta yaşanmışlığımız vardı. Kırmak istemiyordum. "Belli değil mi ?"
"Duymak istiyorum. Neden sürekli yanındasın ?" Jason anlamamakta ısrarcıydı. Sinir krizine sokacaktı beni.
"Evet nedeni var, çünkü sevgilisiyim." Sirius'un verdiği cevapla hepimiz ona döndük. Ne ara buraya gelmişti ? Sinirlendiği çok belli oluyordu. Onu fark etmesem de başından beri çok iyi tanıyordum. Sinirlenince gözleri koyu griye dönerdi.
Jason öfkeyle hareket etmeye başladı. "Hailey, ne diyor bu ?" Gözlerimi kaçırarak yanıtladım.
"Duydun." Jason ağzını açtı. Ve kötü kötü kahkahalar atmaya başladı. Sirius öyle bir bakıyor ki umarım kavga falan çıkmaz.
"Sen bana düşünücem demiyor muydun ?" Evet öyle demiştim. Çünkü kendime bile itiraf edemediklerim vardı. Cevap verip daha da kızdırmamaya karar verdim. Jason kafasını salladı yanıma yaklaştı ve sözlerini devam ettirdi.
"Amortentia falan mı verdi sana ?" Sirius sinirle kahkaha attı. Rosier ve Allen her an üstüne atlayacakmış gibi davranıyordu.
"Jason ben bunu yiyecek kadar salak mıyım ? Çıkıyoruz işte." İnanmamakta ısrarcıydı.
"Lütfen bunu bir oyun olduğunu söyle."
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Ciddi olduğumu görüyordu. Jason benim için değerliydi ama...
"Bak Hailey. Bu bulanıklarla, kanı bozuklarla takılmana sustum. Ama bu kadarı..." Sirius öfkeyle Jason'un yanına yürüdü. Jason' a öyle bir bakıyordu ki bakışları ile yerle bir edecek sandım. Kendini tutabilmesine şaşırmıştım doğrusu.
"Hazmedemiyorsun değil mi ? Senin yerine beni seçmesini ?" Jason gözlerini benden alıp ona çekti. Asası elindeydi. Sirius'un göğsüne bastırdı.
"Bana bak Black, seni pişman ederim." Sirius ilerlemeye çalıştı ama asası göğsüne daha çok bastırmaya başlamıştı. Rosier ve Allen de sinirle yanına yaklaştılar.
"Gel de et." El atmam gerekiyordu. Masadan indim. Ve zorla da olsa aralarına girdim.
"Sirius, Jason. Kendinize gelin." Sonra Sirius' a döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
FanfictionKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...