"Bu gece hiç eğlenmediğiniz kadar eğlenmeye hazır olunn!"
Dün kütüphaneden çıktıktan sonra salona gitmiştim. Remus, kursa resmen katıldığımızı gösteren belgelerle gelmişti. Çok sevindiğim söylenemezdi. Biraz homurdandıktan sonra çene çalmaya başlamıştık bile. Biraz da ders çalıştıktan sonra dinlenmek için oturmuştuk.
Birkaç dakika sonra içeri bu kadar erken gelmesine şaşırdığım, saldırıya uğramışa benzeyen Avery girdi. Az kalsın gidip 'seni kim lanetledi' diye soracaktım ki vazgeçtim.
Biraz sonra da parti hazırlıklarını sessiz bir ortamda konuşmak için yatakhaneye çıkmıştık. Ama tabii ki ciddi olamadığımız için parti harici her şeyi tartışmıştık. Hatta biz biraradayken ortak salondakinden fazla ses çıkmıştı. Saat geç olunca da uyumuştuk.
Sabahtan beri de boş boş derslere girip çıkmıştık. Hatta James yaramıza tuz basarak 'bir köşede öylece duran haritamızın tozlandığını, bu aralar günlerin çok sıkıcı geçtiğini' söyledi. Bu sene dersler yüzünden pek eğlenemiyorduk şu sıralar da fazla ceza aldığımız ve göz önünde olduğumuz için okulda bile rahatça dolaşmıyorduk.
İşte bu parti eğlenmemiz için mükemmel bir fırsattı.
Şimdi de akşam yemeğinden hemen sonra dışarı çıkmış hazırlık yapıyorduk. Bu resmen bizim
-çapulcuların- düzenlediğimiz bir parti gibiydi. Çünkü Ryan ve Brian sadece fikri ortaya atmıştı. Organize eden ve hazırlayan bizdik. Remus elindeki listeye göz gezdirdi ve rahatlamış bir biçimde, derin bir nefes vererek konuştu."Her şey tamam galiba!"
Peter hayal kırıklığıyla kaşlarını oynattı.
"Her şey tamam mı, yiyecek olmayacak mı?"
Üçümüz aynı anda göz devirdik. Bu çocuk değil beni, üçümüzü üst üste koyup yese doymaz.
James bıkmış bir ifadeyle cevap verdi.
"Kılkuyruk, zaten piknik tarzı bir şey yapıyoruz. Tabiki atıştırmalıklar olacak."
Ben de aklıma gelen şeyi sordum. Buraya gizlice sokmuştuk.
"Ateşviskileri hazır mı ?"
Anlamıyorum yani. Yıl olmuş kaç! Hala aynı saçma kurallar. Sorsalar en gelişmiş büyücü okuluyuz derler. Umarım gelecek senelerde bu saçma şeyler kalkar.
Remus kendinden emin bir ifadeyle -sanki elinde tepsi, içinde de içecekler varmış gibi- elini yana doğru doğrulttu ve neşeyle konuştu.
"Bütün içecekler emrinize amade!"
Ellerimi iki yana açıp bağırdım.
"İşte bu HARİKA!"
Birkaç kişi bize döndü. Zaten hazırlığa başladığımızdan beri bütün küçük sınıflar kıskançlıkla, kızgınca ve belki partiyi sadece yedinci sınıflara vermekten vazgeçerler de bizde katılırız umuduyla bize doğru bakıyordu.
Şu anda hala bize aynı şekilde bakan bir grup küçüğe 'avcunuzu yalarsınız' diyecektim ki vazgeçtim. Sakin ifademi korumalıyım. Bazen fazlaca çocuk gibi olabiliyorum. Bizimkilere göre 'çoğu zaman'.
Yedinci sınıflar ise hazırlanıyor olmalıydı. Umarım büyük bir baloya gelir gibi gelmezler. Abartacak ve kendini göstermek isteyen kişiler olduğuna eminim.
Daha sonra oluşturduğunuz ve müzik kısmı kurduğumuz alana baktım. Sadece kırk kişi olacağımız için çok büyük bir alan oluşturmamıştık. İlk başta kaynaşmak için ikişer gruba ayrılacaktık. Sonra isteyen istediğiyle takılacaktı. Bu da James'ın dahiyane fikriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
FanficKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...