Remus's
Bahçedeyken siyah bir köpeğin bize doğru yaklaştığını görünce -en azından- bu kısmı atlattığımızı anladım.
Patiayak geldiğinde zaman kaybetmeden şamarcı söğütün oraya koştuk. Her zamanki gibi deliğe atladık. Tünelde daha hızlı gitmek için patiayağın sırtına bindim. Bu sayede hızlıca geçtik. Kısa bir süreden sonra bağıran barakaya ulaşmıştık. Beklemeden dışarı çıktık. James ve Sirius etrafı kontrol etti. Burada cisimlenme kararı aldık. Eğer Hogsmeade'in içine yürürsek görülebilme ihtimalimiz yüksekti. Patiayak, çatalak ve kılkuyruk eski hallerine döndüler. Sirius'un yanına geçtik. Bizi Sirius cisimleyecekti. Hepimiz cisimlenmeyi biliyorduk ama -Peter hala tam hakim değildi.- daha 17 yaşına tam olarak girmediğimiz için büyülerimiz izlenebilirdi. Bu nedenle daha yeni 17 yaşına girmiş olan Sirius bizi cisimleyecekti. Sirius cisimlemeden önce sordum.
"Bizim evi biliyorsun değil mi?"
Sirius bu dediğime inanamayarak baktı.
"Ben o evde senden daha çok bulunmuşumdur aylak, asıl sen biliyor musun ? "
Sirius'un mantığı buydu sanırım. Nerede kalırsan kal altta kalma. Ona göz devirdim. Alt tarafı 2 - 3 kere geldin. Benden çok biliyormuş, bak bak. Şu an çok gerginim zaten, gidince neyle karşılaşacağım acaba ?
James etrafa baktı. On saniye saydım ve Sirius bizi cisimledi. Sıkışma hissini atlattığımda gördüğüm yeri incelemeye başladım. Ama burası bizim evin iki sokak arkasıydı. Ah pati ah !
"Cidden benden iyi biliyormuşsun. Burası bizim ev mi, bak bakalım pati ?"
Ellerimle etrafı işaret ettim. Sirius biraz düşündü.
"Ne var ? Biraz yürüsen ayakların aşınmaz ya! Burası daha kalıcı olmuş hafızamda benim suçum mu ?"
James anlayamadığımız bir hızla lafa daldı ve sinirli bir şekilde konuştu.
"Sakin olun abi. Oğlum, gerginsin anlıyorum da Sirius'un bizi cisimlemesi en mantıklı olanıydı. Hem daha iyi ,ev gözleniyorsa bizi burada görmeleri imkansız."
Aslında ikimiz de şakasına söylemiştik. Bence gergin olan James'tı. Hem şu anki durumumuzdan dolayı, hem de Lily meselesi. Ah pati yaktın çocuğu.
Ufak bir anlığına gözüm daldı. Onlara tekrar döndüğümde ise bir geyik, bir köpek ve sıska bir fare ile karşılaştım. Etrafta biri varsa diye tekrar dönüşmüş olmalılardı. Ben de görünmezlik pelerinini üstüme attım.
Kedilerin tıkırtıları hariç etraf fazlasıyla ıssızdı. Kendimi terk edilmiş bir köyü geziyor gibi hissettim. Hava da bu yüzden soğuktu sanki.
Geçtiğimiz yolda bütün evler yakılıp yıkılmıştı. Büyücü toplumu zor durumlar yaşıyordu. Mugglelara da vurduğunda işler çığırından çıkacak. Bir şeyler yapmamız gerek.
Eve varmak için daha hızlı adım atarken, etrafta ölüm yiyen olup olmadığını da kontrol ediyorduk. On dakika kadar bir süre boyunca daha yürüdük. Ve gördüğüm manzarayla kalbim acıdı. Eve ulaşmıştık. Ben burayı büyük bir dikkatle incelerken, yan gözle James'ın geyik formundan çıktığını gördüm. Şu anki yüz ifadem içler acısı olduğundan, evden başka hiçbir şeye odaklanamıyordum. Daha üç ay önce geldiğim yer yakılıp yıkılmıştı. James güç vermek ister gibi omzuma dokundu. Sonra bana sarıldı. Ardından ne zaman eski haline döndüğünü bilmediğim Sirius , daha sonra da Peter bize katıldı. Etrafımda güç aldığım üç kişi vardı sadece. Bir de bunların olmasını sağlayan Dumbledore.
Yavaşça geri çekildiler. Ben onlara 'merak etmeyin iyiyim' bakışı attım. Sonra eve girmeden önce etrafı kontrol etme kararı aldık. İkiye ayrıldık ve ters yönlere dağıldık. Patiayak ve ben , çatalak ile kılkuyruk. Sirius önden ben arkadan gidiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
Fiksi PenggemarKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...