39. Bölüm: Sihir Tarihi

864 82 36
                                    

Hailey's:

Noluyor bana ? Yanından ayrıldıktan sonra kalbim küt küt atmaya devam ederken ortak salona doğru ilerledim. Daha doğrusu koşuyordum. Hemen Sirius Black' ten uzaklaşmam gerekiyordu. Nasıl oldu da yumuşadı bu ? Unuttuğunu düşünmüyorum. Ah tabii ya!

Hızla yatakhaneden içeri girdim. Lily hala balo kıyafetleriyleydi, aynanın karşısında küpelerini çıkarıyordu. Başında dikilirken sordum.

"Özür dilemesini sen mi söyledin?" Lily gülümseyerek ve heyecanla bana döndü.

"Özür diledi mi ?"

Yanındaki yatağa çöktüm. Ve sakinleşmeye çalışarak sordum. Tahmin etmeliydim. Sirius zaten kendi rızasıyla yapmış olamazdı.

"Lily neden yaptın bunu ?"

"Gerçekleri tam anlamıyla bilmesini istedim."

Ne yani ağladığımı anlatmış mıydı ? Tam sinirle soracaktım ki lafını tamamladı.

"Ve açıkçası dileyeceğini sanmıyordum. Çünkü Sirius bu. Hatasını kabul etmesi şaşırtıcı."

Dediği şeyle birlikte sakinledim. Doğru Black bu. Kolay kolay özür dilemez. Kendi kendime gülümsemeye başladım. Engel olamıyordum.

"Ayrıca bugün çok güzel görünmenin de katkısı vardır." Aynada kendimi izlemeye başladım. Hala sırıtıyordum. O sırada içeri Mckinnon girdi. Çok mutluydu. Çok.

"Lily,Mary,Kate.... Siriusla çıkıyoruz." Dediğiyle birlikte aynada yüzümün almış olduğu şekle bakmaya devam ettim. Zaten beklediğim bir şey değil miydi ? Fena olmuştum. Nefes alamıyordum. Çok mutsuzdum. Neden mutluluğum sadece bir dakika sürmek zorundaydı ki ?

Lily koşarak Marlene' ye sarıldı. Ben de kapıyı çarpıp çıktım. Gözüm hiçbir şey görmüyordu. Merdivenleri ne ara indiğimi anlamadım. Tam ortak salondan çıkacaktım ki önüme şiddetle çarpıp yere düşmeme sebep olacak bir şey çıktı.
Sirius Black ile çarpışmıştık. Hemen ayağa kalktım. O da dengesini sağladı. Benim gibi çok sinirliydi. Ben gözlerinin içine içine bakarken o gözlerini kaçırdı. Ve beni bırakıp hızlıca çıktı.

Ben de merdivenlere oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım. Ezberimi bozuyor.

********

Esneyerek kahvaltıya iniyordum. Aslında inmeyecektim ama Lily benimle yiyeceksin -bir de çapulcularla- diye zorlayınca kabul etmek zorunda kaldım. Kızılcadıya da yüz vermeye gelmiyor. Ona içimi döktüğümden beri çok yakındık. Gerçek kimliğini görmüştüm sanki. Göründüğü gibi gıcık değildi. Gerçekten onu neden sevdiklerini anlamıştım. Ailesinin muggle olması hiç önemli değildi. Zaten ben buna hiçbir zaman önem vermedim ki. Hepsi çevrem yüzünden.

Narcissa ve Regulus ile hala eskisi kadar sık olmasa da görüşüyordum. Onları seviyordum çünkü. Jason'ı bilmiyorum. Hala seviyor muyum, yoksa unuttum mu ? Ama görünce üzüldüğüm kesin. Bir de David Nolas vardı. Yalnız kaldığım zaman fırsat kollayıp yanıma gelmişti. Onu Hogsmeade' de ve birkaç kere daha terslememden sonra beni kafasına takmış gibiydi. Ama kaybettiği maçtan sonra çok sinirli olduğu anda yanından geçerken bir su fırlamıştım. Ondan sonra da biraz konuşmuştuk. İşte iki haftadır iyiyiz. Onun da gerçek kişiliğini gördüm. Kötü ve bencil gözüken, özünde iyi olan biri. Keşke herkes onun gibi olsa. Ve arkadaş olduk. Hatta Lily bile seviyor onu.

Jason, ise.... beni geçen gün büyük salonda David Nolas' la gördüğünde sinirle başıma dikilmişti.

David ile birlikte Gryffindor masasında oturuyorduk. Öğlen yemeğini birlikte yeme kararı almıştık. Ardından yanımıza Lily geldi. Sonra da David Nolas, Jade Bright' ı davet etti. O sırada Jason sinir küpü bir şekilde yanıma yaklaştı.

Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin