*Hogsmeade|akşamdan önce*
Sirius's
Hogsmeade gezisi bizim için güzel geçiyordu. Eğleniyorduk. İyi ki ceza almaktan son anda kurtulup kaçak gibi gelmek zorunda kalmadık.
Özellikle Lily ve James'ın konuşmasını dinlerken beni bir gülme almıştı ki sormayın. Sonunda çıkmaya başlamışlardı. Tabii Lily -James' ın anlattıklarına göre- öpüşmelerinden sonra kızararak hızlıca kaçtığı için tam başladılar mı bilemiyorum.
Neyse bizimki ağzı kulaklarında, yerinde duramıyor. E biz de çok sevindik. Artık bu salak halleri yüzünden bıkmıştık açıkçası. Hayatının aşkına kavuştu sonunda.
Üç süpürgeden çıktıktan sonra Hogsmeade'in tepeliklerine gelmiştik. Dinlenmek için. Hava da kararıyordu. Buradan tüm köy gözüküyordu. Işıkları çok hoştu. Ve huzur doluydu. Gözlerimi kapadım ve uzandım.
Hailey Avery'i düşünüyordum. O gözlerini. Sevgilisini. Dünü. Az önce nedensizce -biraz da sinirlenerek- peşinden gidip, onu o çocuktan ayırmamı.
Bunları kafamdan atmama neden olan şey, James'ın hızla yanıma yaklaşmasıydı. Nefes nefese, endişeli ve aceleciydi. Birkaç saat önceki halinden eser yoktu. Acaba yine Lily ile bir şey mi oldu diye düşündüm. Az önce Remus ve Peter ile buraları dolaşmaya çıkmışlardı. Ben burada vakit geçirmek istediğim için -zor geldiğinden de olabilir- gitmemiştim. Ama ikisi de yanında yoktu. Bir şey olmuş olmalıydı. Hemen lafa girdi.
"Büyük bir sorunumuz var."
Telaşla ayağa kalktım. Umarım bu salakça bir sorun değildir. Mesela geçenki 'Peter' ın bulamadığı, balyumrukta kalmamış olan kazan pasta gibi.' James böyle şakalar yapmaya bayılır. Yani benim gibi.
"Birine bir şey mi oldu çatalak ?"
Ama bu ciddi gibiydi. Artık ciddi mi değil mi tanıyabiliyorum.
"Olan şu ki, Remus hızla solgunlaşmaya başladı, ve acı çekmeye."
Bu dediğiyle şaşırdım. Daha vakti gelmemişti ki.
"Ama daha var."
"Evet biliyorum. Daha önce de yaşamıştık. Hatırlasana pati. Çok acı çekmişti o gün boyunca. Araştırmıştık. Nadir de olsa bu olabiliyordu. Engellemek için bir iksiri vardı. Nasıldı o ? İksir yapmamız lazım."
Dedikleriyle anılar beynime şimşek hızıyla indi. Hatırlamıştım. Gizlice yasaklı bölüme girip, saatlerce araştırıp, içinde bu iksirin olduğu kitabı almıştık. Kitapta nadir de olsa bunların yaşanabileceği, dolunay gününde olduğu gibi acı çekebilecekleri yazıyordu.
"O karmaşık iksiri ?" Dediğimde James üzüntüyle başını salladı.
"Aynen öyle pati. Yoksa dostumuz daha fazla acı çekecek."
Gözlerimi hüzünle yumdum.
"Şimdi neredeler ?""Bağıran baraka. Peter yanında, Remus bunu yapmamızı istemiyor ama acı çekmesine izin veremeyiz. En azından azaltmalıyız. Peter, Remus'un başında beklerken biz de seninle iksir yapacağız."
Onayladığımı belirtircesine kafamı salladım, James aklına gelenle sözlerine devam etti.
"Ama önce formülü bulmalıyız."
Ben de, yapmam gerekeni tahmin ederek konuştum.
"Burada da iş bana düşüyor, Hogwarts'a gidip bulacağım."
"Evet en hızlı gidebilecek kişi sensin, Remus zaten bir kopyasını çıkarmış, odadaki anahtarlı çekmecesindeymiş."
Remus işte ya. Kimin arkadaşı? Hava hala aydınlık olduğu için görünmezlik peleriniyle bile gitsem, bulamazdım. Pince kesin fark ederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lyraus ||The Marauders (Sirius Black)
أدب الهواةKaranlığın hakim olduğu yıllarda, Hogwarts'ın çapulcular sayesinde daha da güzelleşen yedi döneminin sonuna yaklaştık. Birbirlerine katlanamayan Sirius Black ve Hailey Avery. Hala Lily Evans'ın peşinde koşmaya devam eden James Potter. James'a göre k...