*Onlar, Hogwarts' ın gelmiş geçmiş en muzip ve haylaz grubunun üyeleri. En havalı, en gaddarları, aynı zamanda en merhametlileri. Her koşulda en çok tanınan kişileri: James, Sirius, Remus ve Peter.
Birbirini deliler gibi seven , -en azından
üçü- gözünü kırpmadan canını verebilecek dostlar. Onları ölümden başka bir şey ayıramayacaktır. Söz konusu ihanete kadar...*1977|Hogwarts
Sirius Black's
Kütüphaneden çıktığımızda günün yorgunluğu üstümüzdeydi. Yani en azından benim için. Bu sene Hogwarts'taki -maalesef- son senemdi. FYBS'lere hazırlandığımız için çalışmalıydık, bu yüzden de kütüphanedeydik.
Okuduğumu anlamakta zorluk çekiyordum. Ben 'Black ailesinin tek parlayan yıldızı' Sirius Black.
Ben bile zorluk çekiyorsam diğerlerini düşünemiyorum. Tamam yanımda oturan Remus, kitabın o uzun sayfalarını dakikada bir değiştiriyor olabilir, ama bunun sebebi okuduğunu hemen anlaması. Zekası ile bir alakası yok. Yüzüne söylemesem de benden birazcık daha zekiydi. Umarım zihnefend falan yapmayı bilmiyordur, havalara falan girer çıkaramayız sonra.
Doğrusu bunun zekayla ne ilgisi vardı ki ? Asıl suç bu sayfaları bu kadar çok yazanlardaydı. Ne olurdu sadece uygulamalı sınav olsa ? İlla işin teori kısmı da bilinecekti.
Evet bugünlük boş düşünme kotamı da doldurduğuma göre yorgunluğumun sebebine geçebiliriz. Günüm çok boş geçmişti. Napayım işte ben de böyleyim, günüm sıkıcı geçince yoruluyorum. Macera lazım.
Sabah Sümsükus ile yapılan saygı çerçevesindeki tartışma -Remus 'a göre bizim sürekli kavga etmeye çalışmamız- artık günlük rutinlerimizden biriydi.
Bugünkü tek aksiyonum sabah daha kimse uyanmadan zorla uyandırılmamdı. Kim tarafından mı, tabii ki James.
Sabahın köründe yasak ormanın girişine yakın olan seraya bitki toplamaya gidecekmişiz 'Bu bitki şakaklarımızı açakacakmış' ben bilmiyorum sanki onun amacını ama çaktırmadım. Bunu bizi tanıyan herkes anlardı, sonuçta biz Slughorn'un toplamamızı istediği bitkileri bile toplamayan insanlardık. Ancak kendi işimize yarayan bitkileri kullanırdık. Bu da Çapulcu prensiplerinden biriydi.
Tahmin ettiğim gibi Lily' i görmek içinmiş. Lily artık kabul etse de kurtulsak şu saçma davranışlardan. Güldük, eğlendik ama yeter artık. Kabul et şu çocuğu.
Çatalak artık sabahın köründe çapulcu haritasını çıkarıp Lily'e bakıp güne öyle başlıyor. Gerçi kime anlatıyorsam, James ilk seneden beri böyleydi. En azından Lily'e olan duyguları ve davranışlarıyla.
Remus ve Peter'ı bile almadan gittik, çünkü daha kimse uyanmamıştı. Ben Mcgonagall'ın uyandığına bile emin değildim.
Gittikte kimi görelim ? Hufflepuf, 3. sınıflardan olan bir kız. Meğerse James uyku sersemi 'Lilie Edvans' demiş haritaya. Biraz söylensemde gülmekten ölmüştük. Sonra da salonda son kalan kişilerle kahvaltı edip kütüphaneye geçtik.
Remus bugünü çalışmaya ayırmamız gerektiğini söylediği için gelmiştik. James ile sıkılınca arada yaptığımız ses yüzünden -kütüphaneneciye göre ses olsa normal karşılaşabilirmiş gürültümüz aynı patlayan akromantula (dev örümcek) sesine benziyormuş- erken ayrılma kararı aldık, yani kovulduk diyelim. Şimdi de ortak salona doğru ilerliyoruz.
James sıkılmış bir ifadeyle öne geçti.
"Ufff, bütün günü ders çalışmaya ayırdık aylak, mutlu musun ?"Gerçi çalışmamız lazımdı ama ben de tabii ki James'ı destekledim.
"Hayır anlamıyorum daha çok var niye şimdiden çalışıyoruz, yapılabilecek onca güzel şey -muziplik- varken örneğin yeni yerler keşfedip haritamıza yerleştirmek gibi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
FanficKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...