Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)

18. Bölüm : Parola

"Bu kaçıncı olay ?"

Slughorn'un odasındaydık. Minerva McGonagall da buradaydı. Tepeme dikilmiş -eminim ki- dik dik bana bakıyordu. Slughorn devam etti.

"Birbirinizle alıp veremediğiniz ne ?"

McGonagall bıkmış ve tükenmiş bir ifadeyle lafını söyledi.

"Ben ceza vermeye yoruldum siz almaktan bıkmadınız. Özellikle sen Black."

Ben de açıkladım.

"Ortada önemli bir şey yok profesör, arkadaşların canı sıkılmış eğlendik birazcık."

McgGonagall ve Slughorn aynı anda göz devirdi. Slughorn bile bu sefer ciddiydi ve umursuyordu.

Allem edip kallem edip suçsuz olduğumu belirtmiş ve ceza almadan sıyrılmıştım. Tabi slytherinlilerin de ceza almak istememesinin yardımı olmuş olabilir. Büyüler üzerine düello yaparak çalıştığımızı söylemiştik. Yeri de boş gördüğümüz, kimseyi rahatsız etmemek için kullandığımızı anlatmıştık. Bu arada ben ne güzel Pomfrey'e verdiğim sözü tutup uslu duracaktım ama fırsat vermiyorlar ki.

********

Ders bittikten sonra bizimkilerin yanına gitmiştim. Olanları büyük bir zevkle anlatmıştım. Remus; 'bir kere de bir olayın içinde olma, şaşarım zaten!' diye sitem ederken, James 'keşke ben de orada olsaydım' diye iç çekmişti. Peter ise Remus'un dediğine göre bitkibilimde, Mary ile eş olduğundan beri bir tür şoka girmişti. Bu yüzden konuşmuyordu.

Büyük salonda yemek yedikten sonra da ortak salona çıktık, koltuklarda rahatça oturuyorduk ki James' ın gözü bir yere takıldı. Lily süzülerek yanımızdan geçerken elindeki kitap yere düştü. James durur mu ? Hemen onu göremediğim bir hızla kalktı ve kitabı yerden aldı. Lily almak için uzandı ama James kitabı kendine doğru çekti. Aklıma nedense iksir sınıfında kutuyu Avery'e vermemem geldi.

"Parolayı söyle Evans!"

Lily göz devirdi ve James'ın saçmaladığını düşünüyormuşçasına yüzüne baktı.

"Ne parolası ver şunu!!"

Kitabı almaya çalıştı ama James üzülmüş gibi gözlerini kıstı ve konuştu.

"Üzgünüm parola bu değil."

Lily daha çok sinirlendi. Biz de onlara bakıp eğleniyorduk.

"Kitabımı ver yoksa ben alırım, sen de laneti yersin!"

James sanırım korkmuştu ya da -büyük ihtimalle- sınırı aşmamak istedi.

"Şimdilik vereyim Lily ama parolayı söyleyeyim. Mutlaka lazım olur. Parola 'James'ı çok seviyorum' olacaktı."

Lily kitabı elinden sertçe çekti ve hızlıca gitti. Dudağının kenarı mı kıvrıldı onun?

James arkasından gülerek bakarken biz de yaptığına karşılık kahkahalar ile gülmüştük. Ardından James, Peter'ın elindeki tabaktan fıstık alıp ağzına attı ve yalandan bir sinirle konuştu.

"Bugün hiç Lily'le muhattap olamadım pati, senin derdine düştüm. Nereden hastalandıysan!"

Remus'ta kitabını kapattı ve gülümseyerek konuştu.

"İyi yaptın valla pati kız bir gün nefes almış oldu."

Ben de James gibi bir ifadeyle lafa daldım.

"Lily'i boşver de asıl ben bugün tüm beni görmek isteyenleri üzdüm."

Peter göz devirdi ve konuştu.