10.Bölüm: İç karartan iksir dersi

2.1K 132 29
                                    

Sirius' s

Kafam çok kötü zonkluyordu. Ama bu sefer fazla içmemden değil, Hogwarts'a sabaha karşı dönmemizden dolayı. Ruh emicilerden sonra olay yaşamadan dönmeyi başarmıştık. Tabi köpeklik içgüdülerim yüzünden bir kediyi kovalamam hariç. Onu da çatalak sağolsun, hemen halletti.

Geldiğimiz gibi üstümüzü değiştirmeden yuvarlanmıştık. Şu an da hepimiz uykulu gözlerle büyük salonda kahvaltı yapıyoruz, ama alışkın olduğumuz için birazdan toparlarız.

"Mary, sütü uzatabilir misin ?"

Peter'ın iki saat ona bakıp sonunda kibarca sorduğu soruyla başımı ona çevirdim. Ama tek çeviren ben değilmişim. Remus ve James'ta aynı şaşkınlıkla bakıyordu. Şaşırmamın sebebi bu cümleyi kuran kişinin Remus değil, Peter olmasıydı. Biz böyle nazik cümlelere alışık değildik. Ama asıl sorun Mary'nın cevabıydı.

"E kendi önünde var ya Pettigrew, niye benim önümdekini istiyorsun?"

Peter'ın birden modu düşmüştü. Ve kızarmaya başlamıştı. Cümleleri toparlamaya çalıştı.

"Eee şey... benn neyse."

Ama başaramadı. Hemen ortaya atıldım. Sonuçta Peter bir çapulcuydu. Çapulcular da nerede olursa, ne olursa olsun birbirine yardımcı olurdu. Bu da prensiplerimizdendi.

"Ben oradaki sütü içmek istedim McDonald. Olamaz mı ? Buradaki bana kötü geldi. Sana daha yakın olduğu için söylemesini, Peter'dan ben istedim. Cevap vermek yerine uzatman daha kolaydı."

Peter bana hayran gibi bakıyordu. Ben olsam, ben de kendime öyle bakardım.

"Evet, biz sizinle arkadaşlık ilişkilerimiz güçlensin diye hamlede bulunuyoruz. Sonuçta accio ile de çağırabilirdik. Senin yaptığına bak!"

James'ta bana katılmıştı. Remus'ta tüm nezaketiyle cevap verdi.

"Tamam uzatmayın arkadaşlar, isteyen istediği cevabı versin. Herkesin anlayış derecesi ve katlanabilirlik seviyesi farklı."

Bu sefer son dakika Quaffleı Remus'tan gelmişti. Daha çok bludgerdı ama neyse.

Bu konu böylece kapanmıştı. Evans'ta bizimle küs olduğu için -sanırım küsmüştü- cevap vermemişti. Peter'ın kızarıklığı azalırken gözleri Mary'e kayınca artıyordu. Noluyo acaba ? Yoksa ? Yok canım ya.

**********

Baykuşlar, mektup dağıtmak için salona girmişti. Remus'a, Peter'a ve bana gelen bir baykuş yoktu ama James'a ailesinden olduğunu düşündüğüm bir mektup ve gelecek postası gelmişti. Remus her zamanki gibi gazeteyi aldı. Ve göz gezdirdi. Sonra umutsuzca başını salladı. Ve gazeteyi fırlatır gibi masaya koydu.

"Hala bir iyileşme, düzelme veya gelişme yok. Her şey aynı. Ne zaman düzelecek bu durum ? Yine kaç tane büyücü ve cadı öldürülmüş."

O sırada gözüm karşı masaya -Slytherin- kaydı.

"Bunlar gibi insanlar yok olmadıkça ya da ders almadıkça iyileşme olmayacak." Ses çıkmayınca herkesin aynı fikirde olduğunu anladım.

Bir süre süren sessizliği James bozdu.

"Annem yazmış. Sihir bakanlığı çalışmalarını sürdürüyormuş ama hala gelişme yok. Annemle babam iyi olmaya çalışıyormuş ama bu durumda ne kadar iyi olunabilecekse o kadar olduklarını eklemiş. Benimde dikkat etmemi söylemiş. Sizinde Sirius, Remus ve Peter."

Bu iç karartıcı dakikalardan sonra yine bir o kadar iç karartıcı olan iksir dersine geçtik. Slughorn ikili gruplara ayrılmamızı istemişti. Bugün takım çalışması ile bir hafıza iksiri yapacakmışız. Ben Peter ile, Remus ise James ile grup olmuştu. İksirde diğer derslerde olduğumuz kadar iyi değildik ama Lily ve Snape'ten sonra en iyiler olduğumuz kesindi. Lily zaten bir iksir ustasıydı. Snape'in de tek benden iyi olduğu konu bu olabilirdi. Bakın tek diyorum ha.

Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin